Sen Benle, İstanbul Benimle, Deniz Goran’ın haftalarca çoksatanlar listesinden düşmeyen ve çok ses getiren ilk romanı Türk Diplomatın Kızı’nın ardından okurlarla buluşan ikinci romanı. Goran’ın İngilizce olarak kaleme aldığı ve Burcu Asena Şahin’in dilimize çevirdiği Sen Benle, İstanbul Benimle, Ayrıntı Yayınları’nın dinamik markası Düşbaz Kitaplar’dan çıktı.
Sen Benle, İstanbul Benimle, insana musallat olan geçmişin, bugünü nasıl etkisi altına alabileceğini gözler önüne seriyor. Romanın başkarakteri Ada, hem İstanbul’a duyduğu hasretin kavurucu etkisiyle hem de Gezi Parkı protestolarında tutuklanmasının ardından süren bir gecelik sorgunun açtığı yaralarla baş etmeye çalışır. Londra’da çağdaş sanat fuarında, biraz acayip, epey cazibeli ama bir o kadar da tükenmiş bir galerici olan Lucian çıkar karşısına. Kısa zaman önce evliliğini sonlandıran Lucian, kırık kalbinin yaralarını alkolle sarmaya çalışır. Ada ise yakın zamanda İstanbul’da gerçekleşecek davanın sonucunu beklerken yüreği ağzındadır. Aralarındaki tutku günbegün derinleşen bu ikili, geçmişteki tercihlerini birlikte gözden geçirirken geleceklerini de hızla şekillendirmeye başlar.
Ada ile Lucian’ın yanında İstanbul ve Londra’yı da canlı karakterler olarak okuduğumuz bu romanda sevgi, kayıp, umut arayışı ve gurbette yaşamanın sancısı, gerçekçi diyaloglarla, güçlü betimlemelerle, sanatçıya ve sanat dünyasına dair çarpıcı gözlemlerle anlatılıyor. Yazar, kullandığı diliyle, karakterlerin dünyalarını ve duygularını apaçık ortaya koyma başarısı gösteriyor.