BURSA (İGFA) - Hülya Koçyiğit ailesine olan bağından bahsederek, Bursa'ya kızını gelin olarak yolladığını belirterek, o yüzden Bursa’ya çok sık gidip geldiğini ve çok da sevdiğini söyledi.

Ailenin kendisinin her şeyden önde geldiğini ifade eden Koçyiğit, "İçinde büyüdüğümüz aile ve kendi kurduğumuz aile. Anne ve babamızdan ne gördüysek öyle oluşuyoruz. Oluşturduğumuz kişiliği de evlatlarımıza yansıtmaya çalışıyoruz. Burada önemli olan o aile dayanışması, ailenin birbirine olan yardımı, sevgisi… Benim için hayatta en değerli şey ailedir. Sadece benim için değil, Türk insanı aile demek.” dedi.

Oyuncu adayları için tavsiyelerde bulunan Hülya Koçyiğit, “Seçtiğiniz meslek gerçekten özveri isteyen bir meslek, ancak ve ancak tutkuyla, yürekten seve seve yapılması  gereken bir meslek, bir kere her şeyden önce buna hazırlıklı mıyız onu bilmek gerekli. Geçen gün programıma Ali Poyrazoğlu’nu konuk etmiştim, o dedi ki, ‘Oyunculuk demek ömür boyu iş beklemek demek.” Çok da yanlış değil, eğer seçimlerinizi doğru yaparsanız doğru işler yapmış olursunuz” dedi.

Koçyiğit, Rabia filminin çekimlerinde yaşadığı talihsiz kazayı şu sözlerle anlattı: “Çok uzun yıllar dublörümüz yoktu. Eğer bir sahne tehlikeliyse de o sahneyi bizzat kendimiz oynamalıydık uzun yıllar sosyal sigortamız da yoktu. Rabia filminde talihsiz bir kaza oldu. 3 gün gözlerimi kaybettim. Hiçbir şey görmemecesine… 21 yaşındayım ve ‘Hayatım bitti’ dedim. Üçüncü gün tekrar görebileceğimi fark etmeye başladım, ciddi bir kazaydı benim için…”

Torununun eşi Engin Altan Düzyatan için övgü dolu sözler söyleyen Koçyiğit, “En son izlediğim dizi Diriliş Ertuğrul’du. Gerçekten Engin Altan Düzyatan’ı tanımış olmaktan, ailenin bir parçası olmasından dolayı çok mutluyum. Fevkalade bir ailenin içinde büyümüş, çok derli toplu bir beyefendi, çok mükemmel bir baba. Aktörlüğü için zaten söyleyecek bir sözüm yok, çok güçlü bir aktör. Onun için Diriliş Ertuğrul’u başından sonuna kadar büyük bir heyecanla izledim” dedi.

Kaynak: igf