İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılmasının (Brexit) üzerinden tam üç yıl geçti.
Bu süreçte önce pandemi ve hemen ardından da enerji krizi geldi. Bütün bunlar, Brexit’in etkisinin tam olarak ne olduğunu çözmeyi zorlaştırdı. Son veriler ekonomiye olumsuz etkilerini gösteriyor ama bazıları pek beklenmeyen alanlarda.
TİCARET
İngiltere, 2021’de Ortak Pazar ve Gümrük Birliği’nden çekilirken, AB’yle ticaret yapan şirketler yeni kurallarla, bürokrasiyle ve bazı ürünlerde yeni kontrollerle yüzleşti.
Bu da, İngiltere ve en yakındaki ticaret ortağı arasındaki 550 milyar sterlin hacimli ticarete ne olacağı kaygılarını artırdı.
İlk aşamada, İngiltere’nin AB’ye ihracatı azaldı. Resmi verilere göre ilk aşamadaki sorunlar aşılınca, ticaret hacmi pandemi öncesindeki seviyelerine geri döndü. Ancak Brexit olmasaydı, ticaretin daha da büyüyeceği argümanı hala geçerli.
İngiltere Ticaret Odaları, geçtiğimiz günlerde 500 şirketle bir anket yaptı. Şirketlerin çoğu, hala yeni sistemle başa çıkmaya çalıştıklarını belirtti. Artan bürokrasi, küçük ihracatçıları iş yapmaktan caydırmış olabilir. Gümrük sınıflandırmaları üzerinde yapılan bir çalışmaysa, İngiltere’nin ihraç ettiği ürün çeşitliliğinin azaldığını gösterdi.
İthalatta da tablo aynı. Hacim pandemi öncesi seviyelere döndü. Ancak uzmanlar, AB’de ithal edilen, domates, patates ya da örneğin gül gibi ürünlerin fiyatının 2020 ve 2021’de % 6 arttığını gösteriyor. Bu artış oranı, son dönemde enflasyonda görülen büyük yükselişten önceydi.
Öte yandan bu durum, ülkedeki gıda üreticilerinin rekabet edebilmesini kolaylaştırdı. Uzmanlar bunun 5 milyar sterlinlik bir kazanç anlamına gelebileceğini belirtiyor.
Büyük resim ise daha dikkat çekici.
Çoğu ülke, pandeminin en kötü dönemlerinde uluslararası ticaretin çöküşüne tanıklık etti. O zamandan bu yana G7 ülkelerinin geri kalanı, ekonomik büyüklüklerine kıyasla ticaretlerini, İngiltere’de görülmemiş bir şekilde geliştirdi.
İngiltere’nin dünyanın geri kalanı ve AB’yle ticaretine bakıldığında, ülke ekonomisinin büyüklüğüne kıyasla geriledi. Ticaret diğer büyük ekonomilerde olduğu kadar hızlı bir şekilde pandemi öncesi seviyelere gelmedi ve ülke refahına katkısı diğer ülkelerden daha önemsiz oldu. “Küresel İngiltere” daha az açık bir ekonomiye dönüştü ve geride kaldı.
TİCARET ANLAŞMALARI
Yeni ticaret anlaşmaları durumun düzeltilmesine yardımcı olabilirdi. Ancak bunun için hala biraz erken.
Toplamda, 71 ticaret anlaşması yapıldı ki bu da hızlı bir ilerleme. Ancak çok büyük çoğunluğu, İngiltere’nin AB üyesiyken yaptığı anlaşmaların kopyası niteliğinde.
İngiltere, Avustralya ve Yeni Zelanda’yla yeni ticaret anlaşmaları yaptı ancak bunun ticarete küçük bir katkıda bulunması ve bunun bile gerçekleşmesinin birkaç yıl daha alması bekleniyor. Ayrıca bunlar tartışmalı anlaşmalar, çünkü bazı İngiliz çiftçiler zararlı çıkacak.
Hindistan ve Trans-Pasifik Ortaklığı ile görüşmeler devam ediyor. Görüşmeler, daha önceki bakanların umduğundan uzun sürdü ancak uzmanlar işleri ağırdan almanın daha lehte anlaşmalarla sonuçlanabileceğini düşünüyor.
ABD ve Çin gibi büyük oyuncularla ticaret anlaşması ise hala ortada yok.
YATIRIM
İşletmelerin, fabrikalara, eğitime, malzemeye ve teknolojiye ne kadar harcama yapmayı seçtiği de İngiltere ve AB arasındaki ilişkiden etkilendi. İngiltere Maliye Bakanı Jeremy Hunt da yatırımın büyümeyi çok hızlandıracağını kabul etti.
Ancak işletmeler ekonominin görünümüne bakıp, ihtiyatlı davrandıkları için 23 Haziran 2016'daki Brexit refarandumundan bu yana yavaşladı. Yatırım oranları referandum sırasında da öyle çok yüksek değildi ancak İngiliz düşünce kuruluşu Değişen Avrupa’da İngiltere'ye göre, yatırım referandum öncesi seviyelerde sürseydi, bugüne kıyasla dörtte bir daha fazla olacaktı.
Ekonomistler bu açığın nasıl açıklanacağı konusunda tartışıyor. Aralarında Uluslararası Para Fonu’nun da bulunduğu bazıları, Kuzey İrlanda Protokolü de dahil bazı çözümlenmemiş sorunlar da dahil Brexit kaynaklı belirsizliklerin yatırım harcamalarının bir kısmını caydırdığını söylüyor.
Brexit yanlısı grup Briefings for Business ise sayıların yanıltıcı olduğunu ileri sürüyor ve yatırımın Brexit’ten darbe aldığına dair bir kanıt olmadığını savunuyor.
Ancak en nihayetinde, yatırımın azalması İngiltere’nin olabileceğinden daha az etkin ve daha az kazanan bir ekonomiye dönüşmesi anlamına geliyor.
İSTİHDAM
AB’den çıkış, işçilerin serbest dolaşımı kurallarında da değişikliği beraberinde getirdi ve İngiltere puan temelli bir göç sistemine geçti. Bu durum da, birçok çevrenin şikayetini beraberinde getirdi.
Her ikisi de Brexit’i destekleyen giyim mağazaları zincirinin CEO’su Lord Wolfson ve pub zinciri Wethenspoon’un patronu Tim Martin, İngiltere’nin daha çok yabancı çalışana izin vermesi çağrısında bulundu.
Düşünce kuruluşları Avrupa Reform Merkezi ve Değişen Avrupa’da İngiltere’nin yaptığı ortak çalışmada, Brexit nedeniyle İngiltere’de 330 bin daha az çalışan olduğunu tespit etti. Bu sayı toplam iş gücünün sadece % 1’i olsa da, özellikle ulaştırma, yeme içme ve perakende sektörü özellikle olumsuz etkilendi.
İstihdam açığı, çeşitli sıkıntılara ve müşterilerin daha yüksek faturalar ödemesine yol açtı.
Bazı yorumcular, bu zorlukların işletmeleri çalışanlarının kabiliyetlerini artırmaya ve daha fazla yatırım yapmaya ikna edeceğini söylüyor.
Bu arada İngiltere Parlamentosu’nun bir raporuna göre mali hizmetler sektöründe de 7 bin iş kaybedilmiş olabilir ancak bu sayı daha önce korkulan 70 binin çok altında.
ŞİMDİ NE OLACAK?
Yukarıda bahsedilen tüm veriler, İngiltere ekonomisinin son sorunlar karşısında benzerlerine göre daha kötü bir performans sergilediğini gösteriyor.
İngiltere pandemi öncesine kıyasla, daha küçük ve daha yoksul kalan tek gelişmiş ülke ekonomisi ve Brexit de bunda rol oynamış olabilir.
Genel olarak, hükümetin bağımsız denetleme kurumu Bütçe Sorumluluğu Ofisi, İngiltere ekonomisinin referandumdan AB’den çıkış kararı çıkmasaydı, yüzde 4 daha büyük olacağını düşünüyor. Ancak birçok seçmen için Brexit, ekonomiden çok, egemenlikle ilgili bir karardı.
Ama çözülmesi gereken daha çok sorun var.
Sadece Kuzey İrlanda protokolü değil, mali hizmetler, balıkçılık, elektrikli oto parçaları, bilimde işbirliği için nihai anlaşmalar ve bürokrasiyi azaltma yolları gibi.
Buralarda, İngiltere için potansiyel kazanımlar var ve bunlar ekonomik strateji olduğu kadar siyasi strateji meselesi de.
(BBC Türkçe, Darshini David)