KÜLTÜR

Edebiyat ve Müziğin Kadim Dostluğu Telve’nin 8’inci Sayısında

Diasporadaki edebiyat ve düşünce varlığı temsilcilerini okuyucuyla buluşturan Telve dergisinin 8’inci sayısı çıktı. Edebiyat ve müziğin kadim dostluğunun etraflıca ele alındığı bu sayıda; iki disiplinin birbirini nasıl beslediği Türk ve dünya edebiyatının seçkin örnekleri üzerinden inceleniyor.

Diasporadaki edebiyat ve düşünce varlığının önemli bir temsilcisi olan Telve dergisinin 8. sayısı çıktı.

Edebiyat ve müziğin kadim dostluğunun etraflıca ele alındığı bu sayıda; Türk ve dünya edebiyatının seçkin örnekleri üzerinden iki disiplinin birbirini nasıl beslediği inceleniyor.

Yazılarda ve dizelerde bahsi geçen eserleri, sayfadaki QR kodunu okutarak dinleyebileceğiniz, müzik dolu bu sayıdaki metinler ve dizeler sizleri bambaşka coğrafyalara götürecek.

Avusturya-Viyana’dan Rumeysa Öztürk’ün kaleme aldığı “Şiir ve Musikide Gül ile Bülbül” başlıklı ilk dosya yazısında; Doğu edebiyatının en önemli sembollerinden, âşık ve maşukun kadim temsilleri Gül ile Bülbül’ün şiir ve musikideki yeri, örnekler üzerinden inceleniyor.

Fransa-Nancy’den Ecem Tuba Hızarcı’nın yazdığı “Cioran’ın Kelimeler Senfonisi” başlıklı yazıda ise; sesi, kelimelerle anlatan, müziğin özünü duyarak edebiyatta müziğe nasıl yer verilebileceğini gösteren Rumen filozof Cioran işleniyor.

Avusturya-Viyana’dan Büşra Öztürk’ün kaleme aldığı “Saraydan Kız Kaçırma” başlıklı dosyada; çok küçük yaşlardan itibaren Türklerle ilişkisi olan Mozart’ın mehter marşındaki ritimden esinlenerek bestelediği “Türk Marşı” olarak bilinen “Rondo Alla Turca”sının hikâyesi ve Avrupa’da giyim tarzını, mimariyi, dekorasyonu kısaca günlük hayatı derinden etkileyen “Türk akımı” ele alınıyor.

Ney’in ne olduğu sorusundan yola çıkarak müzik ve edebiyat arasındaki münasebetin nasıl açıklanabileceği; maksadı, maksuduna ulaştırmanın vasıtası olarak “kalem ve ney” gibi tasavvufi konular; Almanya-Sindelfingen’den Münire Eslem Bozkurt ve Hersbruck’tan Burak Barut tarafından “Makamımız Aşk Olsun: Matlubu olmayan; edebiyatı, musikiyi n’eyler?” adlı dosya yazısında ele alınıyor.

8. sayının ilk söyleşisinin konuğu, Diaspora edebiyatının önemli kalemlerinden Ercüment Aytaç oldu. Türkçe ve Almanca olmak üzere iki dilde romanları yayımlanan Aytaç; ilk yazarlık deneyimini, müzikle irtibatının nasıl başladığını, iki dilde yazmanın avantajlarını, Diasporada yaşayan Türklerin edebiyat, sanat ve düşünceyle ilişkilerini, bir roman yazarı olarak karakterlerini kurgularken hangi coğrafyalardan beslendiği ve hikâyelerin ritmini ayarlarken müzik bilgisinin kendisine nasıl yardımcı olduğunu Viyana’dan Rumeysa Öztürk’e anlattı.

İtalya-Floransa’dan Pınar Karataş, “Yahya Kemal Beyatlı ve Musiki” başlıklı dosya yazısında; musikiyi kimi zaman doğrudan bir unsur, kimi zaman eserlerinde bir imge olarak kullanan Yahya Kemal’in şiirlerindeki musiki öğeleri ve bestelenmiş şiirlerini inceliyor.

Almanya-Münih’ten Esra Hanım Akdeniz; “Batı Klasik Müziğinde Doğu Etkisi” başlıklı dosya yazısında, mehter takımıyla, tören alayıyla savaşta ve barışta müziği yanından eksik etmeyen Osmanlı’nın Batı’da kullanılmayan müzik aletleriyle dönemin önemli bestekârlarına etkisini ve marşlara, müzikal tiyatrolara ve operalara nasıl ilham kaynağı olduğunu anlatıyor. Dolayısıyla bu yazıda; Şark’ın ritim, enstrüman ve şahsiyetlerinin Batı klasik müziğini nasıl şekillendirdiğini okuyacağız.

Almanya-Franfurt’tan Demet Nebilir ve Belçika-Brüksel’den Büşra Kızıl; “Dilden Tele” başlıklı dosyada ise âşıklık geleneği ve halk ozanı denilince akla gelen en önemli isimlerden Âşık Veysel ve Neşet Ertaş’ın acıyı, kederi, sılayı, özlemi, sevinci ve pek çok duyguyu içinde barındıran anlam yüklü dizelerinden örneklerle müzikle yoğrulmuş hayatlarını anlatıyor.

“Müzik, edebiyat ve insan” temalı ikinci söyleşide ise besteci, yazar ve eğitmen Paolo Quilichini, Avusturya-Viyana’dan Zümra Ufuk’un; “müzik, yolculuğuna nasıl başladınız? Sizi besleyen sanat dalları hangileridir? Duyguları yazılı ifade etme sürecinde müziğin nasıl bir etkisi/katkısı olduğunu düşünüyorsunuz? Her insanın bir hikâyesi olduğu gibi her müziğin de bir hikâyesi var mıdır? Müziği, edebiyatın bir türüyle tanımlasanız bu hangi tür olurdu?” gibi sorularına içten cevaplar veriyor.

Telve’nin deneme bölümü; Avusturya-Bregenz’den Sena Şeker’in “Sanatın İyileştirici Gücü” başlıklı yazısıyla açılıyor. Bu yazıda; yaygın bir tedavi yöntemi olarak müzik, geleneksel tıbbın ve müzik terapisinin birleştirilmesi ve musiki makamlarının ruh hâline etkileri, günümüzde enstrümanlarla yapılan müzik terapileri ve ruhsal ve fiziksel hastalıklarda alınan başarılı sonuçlar anlatılıyor.

Zümra Ufuk’un kaleme aldığı “Şarkılardaki Şiirler” başlıklı denemede ise şarkıları yapılmış önemli şiirlerden örneklerle; bestelerin şiir içeriğine mi yoksa yazının ritmine göre mi yapıldığı deneysel ve öznel bir analizle inceleniyor.

Almanya-Berlin’den Mehmet Akif Çelik’in kaleme aldığı “Eşsiz Bir Eser; Mevlid-i Şerif’ten Yansımalar” başlıklı denemede; Süleyman Çelebe’nin Mevlid-i Şerif olarak bilinen Vesîletü’n-necât adlı eserinin gelenekteki yeri ve Türk edebiyatının en fazla çoğaltılan bu eserinin Türkiye’de ve dünyada dinî -kültürel hayatın vazgeçilmez bir parçası hâline gelme süreci ele alınıyor.

“Kelimeler Sussun, Notalar Konuşsun” başlıklı denemede Almanya-Stuttgart’tan Tuana Yüksel; “Ses her an varlığını kanıtlar, kulak verdiniz mi?” sorusuyla hafızalarımızı yokluyor. “Müziğin gücü bizleri ne denli etkiler? Ses ve insan ruhu arasında nasıl bir bağ vardır?” sorularına da cevap aranan metinde; müzik ve su sesiyle tedavilerin uygulandığı Sultan II. Bayezid tarafından Edirne’de yaptırılan darüşşifanın işleyişi, mimari yapısı ve kullanılan tedavi yöntemleri ayrıntılı olarak anlatılıyor.

“Sevginin Gücü” başlıklı denemede ise Avusturya-Viyana’dan Yasin Durat; mülteci sığınma kampında askerlik yaptığı sürede tanıştığı Çeçenistanlı çiftin, bir patlamada gözünü ve parmaklarını kaybeden Âdem ve tüberküloz hastası Fatma’nın, sevgi dolu hikâyesini anlatıyor.

Kitap incelemelerinin yer aldığı bölümde ise Fatma Türk’ün Yabancılar Dairesi isimli kitabını Elif Neslihan Güney; Emine Doğrul’un SOFYA Bir Zaman Yolculuğu adlı kitabını Hasibe Büşra Yüksel ve Münire Eslem Bozkurt’un Bul Beni Doktor isimli kitabını Zeynep Yaman derinlemesine inceliyor.

Bu ayki “Masabaşı Telve Konuşmaları”nda ise 18-25 Ağustos 2022’de İstanbul’da gerçekleştirilen Uluslararası Genç Yazarlar Akademisi’ne katılan Telve ve Bağlar dergisinden dokuz yazarın akademiye ve birer parçası oldukları Telve ve Bağlar’a dair değerlendirmeleri yer alıyor.

Telve'nin tüm sayılarını okumak için: https://dkp.ytb.gov.tr/kutuphane/telve