Evet dünya nereye gidiyor?
ABD seçimlerini Cumhuriyetçi Parti adayı Donald Trump kazandı.
Trump, 20 Ocak 2017 tarihinde yemin ederek görevine başladı.
Aradan henüz 17 gün geçti.
Ama dünya çalkalanıyor.
Her yerde Trump karşıtı gösteriler yapılıyor.
Trump’un göçmen politikası, islam karşıtı söylem ve eylemler dünyayı ayağa kaldırdı.
Dünya gerçekten nereye gidiyor diye sormanın tam zamanı.
Çünkü Trump’un suflörü, sağ kolu ikinci adamı Steve Bannon 2015 yılında akıl almaz şeyler söylüyor:
“Bu çağın en büyük tehditçisi İslam’dır. İslam’a karşı silahlanmalıyız. Daha güçlü yeni bir dünya düzenine geçmek gerekiyor.
Biz şimdi 1683 Osmanlı Türkleri tarafından Viyana kuşatması gibi bir tehdit altındayız. Atalarımız İslam’ı o zaman Avrupa’ya sokmadılar. Bizler de atalarımızın izinden gitmeliyiz. Islam’ı Avrupa dışında tutmalıyız.
Bizler şu anda radikal İslam ile bir savaş içindeyiz. Her şey açık ve ortada. Bu savaş çok kanlı ve acımasız olacak. Atalarımızın kazanımlarını yok ettik. Onları tekrar geri almalıyız. Gelecek kuşaklarımızın 500 sene sonra bizlerin bu krizi nasıl aştığımızı görüp öğrenecekler.” (1)
Bu sözler yenilir yutulur sözler değil.
Bu nefret söylemi direkt bizleri ilgilendiriyor.
Bunları Donald Trump’un başdanışmanrı söylüyor. 1683 Viyana kuşatmasını dile getiriyor. Aradan tam 334 yıl geçmiş. Bu hesap böyle başlarsa nerede duracağı hiç belli olmaz.
Saldırılar çok ciddi.
Trump’un Avrupa Birliği (AB) politikası da endişe verici.
AB NE DİYOR?
Işte bakınız Avrupa Birliği (AB) Başkanı Donald Tusk :
“Bu gidişle ABD, AB için bir tehlike oluşturmaktadır,” diyor.
Tusk, AB ülke liderlerine yazdığı bir mektupta herkesi uyarıyor ve birlik çağrısı yapıyor:
“ Avrupa, son altmış yılın en tehlikeli döneminden geçiyor. Irkçılığa, yabancı düşmanlığına ve popülizme karşı bir ve beraber olmalıyız. Çünkü bölünmüşlük büyük güçlerin karşısında bizleri daha da zayıf düşürür. Hatta AB’yi, ABD, Rusya ve Çin’e bağımlı yapar. Birleşirsek kazanırız, bölünürsek kaybederiz.
Trump ‘Avrupa’da kafalar karmakarışık ’ diyor. Bütün bunlara Avrupa’nın bir cevap vermesi gerekiyor. Özellikle AB içinde yükselen ırkçı nasyonalist (milliyetçi) AB ve İslam karşıtı partiler, AB için büyük bir tehlike oluşturuyorlar. Bunlar AB’nin dağılmasını istiyorlar. Ama biz AB’yi korumalıyız.” (2)
Belçika’nın eski Başbakanı ve AP milletvekili Guy Verhofstad BBC’ye verdiği mülakatta şu önemli görüşleri dile getiriyor:
“Milliyetçilik Avrupa için çok büyük bir tehlikedir. Avrupa milliyetçiliğin sonuçlarını İkinci Dünya Savaşı’nda gördü, yaşadı ve 20 milyon insanı kurban verdi.
Şimdiki milliyetçiler, milliyetçiliği vatandaşlık kavramına değil, etnisite (ırk) kavramına dayandırıyorlar ki bu çok ama çok tehlikelidir. Çünkü bu durumda göçmenlerin bulundukları ülke vatandaşı olmaları da onları kurtaramıyacaktır. Ayrıca milliyetçiler, kapıları bütün göçmenlere kapatacaklar. Bu ırkçı milleyetçilik Avrupa için çok büyük bir tehlikedir. Bize düşen görev ırkçı milliyetçiliğe karşı AB’yi korumak ve yaşatmak olmalıdır.” (2)
Aynı şekilde bize düşen görev de tehlike kapıya dayanmadan bir ve diri olmaktır.
Evet dünya nereye gidiyor? Bu olumsuz gelişmelere karşın Hollanda’da çok güzel bir olay yaşandı. Hollandalılar, geçen haftaki Cuma namazında Rotterdam’daki Esselam Camisinin çevresinde ırkçılara karşı etten duvar ördüler. Irkçı milliyetçiliğe geçit yok dediler.
Avrupalı Türkler de yerli halk ile birlik ve dayanışma içinde ele ele olmalıdır. Takdire şayan dayanışmanın fotoğrafı aşağıdadır.