Türkiye’de başıboş köpeklerin hayati tehlikelerini önlemek için uyutulması yönünde yasa teklifi hazırlanıyor. Bu haber Türkiye’yi neredeyse ayağa kaldırdı.

   Oysa 2021 yılında TBMM’den hayvanları koruma kanunu yürürlüğe girmişti. Bu kanun o zaman büyük destek gördü. Ama şimdi durum farklı. Ancak bizler şu durumu hiç unutmayalım: Hayvanlar da insanlar gibi evrensel haklara sahiptirler.  

 

EVRENSEL HAYVAN HAKLARI

   Konuya evrensel açıdan baktığımızda karşımıza 14 maddeden oluşan HAYVAN HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ çıkıyor,

   Bu Bildirge; 15 Ekim 1978 tarihinde UNESCO tarafından törenle ilan edilmiştir, Ve de aynen İnsan Hakları Bildirgesi gibi hayvanların yaşam ve saygı görme haklarını garanti altına almaktadır.

   Bildirgede;

   Madde 3: “Hiçbir hayvana kötü davranılamaz, acımasız ve zalimce eylem yapılamaz.”

   Madde 4: “Hayvanlar  bir beslenme ve dinlenme hakkına sahiptir.”

   Hayvanların gerekçesiz öldürülmeleri yasaklanıyor (Madde: 11) ve çok sayıda hayvanın öldürülmesi ise soykırım suçu sayılıyor.(Madde: 12)

   Sonuncu maddeyi birlikte okuyalım:

   Madde 14: Hayvanları koruma ve savunma kuralları, hükümet düzeyinde temsil olunmalıdır. Hayvan hakları da insan hakları gibi yasayla korunmaktadır.”

   Bu demek ki hayvanların da aynen insanlar gibi evrensel yaşam hakları vardır. Ve bu haklar korunmalı ve yaşatılmalıdır.

 

  MUHAFAZAKÂRLIK GÖZÜYLE

   Konuya bir de muhafazakârlık gözüyle baktığımızda karşımıza şöyle bir durum çıkıyor:

  Hayvan hakları ve hayvanların korunması aynı zamanda sosyal ve dini bir vecibedir.

   Bu demek ki hayvanların da bizim üzerimizde hakları vardır. Onlara karşı iyi ve kötü eylemlerimizden sorumluyuz. Hayvanların hayatlarını ve haklarını korumalıyız. Hayvanları aç ve susuz bırakamayız.

  “Bir kadın yiyeceklerini yiyor diye bir kediyi bir yere bağladı. Kedi orada açlıktan öldü. Oradan geçmekte olan Hz. Muhammed bu durumu görünce kadına şunları söyledi: “Senin gideceğin yer cehennemdir.” (Buhari ve Müslim)

Bu demek ki zavallı bir hayvanı öldürmenin cezası cehennemdir.

“Yine bir rivayete göre günahkâr bir kadın, sıcak bir günde bir kuyunun etrafından susuzluktan dilini çıkarmış soluyan bir köpeği gördü. Kadıncağız mestini çıkartıp kuyudan su çekip köpeği suladı. Böylece kadının günahlarının af olduğu belirtiliyor.” (Müslim, Tövbe 155).

   Öyleyse dünyadaki bütün canlılar biz insanlara emanettir. Onları koruyup yaşatmak bizlerin görevidir. Yoksa onları uyutup öldürmek değil. Hele hele toplu halde köpekleri öldürmek büyük bir soykırım suçudur.

 

HOLLANDA’DA HAYVANLAR İÇİN PARTİ

    Hollanda’da 2002 yılında “Hayvanlar İçin Parti” kurulmuştur. Hollanda Meclisinde bu partiyi üç milletvekili temsil etmektedir.

   Partinin programında şu cümleleri okuyoruz:

 “Hollanda’da yaşayan 18 milyon insanın yanı sıra yüz milyonlarca hayvan da Hollanda'nın ortak sakinleridir. Sağlıklı bir demokrasi, tüm sakinlerin (insanlar ve hayvanlar) çıkarlarını dikkate alır. Çünkü siyaset sadece insanların değil hayvanların hayatını ve haklarını garanti altına alır.”

   Sonuç olarak, insanları, hayvanları, çevreyi ve doğayı koruyup yaşatmak hem insanların hem de devletlerin asıl görevlerindendir.

 

Bekir Cebeci

(Eğitimci Araştırmacı Yazar)

Rotterdam, 26 Mayıs 2024

e-mail: [email protected]