Yoksulluğun farklı tanımları var
Dünya Bankası’nın başlattığı bir program çerçevesinde, ülkeler belli bir kıstas ile kendi ülkelerinin ‘yoksulluk oranlarını’ belirliyor. Bizde de bu çalışmayı (başka ülkelerde bu iş nasıl yapılıyor ise, işte o şekilde) TÜİK yapıyor. Bu çalışma ile günlük kişi başı harcaması 1 doların, 2.15 doların ve de 4.3 doların altında olan nüfusun toplam nüfusa oranı tesbit ediliyor.
- Bizde günlük kişi başı harcaması 1 doların altında nüfus yok.
- Kişi başı günlük harcaması 2.15 doların altındaki nüfusun toplam nüfusa oranı binde 21 (yaklaşık 153 bin kişi) olarak belirlendi.
Bu hesaplamalarda ‘günlük harcama’, ‘bir mal veya hizmet satın almak için yapılan parasal harcama ve fedakarlıkların bütünü’ olarak tanımlanmaktadır.
Dolar hesabı ise resmi kur üzerinden değil de her ülkenin ‘satın alma gücü paritesi’ ile yapılmaktadır.
Dünya Bankası’nın kişi başı günlük harcama için belirlediği kıstasa göre (2008 belirlemeleri ile) Avrupa ve Merkezi Asya’da nüfusun binde 5’i, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da yüzde 2.7’si günde 1.25 dolarlık sınırın altındadır.
Tek başına bu 1.25 dolarlık ve 4.3 dolarlık nüfus oranları ülkelerdeki yoksulluk göstergesi olarak kabul edilmiyor. Daha başka göstergeler var.
ABD’de yoksulluk oranı % 15.1
Örneğin ABD’de 4 kişilik ailenin yıllık geliri 22.350 doların altında ise bu ailenin fertleri yoksul sayılıyor. ABD’de 2010 yılı tesbitlerine göre nüfusun yüzde 15.1’ini teşkil eden 46.2 milyon yoksul var.
Her ülkede üzerinde en fazla durulan ‘açlık sınırı’dır. Eğer kişilerin geliri günde en az 2.100 kalori sağlayacak gıda maddelerini satın almalarına imkan vermiyor ise bu kişiler açlık sınırı altındadır.
TÜİK’in 2009 yılı verilerine göre Türkiye’de gıda yoksulu - açlık sınırı altındaki kişi sayısı sadece 339 bindir.
Her ülkenin yaşam koşullarına ve nüfusun gelir seviyesine göre değişen ‘Geniş Anlamda Yoksulluk’ ölçüsü ise, gıda, giyim ve barınma gibi olanakları, yaşamlarını devam ettirmeye yettiği halde, ülkede yaşayan insanların genel düzeyinin gerisinde kalanların sayısını ve oranını gösterir.
TÜİK’in ‘2010 Yılı Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması’nda 2010 yılı için, kişi başı ortalama eşdeğer hane halkı geliri 9.735 TL olarak belirlendi. Ülke genelinde en düşük kişi başı gelirden, en yüksek gelire sıralamada en ortada yer alan gelir rakamı ‘medyan’ gelir olarak kabul ediliyor.
Yoksulluk oranımız % 16.9
Türkiye genelinde 2010 yılında yıllık eşdeğer hane halkı medyan kullanılabilir geliri 7.429 TL olarak hesaplandı. (Aylık kullanılabilir kişi başı 619 TL - Günlük ortalama kişi başı 20.63 TL kullanılabilir gelir.)
Yoksulluk sınırı göreli olarak (Türkiye şartlarında) kişi başı yıllık medyan eşdeğer kullanılabilir gelir rakamı olan 7.429’a göre hesaplanıyor.
Bu ortalama rakamın yüzde 40’ına sahip olabilen (yıllık geliri 2.916 TL’nin altında) 7.3 milyon kişi var. Bunlar nüfusun yüzde 10.3’ünü oluşturuyor.
Medyan kişi başı gelir rakamı 7.429 TL’nin yüzde 70’i ise 5.200 TL. Bu rakamın altında geliri olanların sayısı ise 21.8 milyon kişi ve toplam kurumsal nüfusa oranı yüzde 30.6. Daha önce bu köşede yazdıklarımı tekrarlayayım:
- Ortalamanın yüzde 50’si ölçütünü benimseyen Dünya Bankası hesabı ile 12.0 milyon, ortalamanın yüzde 60’ını yoksulluk sınırı kabul eden Avrupa Birliği ölçütüne göre 16.9 milyon yoksulumuz var. Dünya Bankası ölçütü ile nüfusun yüzde 16.9’u yoksul.
- İyimser yaklaşım ile yoksulluk sınırını 2.916 kabul edersek yoksul sayımız 7.3 milyona düşüyor. Karamsar yaklaşımla yoksulluk sınırını yıllık 5.200 TL kullanılabilir gelir olarak kabul edersek 21.8 milyon yoksulumuz var diyeceğiz.
(Milliyet)