TELEFONDAKİ ses, Prof. Ergun Özbudun, “Doğru yazıyorsun, özel yetkili mahkeme yetkisizdir, Yüce Divan yetkilidir” diyor!
Prof. Ergun Özbudun benim çok saygı duyduğum, daima “hocam” diye hitap ettiğim bir anayasa hukukçusu ve siyaset bilimcidir. Dünya görüşü liberaldir. İddiayla söyleyebilirim ki okumadığım kitabı ve makalesi yoktur.
Çok tartışmalı bir konuda Hocam’dan geçer not almam elbette beni mutlu etti.
Şöyle dedi Prof. Özbudun:
“Evet, görevin verdiği yetkiyle işlenen suç ‘görevle ilgili suç’tur. Hatta görevin verdiği imkânları kullanarak işlenen suç da görev suçudur... Anayasamıza göre, böyle durumlarda genelkurmay başkanlarının yargılanacağı yer Yüce Divan’dır.”
‘Yetki’ konusundaki yazılarım üzerine aldığım mail’ler maalesef siyasi bölünmeyi yansıtıyor: Dün askeri eleştirdiğimde bana hakaret edenler şimdi alkışlıyor! Ve tersi, dün beni demokrasi kahramanı gibi alkışlayanlar şimdi en hafifinden “sen de mi askerci oldun abi” diyorlar!
Bazılarına cevap yazdım, “Bülent Arınç da mı askerci oldu, bir de ona sorun” demekten kendimi alamadım.
Evet, hukukta bazı alanlar vardır ki siyasi görüşlerle ilgilidir. Liberal bir hukukçuyla Jakoben bir hukukçunun “laiklik, kamu yararı, takdir yetkisi, kuvvetler ayrılığı, özelleştirme” gibi konularda anlayışları farklıdır elbette.
Vahim olan, hukuki görüşleri siyasi pozisyona göre ayarlamaktır... Farklı hukuki görüşlere “siyasi aşiret” refleksiyle tepki göstermek de bir o kadar vahimdir: Bizim “aşiret”in tavrı böyle, sen de böyle düşün!.. “Öteki aşiret”e karşı vicdansız ve hukuksuz davranmak gerekiyorsa davran!
Hukuken farklı görüşler elbette olacaktır ama “aşiret” davranışı yanlıştır; sağcı da olsa, solcu ya da Atatürkçü de olsa...
Benim de her şart altında inandığım ve savunduğum siyasi, sosyal ve felsefi doğrularım vardır, bunlar muhafazakâr ve liberal değerlerle büyük ölçüde örtüşür. Fakat benim “aşiret”im yoktur! Başbuğ’un yargılanmasında Yüce Divan’ın yetkili olduğunu şahsî kanaatimle savunuyorum. Tayyip Erdoğan’ı mahkûm ettirmek için dosyasının yetkisiz olarak Yargıtay’a getirtilmesine de aynı duyarlıkla karşı çıkmıştım.
Son tartışmada, Yüce Divan’ın yetkili olduğu görüşü, hukukçular arasında yaygındır. Dün Barolar Birliği’nin donanımlı ve hür düşünceli Başkanı Sayın Ahsen Coşar da yetkili merciin Yüce Divan olduğunu hukuki gerekçeleriyle açıkladı.
Yetki meselesini böylesine önemsiyorum, çünkü:
Bir, merhum Cevdet Paşa’nın dediği gibi “usul esastan önce gelir”, hukuku savunmak öncelikle usulü savunmaktır, yetkiyi savunmaktır, yetkisizlikten sakınmaktır...
Yetki konusunda titiz olunsaydı tarihimizdeki hangi adli facialar olmazdı, bir düşünün!
İki, Gabriel Almond ve Sidney Verba Civic Culture adlı klasikleşmiş kitaplarında göstermişlerdir ki, liberal Anglo-Sakson ülkelerinde özgürlüklerle beraber siyasal istikranın bulunmasının temelindeki faktör, yargının tarafsızlığına vatandaşların güveniyor olmasıdır. Devrimlerle, otoriter rejimlerle, anarşi ve siyasi şoklarla sarsılan ülkelerde ise yargıya güvensizlikle bu sorunlar iç içedir!
Siyasi görüşlere bakmadan “hukuk”u savunmak bunun için çok önemlidir. Ve, öncelikle hâkim ve savcıların vebalidir.