Amerikan Patent Bürosu Başkanı Charles Duell'in 1899'da söylediği "Artık bilimin bulabileceği bir şey kalmadı, bilim, bu noktada tıkandı. Bulabileceğimiz her şeyi bulduk ve bize artık gerek yok" sözleri ve bu nedenle görevinden istifa etmesi beni çok etkilemişti ilk okuduğumda. Bu bilgi o denli çarpıcı gelmişti ki, okuduktan sonra aklımdan bir daha hiç çıkmadı.

 

Buna benzer, önemli mevkilerde görev yapmış ünlü kişilerin öngörüleri de beynimin aynı bölümünde, Duell'in bu sözünün ve kararının yanında duruyor, önlerinde kocaman birer soru işareti ile.

 

1898 yılında İskoçyalı Bilim adamı Lord Kelvin'in "Radyonun geleceği yok!" öngörüsü,

1906 yılında uçağı geliştirenlerden birisi olan Orville Wright'in  "Bir makine hiçbir zaman New York'tan Paris'e uçamayacaktır" sözü, sinema endüstrisinin önde gelen film yapımcı şirketlerinden birisi olan Twentieth Century Fox şirketi Başkanı D. F. Zanuck'un 1944 yılında dile getirdiği ‎"Televizyon en geç altı ay içinde piyasadan silinecektir. İnsanlar her akşam böyle bir kutuya bakmak istemez" düşüncesi, Digital Equipment Corp. adlı bilgisayar şirketinin başkanı Kenneth Olsen'in 1977 yılındaki "İnsanların evlerinde bilgisayar bulundurmaları için bir neden yok" sözü ve ünlü bir Amerikan bankasının 1903 yılında yeni yeni sokaklarda görülmeye başlayan ve atsız olarak kendi motoru ile yollarda gidebilen otomobillerin seri üretimi için bankaya kredi alımı amacı ile başvuran Henry Ford'un talebi üzerine otomotiv sektörü ile ilgili rapor hazırlayan banka müdürünün "Atlar her zaman kullanılacaktır. Otomobil ise ancak geçici bir moda olabilir" ifadeleri…

 

Bu ünlü kişilerin o günkü düşüncelerini bugün gülümseyerek okuyoruz ve içimizden "amma da yanılmışlar" diyoruz her sözü o günün koşulları ile değerlendirmek gerektiğini unutarak...

 

Kenneth Olsen'in, 1977 yılında neredeyse bir oda büyüklüğünde ve de hayli pahalı olan bir bilgisayarı insanlar evlerinde neden bulundursunlar düşüncesi, o günün koşullarına göre doğru. Yanılgısı ise bilgisayarların 1944 yılındaki cisimsel büyüklüğü ve kapasitesi ile 1977 yılındaki cisimsel büyüklüğünü ve kapasitesini karşılaştırmayarak gelecekte bilgisayarların hacim olarak küçüleceklerini kapasite olarak da büyüyeceklerini görmemiş olması.

 

Keza otomotiv sektörü ile ilgili rapor hazırlayan banka müdürünün 1903 yılındaki öngörüsü de doğru. ABD'deki bütün tekerlekli araçlar son birkaç yüzyıldır at gücü ile hareket ederken, ortaya çıkan içlen patlarlı motorla hareket eden bir aracın devrim yaratacağını ve yüzlerce yıllık at gücüne dayalı bir sektörü yok edeceğini düşünmek yanlış olurdu, özellikle mudilerinden emanet aldığı paraları doğru ve garantili bir şekilde yatırıma dönüştürmeyi görev edinmiş bir banka müdürü için.  Geleceğini net bir şekilde göremediği bir yatırım için riskli kredi vermek istememesi çok doğal söz konusu bu müdürün.

 

17 Aralık 1903 yılında ABD'de ilk defa havadan daha ağır bir maddenin kontrollü bir şekilde motor gücü ile hava da gitmesini sağlayan Wright kardeşlerden Orville'in "Bir makine hiçbir zaman New York'tan Paris'e uçamayacaktır" sözü aslında o günkü yılgınlığını göstermektedir. Wright kardeşler uçağı keşfeden kişiler değillerdir. Uçağı keşfeden, tarihteki ilk yapısal dengeli uçak ile havada gitmeyi başaran Fransız Alphonse Penaud'dur ve bu ilk uçuşu 18 Ağustos 1871 yılında "planophore" adını verdiği uçak modeli ile Fransa'da gerçekleştirmiştir.

 

Bu saydıklarım 20. yüzyılda keşifleri yapılmış ve günümüze gelişerek gelmiş icatlar. Bir de günümüze kadar gelemeyen icatlar var. Onlarla ilgili öngörülerin doğru çıktığı da olmuş ancak insanız neticede, serde kıskançlık var!

 

Tabii ki her yenilik, her icat beraberinde kendine özgü yeni bir kurallar dünyası yaratıyor. Otomobilin icadı kara taşımacılığı ve trafik ile ilgili kuralları beraberinde getirirken, uçak "hava taşımacılığı", Radyo ve TV "Medya kullanımını", bilgisayar da önce "Üretim ve Montaj" ile ilgili sonra da internetin yaygınlaşması ile "Yayın Kuralları"nı getirdi beraberinde...

Devam edecek (2)