Hazır herkesin asabı bozulmuşken, nabza göre şerbet verip, Devlet Bahçeli’ye giydirebilirdim. Akp’ye baston oldu filan.

*

Ama, bu tür goygoyların kimseye faydası yok.

*

2009 yerel seçimini kaybetti.
Kaybetme sanatı’nın ilk hamlesiydi.
Ankara’dan belediye başkan adayı olması bekleniyordu, ekran düellosundan galip çıkmış, Melih Gökçek’i köşeye kıstırmıştı. O da ne? O güne kadar kendisiyle ilgili tek kelime yazmayan liboş medya, aniden, İstanbul’dan aday olursa oyların patlayacağını, İstanbul’daki anketlerde büyük farkla önde göründüğünü yazmaya başladı. Liboşlar öyle bi hava yarattı ki, ahali de inandı. Hobaraaa, İstanbul adayı oldu. Böylece… Hem İstanbul tekrar kaybedildi, hem Ankara’yı tekrar Gökçek kazandı. CHP 2009’da Ankara’yı alsaydı, tarih başka türlü akacaktı.

*

2010 referandumunu kaybetti.
Seçmen kağıdı çıkarmayı unuttular iyi mi. Oy bile kullanamadı. Yetmez ama evet referandumunda hayır diyelim derken, kendilerine bile hayır’ları olmadı. Yeni Chp’nin Chp’ye ettiğini hiçbir Akp’li edemezdi.

*

2011 genel seçimini kaybetti.
“Yüzde 30’un altında alırsam çeker giderim” dedi, yüzde 26 aldı, gitmedi. Mehmet Haberal, Mustafa Balbay hapisteydi, “onurlu mücadele başlattık, tutuklu vekillerimiz meclise gelene kadar yemin etmeyeceğiz, gerekirse dört sene yemin etmeyiz” dedi, Tayyip Erdoğan “görün bakın, tükürdüklerini yalayacaklar” dedi, tükürdüklerini yaladılar, tutuklu vekilleri filan boşverip, yemin ettiler. Chp seçmeni partisi adına utandı, bunlar utanmadı.

*

2011 meclis başkanlığını kaybetti.
Güya “yemin etmiyoruz” protestosu yapıyorlardı, meclis başkanlığına aday bile göstermediler. Cemil Çiçek, hiç muhalefetsiz, güle oynaya kazandı. Cemil Çiçek’i tek tek tebrik ettiler, sonra gidip yemin ettiler.

*

2013 meclis başkanlığını kaybetti.
Cemil Çiçek gene aday oldu, bu sefer protesto etmediler, Osman Korutürk’ü aday gösterdiler. Cemil Çiçek gene seçildi. “0001” plakalı makam için aday gösterdikleri Osman Korutürk’ü iki sene sonraki genel seçimde milletvekili seçilmesin diye, 22’nci sıraya koydular!

*

2014 yerel seçimini kaybetti.
Milli görüşçüleri, cemaatçileri, ülkücüleri, özerkçileri, akp’den kovalananları aday gösterdiler, neredeyse sadece chp’lileri aday göstermediler. “Çıkan sonucu başarısızlık olarak görmüyorum, sevindirici bir çizgimiz var, kararlılıkla yukarıya gidiyor” dedi.

*

2014 cumhurbaşkanlığı seçimini kaybetti.
Devlet Bahçeli durup dururken “çatı aday” formülünü ortaya attı. Bu, üstüne atladı. Halbuki, cumhurbaşkanı ilk turda seçilmezse, ikinci tura Tayyip Erdoğan’la birlikte Chp’nin adayı kalacaktı, Mhp seçmeni ya Chp adayına oy verecek, ya da Tayyip Erdoğan’a oy verecekti. Her iki durumda da, Tayyip Erdoğan seçilecek, faktör bile olamayan Mhp’de partiiçi dengeler karışacak, Devlet Bahçeli koltuğunu kaybedecekti. Çatı aday oltasına takılarak, aslında, Bahçeli’nin koltuğunu kurtardı.

*

Chp’de adam kalmamış gibi, Mısır’dan aday getirdi. Ahali internete koştu, google’dan “kim bu?” diye aradı. Ekmeleddin İhsanoğlu’nun tanınma oranı, sadece yüzde 22’ydi. CHP seçmeninin bile tanımadığı bir adayla, Akp seçmeninin Chp adayına oy vermesini umut ediyordu!

*

CHP milletvekillerine, il başkanlarına, belediye başkanlarına “adayımız kim olsun?” diye sordular. Profesör Yılmaz Büyükerşen çıktı. Hem de açık ara çıktı. 15 Haziran günü CHP’nin tüm belediye başkanları Eskişehir’de buluştu. Medyaya haber verildi. Büyükerşen ismi bizzat genel başkan tarafından açıklanacaktı. Sürprizzz… Açıklanmadı. Chp’liler şaşkındı, medya şaşkındı. Ertesi gün çıktı, “adayımız Ekmeleddin İhsanoğlu” dedi. Çünkü aslında herşey tiyatroydu. Partide hiç kimsenin haberi yoktu ama, son saniyede şapkadan çıkarılan Mısırlı’nın aday olacağı teee altı ay önceden belliydi.

*

Hiç kimsenin içine sinmemişti ama, yine de mecburen gidelim oy verelim diye düşünülüyordu. Tam bu ortamda çıktı, “tıpış tıpış gidip oy vereceksiniz” dedi. Tarihi boykota sebep oldu. Üç milyon Chp’li sandığa gitmedi. Bu boykot sayesinde, Tayyip Erdoğan kılpayı yüzde 50’yi geçti.

*

Kaybetme sanatı’nın zarif bir örneğiydi… Tek hamlede hem Devlet Bahçeli’nin koltuğunu kurtarmış, hem Tayyip Erdoğan’ı seçtirmişti.

*

2015 genel seçimini kaybetti.
Seçimden önce Sözcü yazarlarıyla yemek yedi. Bekir Coşkun “seçimde şansınız var mı?” diye sordu. “Yok” dedi. Daha ne desindi?

*

2015 meclis başkanlığını kaybetti.
Cumhurbaşkanlığı için kendi partisinden aday çıkarmak varken, gidip Ekmeleddin İhsanoğlu’nu aday çıkarmıştı. Meclis başkanlığı için Ekmeleddin İhsanoğlu adayken, bu sefer gitti kendi partisinden aday çıkardı. Neticede, Ekmeleddin İhsanoğlu’nun bile oyunu alamadı.

*

Üzülüyorsunuz, haklı olarak öfkeleniyorsunuz ama…
Gömleğin ilk düğmesi yanlış iliklenince, silsile halinde, diğerleri de yanlış gider. Gerçek budur.

*

Chp’yi geri almadan, Türkiye’yi geri almak mümkün değildir.

(Sözcü'den)