Yine Göçtü Kara Toprak Yine Ağladık İçimizden…

“Güvenemezsin. Suçluyu arar durursun.”

 

Manava güvenemezsin; acaba arkadaki çürük domatesleri attı mı poşete?

 

Doktora güvenemezsin; gereksiz ilaç mı veriyor? Promosyon derdinde mi?

 

Trafikte polise güvenemezsin; düzensiz kontroller, uygulanmayan kurallar, tembel memurlar… “Kurallar adil uygulanıyor mu?” dersin.

 

Gazeteciye güvenemezsin; yalanla gerçeği öyle bir karıştırır ki, paranoyak olursun.

 

Müfettişe güvenemezsin; üstünkörü denetler, işini umursamaz, kuralları uygulayamaz, uyduruktan bir rapor yazar, keyfine bakar…

 

Taksiciye güvenemezsin; bilmediğin yolları kısa yol diye yutturabilir sana?

 

Eğitimciye güvenemezsin; çocuğunu emanet edersin ama kendini eğitememiş insanlara nasıl güvenebilirsin? Evinin taksiti çok, derdi boldur.

 

Akademisyene güvenemezsin; araştırmaz, çalışmaz… Uyduruktan tezlere verilen Prof. unvanlarına nasıl güvenebilirsin?

 

Ev alırsın, müteahite güvenemezsin. Mal satarsın, müşterine güvenemezsin. Devlet dairesinde memura güvenemezsin; işini hızlı ve düzgün yaptığına inanamazsın.

 

Patron işçisine, işçi patronuna güvenmez.

 

Baba oğluna, oğlan babasına, kardeş kardeşe güvenemez…

 

İşçiyi savunsun diye sendika kurmuşlar, sendika yöneticisinin maaşı dudak uçuklatır. Güvenemezsin.

 

Vatandaş devlete güvenmez, devlet vatandaşa. Polis askere, asker komutanına güvenemez…

 

Hepsini bırak, adalete güvenemezsin.

 

Bir sabah uyanırsın, deprem olmuş, deniz kumundan evler yıkılmış.

Bir gün uyanırsın, borsa patlamış, ekonomi çökmüş. Borcun iki katına çıkmış. İşin gitmiş.

Haberleri açarsın; maden patlamış, asansör düşmüş, otobüsler uçmuş, apartman çökmüş, gaz deposu patlamış…

 

Yüzlerce insan ölmüş. Bir gram ders alınmamış.

 

“Suçlu” dersin,  “devleti yönetenlerdir”.

 

Peki, onlar kim?

 

Manavın, taksicinin, esnafın, memurun, akademisyenin, öğretmenin, müteahhittin, işçinin, patronun…yani bu halkın çocukları. Yani aramızdan çıkanlar.

 

Hiç kimseye suç bulmayalım lütfen.

 

Suçlu biziz.

 

Biz “iyi” olursak çocuklarımız “iyi” olur.

“İyi” olmayı öğrenelim artık.

 

Sonra zaten her şey düzelecek.

 

Önemli Not: Yukarıda yazdığım meslek isimlerini rastgele yazdım. Tabi ki çok dürüst insanlarımız var. Bu yazıyla Türkiye’deki genel havaya dikkat çekmek istedim. Kimse kırılmasın ama herkes üzerine bir miktar alınabilir.

 

 

ahmet@londrakariyer.com

www.twitter.com/ahmetferruh

www.facebook.com/londonistanbul

www.ahmetferruh.com