Yeni Türk doktrini’nden Türk diasporası ne anlamalı?

“Bölge ülkelerinin kaderini bölge halkları çizecektir”.

“Terör neredeyse bizim güvenlik sınırımız orada başlar”. 

Kadim dostumuz ve kıymetli ağabeyimiz Vedat Bilgin geçen hafta, Akşam gazetesindeki köşesinde ‘Yeni Türk doktrini’ başlıklı iki yazı yayınladı. İlgiyle okuduk. ‘Yeni Türk doktrini’ hem kavram olarak hem vizyon olarak üzerinde durulması gereken bir söylem. Bu yeni söylemin önemi, orijanilliği elbette Türkiye’de ve bölgede yaşayanlarla sınırlı değildir. Aynı zaman da, yaşadığı ülke ve Avrupa başta olmak üzere, Türkiye ve gönül coğrafyamızın sorunlarına duyarlı olan Avrupa Türk diasporası neferleri için de önemlidir. Zira bu yeni kavram, günümüz Türkiye’sine, bölgesel yapılanmalar ve uluslararası ilişkiler için de yeni bir bakış açısı sunmaktadır. O zaman gelin hep birlikte ‘Yeni Türk doktrini’ni anlamaya çalışalım.

Türkiye ve bölgesel gelişmeler
Vedat Bilgin, ‘Yeni Türk doktrini’ başlıklı iki yazısında, kavramı tanımlamadan  önce Türkiye ve bölgesel gelişme ve ilişkilerle ilgili kısa bir tarihi perspektif çiziyor. Verdiği örneklerle, Türkiye’nin bölgesel bir barış isteği içerisinde olduğunu belirtiyor. Türkiye bu hareketiyle bölgede hesapları olan uluslararası unsurlarla karşı karşıya geliyor. Türkiye bu girişimleriyle o unsurlara rahatsızlık verdiğini söylüyor. Yani Türkiye bu haliyle alışılmış düzenin dışına çıkıyor. Amaç: Türkiye’den ne isteniyorsa yerine getirmektir. Oysa şimdiki Türkiye buna itiraz ediyor. Alışılmış düzenin devam etmeyeceğini net bir şekilde ifade ediyor. Hatta Birinci Dünya Savaşı sonrası olusan sınırları Türkiye’nin gönüllü kabul etmediğini de söylüyor. Kısacası, Batı’ya şöyle cevap veriliyor: ‘biz sizinle aynı ittifak içindeyiz fakat size mahkûm değiliz’. Vedat Bilgin, Türkiye ve bölgedeki toplulukların, Ortak bir geçmişe ve tecrübeye sahip oldukları ve sorunların da ancak ortak bir gelecek tasavvuruna dayalı çözüm iradesiyle mümkün olduğunu belirtiyor.

Yeni Türk doktrini

Türkiye’nin, bölge barışını bölgenin ülkeleriyle kurma yönünde ilerlemesi, ‘terör neredeyse bizim güvenlik sınırımız orada başlar’ demesi, ‘yeni Türk doktrininin’ ilk prensipleri olarak ifade ediliyor. Günümüzde dünyanın çok kutuplu bir eğilime geçtiği belirten Vedat Bilgin, Türkiye’nin de tek boyutlu dış politika yaklaşımından uzaklaşıp kendi aktüel çıkarları doğrultusunda çok boyutluluğa taşıdığını söylüyor.
Avrupa – Türkiye ilişkilerinin gerginliği ve Batı’da Cumhurbaşkanı Erdoğan düşmanlığının da, Yeni Türk doktrini’nde ifadesini bulan ‘bölge ülkelerinin kaderini bölge halkları çizecektir’ cümlesinde yattığını belirtiyor Vedat Bilgin.

Yeni Türk doktrini, ne Batı ne de küresel güçlere sadece bir itirazdan ibaret değil. Yeni Türk doktrini: “bölgesel dinamiklere dayanan ve küresel sürecin yükselen dalgalarıyla yeni bir barış atmosferine sahip olmak ve yeni bir entegrasyonu gerçekleştirerek bölgesel gelişmeye yönelmektir” diye tanımlıyor Bilgin.


Türk diasporası
Kadim dostumuz Vedat Bilgin, Türkiye’nin ve bölgenin içinde bulunduğu süreci analiz etmiş ve sorunların çözümü için, Yeni Türk doktrini perspektifini ortaya koymuştur. Şimdi bize düşen sorumluluk, önce sözkonusu doktrini iyi anlamak ki, bu zaten Türkiye ve bölgedeki sorunları da anlamamızı beraberinde getirecektir. Sonra, Türkiye’nin konumunu ve gelişlemere nasıl yaklaştığını Avrupa’lı dostlarımıza, iş arkadaşlarımıza, medya temsilcilerine, siyaset insanına anlatmaktır. Bu kolay olmayacaktır. Ancak, Avrupalılar’ın da sağduyuya sahip, açık Avrupa düşüncesini savunan, küresel oyuna itiraz eden grupları olduğunu bilmemiz gerekmektedir. Partnerlerimiz ve dostlarımızla ilişkilerimizi güçlendirmemiz ve sayılarını artırmamız kaçınılmazdır. Bu çalışmaları yaparken Ankara’nın iç komuoyuna verdiği anti Avrupa Birliği çıkışları bizim asla motivasyonumuzu zayıflatmamalı. Zira Avrupa Türk diasporasının misyonu; içinde yaşadığımız Avrupa ülkeleri, Türkiye ve kültür coğrafyamızın ulaştığı tüm dünya topluluklarını kapsayan küresel bir misyondur.