Hiç aklıma gelmezdi, bir gün solculara yaptığı işkencelerle meşhur eski bir polis şefi için böyle bir yazı kaleme almaya vicdanen mecbur kalacağım...
Ama oluyormuş işte...

Daha önce kulağıma çalınmıştı. Ancak teyidini alamamıştım. En sonunda Gülen Cemaati\'ne epey yakın bir meslektaşımdan duyunca ve dahası olayın tüm ayrıntılarını ondan da öğrenince bugün yazmaya karar verdim.

Konu çokkk detaylı. Hangi tarafından tutacağımı inanın bilemiyorum. Onun için en iyisi, bilgileri bana aktaran arkadaşımın bire bir ağzından aktarayım size:
\"Hanefi Avcı\'nın, Nedim Şener\'in ve Ahmet Şık\'ın tutuklanmasının tek sebebi var. O da Gülen Cemaati içinde uzun zamandır yaşandığı bilinen iç çatışma! Aslında Avcı da Gülen Cemaati\'nin eski bir üyesi, polis teşkilatında, yıllar yıllar önce cemaat yapılanması başlatan meşhur Kemalettin Özdemir\'in sağ kolu. Çatışmanın çıkma sebebi ise birkaç yıl önce Özdemir\'in yerine, camiada \'Kozanlı Ömer\' olarak bilinen Osman Hilmi Özdil\'in getirilmesidir. Özdil, Özdemir\'e bağlı ekibi pasifize etti. Bunların arasında Avcı da vardı. Hatta Sabri Uzun ve Emin Aslan. İşte bu ekip Özdemir\'den yana tavır koydu.

Aslında bu kavga alttan alttan yürüyordu. Gün yüzüne çıkmasına neden olan şey Nedim Şener\'in yazdığı, \'Dink Cinayeti ve İstihbarat Yalanları\' adlı kitabıdır. O kitapla Kemalettin Özdemir ve Avcı müthiş bir operasyona imza attılar. Evet. Hrant Dink cinayetindeki suiistimaller olduğu gibi gözler önüne serildi ama aynı zamanda polis teşkilatının yeni egemeni Kozanlı Ömer ve ekibi de darmadağın edildi. Bunun üzerine kavga daha da büyüdü. Bir yığın operasyon falan filan. Taraflar alenen kılıçları çekti.
En sonunda Avcı kellesini koydu ortaya ve olay yaratan o meşhur kitabı, \'Haliç\'te Yaşayan Simonlar\'ı piyasaya sürdü. Sonrasını da biliyorsun zaten. Avcı önce Devrimci Karargâh diye uyduruk bir örgüte üye olduğu iddiasıyla tutuklandı. Oda TV Soruşturması\'ndan Nedim içeri alınınca bağlantıları öne sürüldü ve o da oraya kaydırıldı.
En sonunda da Gülen Cemaati\'nin polis teşkilatındaki örgütlenmesini 80\'li yıllardan alarak \'İmamın Ordusu\' adını verdiği kitapla deşifre eden Ahmet Şık tutuklandı! Çünkü onun da bu kitabı yazarken o kanattan destek aldığı biliniyordu. Ancak Nedim\'in ve Ahmet\'in tutuklanması kamuoyunda beklenenin üzerinde tepki oluşturdu. Bu durum Gülen Cemaati içinde sert tartışmalara ve ayrışmalara sebep oldu!\"

Arkadaşın anlattıkları bu kadarla bitmiyor elbette ama bunları aktarmaya yerim müsait değil. Kaldı ki benim bu yazıyla asıl dikkat çekmeye çalıştığım nokta, cemaat içi çatışma ve ayrıntıları değil.
Beni ilgilendiren boyut, eğer gerçekten bu anlatılanlar doğruysa, hem basit bir kayıkçı kavgasının getirilip, \"Ergenekon\" gibi tarihi bir davaya yapıştırılması, hem de bir topluluk içinde kavgada taraf oldu diye birilerinin alakasız bir meseleden dolayı aylardır tutuklu yargılanmasıdır.
Şimdi...

Adını duyduğum yerde böğüresim gelse de, salt Gülen Cemaati içindeki bir kavgada taraf olduğu ve bu tarafgirlikle kitaplar yazdırıp, yazdığı ve konuştuğu için bir adamın hâlâ tutuklu kalmasına gönlüm razı gelmiyor. Nedim ve Ahmet serbest kaldı. Eğer, Avcı\'yı Silivri\'ye tıkan sebepler Nedim ve Ahmet\'in sebepleri ile aynı ise...
O zaman Hanefi Avcı\'nın da derhal tahliye edilmesi gerekir.
***

Not: Bu konuya girmekte kararsız kaldım. Çünkü kamuoyunda Gülen Cemaati algısı gerçekten korkunç! Arkadaşlarım, \"Yazma, yanarsın!\" diye hep uyardı. Aralarında benim de saygı duyduğum dostlar var. Önümüzdeki cuma bir de onlara hitaben bir yazı yazacağım. Bilmelerini istedim.


SABAH