ANKARA (AA) - CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Kara Harp Okulu mezuniyet törenine yönelik ifadelerine ilişkin, "Erdoğan, 8 gün sustu. 8 gün sonra manidar ama manası hiç hoş olmayan bir konuşma yaptı. Bu konuşmayı, imam hatiplilerin bir derneğinde yapmış olmasını, toplumsal kutuplaşmaya ve Türkiye'nin aşmakta olduğu bir süreci geri çağırmaktan medet umduğu için son derece rahatsız edici buluyorum." dedi.
Özel, partisinin 101. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla beraberindeki heyetle eski CHP Genel Başkanları Deniz Baykal ve Bülent Ecevit'in Devlet Mezarlığındaki kabirlerini ziyaret etti.
Ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Özel, bir soru üzerine, CHP'nin 101. kuruluş yıl dönümünü değerlendirerek, CHP'nin tam 47 yıl sonra, bir seçimden ilk kez birinci parti çıkmanın, 50 yıl sonra da iktidarı tek başına yakalamanın sorumluluğunu yüklendiğini belirtti.
Özel, geride bıraktıkları "tüzük kurultayı"nda, CHP'nin nasıl yönetileceği konusunda artık herhangi bir mutabakatsızlık olmadığını, program çalıştayında da Türkiye'yi nasıl yöneteceklerine ilişkin yazılı belgelerini üretmek üzere önlerine bir yol haritası koyduklarını bildirdi.
- "Bu konuşmayı son derece rahatsız edici buluyorum"
Bir gazetecinin, Kara Harp Okulu mezuniyet törenine ilişkin, "Teğmenlerle ilgili devam eden bir tartışma var. Cumhurbaşkanı da uzun süre sonra sessizliğini bozdu ve bazı açıklamaları oldu. Nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusunu Özel, şöyle yanıtladı:
"Maalesef büyük bir üzüntü içindeyim, büyük bir teessür içindeyim. Harbiye mezuniyetinde bir gelenek yerine getirildi. Harbiye mezuniyetinde yaşanan, Harbiye'nin kurulduğu günden beri her sene yaşanan kılıç çatma ve yemin merasimiydi. Sayın Erdoğan şahitlik etti, izledi, alkışladı vaktiyle. Ancak bu sene bu metin, 2016'dan beri resmen okunmuyor ama yine teğmenler yerine getiriyordu. Bu sene rahatsızlık nereden, gerçekten anlamak güç. Erdoğan, 8 gün sustu. 8 gün sonra manidar ama manası hiç hoş olmayan bir konuşma yaptı. Bu konuşmayı, imam hatiplilerin bir derneğinde yapmış olmasını, toplumsal kutuplaşmaya ve Türkiye'nin aşmakta olduğu bir süreci geri çağırmaktan medet umduğu için son derece rahatsız edici buluyorum."
- "Geride kaldı o eski Türkiye"
Özgür Özel, ne imam hatiplerin ordunun düşmanı ne de ordunun imam hatiplere karşı olduğunu kaydederek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bakın 8 gün susup, teğmenlerin yaptığını imam hatiplilerin bir toplantısında dile getirirseniz, burada doğrudan şunu itiraf ediyorsunuz: 'Ben bir kutuplaşma istiyorum, en uygun zemin burada.' Size yapılan hararetli alkışları, orduya karşı yaptığınız açıklamalarda, 'imam hatiplilerden gelen alkışlar' diye gösterdiğinizde, işte o zaman olan oluyor. Bile isteye, imam hatiplilerin olduğu bir yerde teğmenlere meydan okuma, had bildirme ve bunun üzerinden imam hatiplilerin alkışını canlı yayından servis etme, 'Ben tükendim, ben bitiyorum, başka çarem kalmadı, son çarem eski Türkiye'de.'... Biz o Türkiye'yi, 5 Kasım'da niyetiyle, 31 Mart'ta fiiliyatla bitirdik, geride kaldı o eski Türkiye."
- "Onun oyununa düşmeyiz"
Partilerinin "normalleşme" dediği meselenin, "bu tip işlerden uzak durulması" olduğunu vurgulayan Özel, şöyle devam etti:
"Bir teğmenle bir imam hatip mezununu birbirine rakip, düşman gibi göstermenin son günü 31 Mart'tı. Milletimiz, 'Kutuplaşmayan, kucaklaşan, kavga etmeyen ve benim derdimle meşgul olan, suni krizlerle beni unutmayan siyasete prim veriyorum.' dedi. Sayın Erdoğan'ın bundan bir mesaj almasını umuyorduk. Onun için gittik, ziyaret ettik, iletişim kurduk. Hiçbir şey anlamadı. İlk günlerde kendi ifadeleri son derece kıymetliydi ama sonrasında şu akla uydu; 'Kavga olmayınca CHP'ye yarıyor, kutuplaşma olmayınca CHP'ye yarıyor, aman efendim kutuplaşalım.' 8 gün durdu, düşündü ve teğmenlere o sözleri söyleyerek, toplumu kutuplaştırmayı, eski Türkiye'ye duyduğu özlemi gündeme getirdi. Erdoğan, bu tip kutuplaşmalardan beslenerek iktidara tutunacağını sanıyorsa, büyük bir yanılgı içindedir. Onun oyununa düşmeyiz."
Özel, teğmenlerin kılıçlarını, "Dosta güven, düşmana kaygı versin" diye çektiklerini belirterek, "Türk Silahlı Kuvvetlerinin dostuysan, Anayasal düzenin dostuysan, Türkiye Cumhuriyeti'nin dostuysan, kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları olan bu rejimin dostuysan, o kılıçtan niye ürküyorsun? O kılıçtan vatan, millet düşmanları ürkecek. Türkiye'nin düşmanları ürkecek. Atatürk düşmanı varsa, o ürkecek. Onlar ürktükten sonra, 8 gün dura düşüne onların safına geçip, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün askerlerine had bildirmeye çalışmak, gerçekten bir siyasi tükenmişliğe, kutuplaşma niyetiyle Türkiye'nin bu günlerini ve yarınlarını heba etmeye çalışmaktır, ben buna izin vermem." diye konuştu.
Teğmenlerin, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ve Türkiye Cumhuriyeti'ndeki herkesin askerleri olduğunu aktaran Özel, şöyle devam etti:
"Ona karşı husumet dilini çok tehlikeli, fevkalade siyasi, fevkalade çıkarcı ve fevkalade utanç verici buluyorum. Takdirlerle ödül verdiğin kadın teğmene soruşturma mı açacaksın şimdi? Manisalı hemşehrim İkra'ya had mi bildiriyorsun sen? 2 gün hiç olmazsa şunun tadını çıkarsaydı insanlar. Ailelerinin de hepimizin de kursağına dizdiniz. Bu millet böyle bir gerginlik istemiyor. Bu gerginlikten beslenme hesaplarının, siyaseten menfaat umanlara çok ağır bedelleri olur."
- "Adalet yerini bulana kadar, Narin'in yanındayız"
Özel, Diyarbakır'da ölü bulunan 8 yaşındaki Narin Güran'a ilişkin soru üzerine, bir heyet oluşturduklarını söyledi.
Heyetin bu törenden sonra bölgeye hareket ederek otopsiyi ve adli süreci takip edeceğini aktaran Özel, Narin Güran'ı günlerce arayan güvenlik güçlerine ve sivil personele teşekkür ederek, şu ifadeleri kullandı:
"Tahkikatın bundan sonrası son derece dikkatli yürütülmelidir. Olmadık feodal ilişkilere yapılan atıfların, hukukun önüne geçmesinin, delilleri karartmasının, suçluların adalet önünde bir ömür boyu hesap vermemesine asla izin verilmemelidir. Dün duyduğumuz bazı feodal ve hukuk devletine sığmayacak açıklamaları tehlikeli buluyoruz. Bölgeye gidiyoruz ve bundan sonra yakından takip edeceğiz. Adalet yerini bulana kadar Narin'in yanındayız. Türkiye'de Narin için gözyaşı akıtan herkesin yanındayız. Hiçbir feodal ilişkinin teminatı değiliz."