Aileler ayrıca yurt dışından gelen öğrencileri yanlarında ağırlayarak, onların İngilizce öğrenmelerine yardımcı oluyor.

Futbol asla sadece futbol değildir. Onun zaman ve mekân tanımazlığı, yeri gelir taraftarların, sevdikleri takımlarına dünyanın öbür ucundan destek vermelerinden belli olur. Dev stadyumlara sığmaz bu sevgi, kıtaları, okyanusları aşar. İşte Suriyeli Sayah Sukkar'ın İngilizce öğrenme macerası da ne gariptir ki futboldan geçiyor.

Şam'da yaşayan Sayah'ın hayatında futbol adeta bir vazgeçilmezdir. Ülkesinde her gün meydana gelen çatışmalar yüreğini burksa da, futbol sevgisi gönlünden hiç çıkmaz. Sıkı bir Tottenham-Hotspur (İngiliz Premier Ligi takımlarından) taraftarıdır o. Her Tottenham maçında taraftarlar arasında olma hayali kurar. Onların arasında olmak ister istemesine de bir problemi vardır Sayah'ın. Takımın marşlarını söylemek, tezahürat yapabilmek için İngilizcesi yeterli değildir. Bu sene okulunda İngilizce dersinden de ikmale kalması onun İngiltere'ye gitmeye karar vermesinde önemli bir etken olmuştur.

Sayah'ın babası, soluğu eğitim danışmanlığı şirketinde alır. Danışman, İngiltere'deki okulları bir bir sayar Sayah'ın babasına. Fiyatlar el yaksa da iyi İngilizce öğrenmek için elbette bu dilin konuşulduğu bir yere göndermelidir oğlunu. Tüm bu seçeneklerin içinde bir de Türkiye'deki okulu önerir danışmanlık şirketi. Fethiye'deki okul, öğretmenleri ve yörede yaşayan İngiliz nüfusuyla adeta küçük bir İngiltere'dir. Karar verilir. Sukkar'ın babası daha evvelden ziyaret ettiği ve çok beğendiği Fethiye'deki okula gönderecektir oğlunu. Ülkesine yakın olması ve vize probleminin de olmaması teklifi cazip kılarken, Sayah da yörede yaşayan İngilizlerin yanında kalacaktır.

Sayah, evde babasından alacağı müjdeli haberi sabırsızlıkla beklemektedir. Baba haberi verir oğluna. Ona gideceği okuldan bahseder. Hem ekonomik açıdan hem de sağladığı olanaklar için bu okulu tercih ettiğini, istediği ortamı burada da bulabileceğini ifade etmeye çalışır. Fakat yapacak bir şey yoktur. Sayah, çaresizce bavulunu toplar.

Ege Denizi kıyılarındaki bu şirin tatil beldesine gelince çok şaşırır Sayah. Babaağ eteklerine kurulan ormanın içindeki okulu, aslında böyle tasavvur etmemiştir. Zeytin ağaçları arasındaki okul adeta bir üniversite kampüsü gibidir.

Sayah, Türkiye'ye varır varmaz ailesini aramış ve maalesef Suriye'de çıkan olayları duymuştur. Ülkesindeki çatışmalar ailesindeki herkes gibi onu da hüzünlendirmiştir. Ailesinden ilk defa bu kadar uzaklaşan Sayah, onlar için gerçekten endişelenmektedir. Elinde bavullar, çekingenlik ile basar yeni evinin ziline.

Kapıyı Alison açar. Hemen arkasında İngiliz ailenin reisi Joe selamlar yeni misafiri. Suriye'den gelen konuklarına gayet sıcak bir karşılama hazırlamışlardır. Zira daha önceden 'misafirimiz kimdir, nerelidir, hangi yemeği yer' diye bilgi edinmişlerdir. Aslında Joe ve Alison evlerinde ağırladıkları öğrencilerine geçici bir konuk olarak değil tıpkı aileden biri gibi muamele eder. Güler yüzlü bir aile Trinnaman ailesi. İngiltere'de yaşadıkları bazı talihsiz hadiselerden ötürü 3 yıl evvel memleketlerini bırakıp yurdumuzun bu köşesine yerleşmişler. Üç çocukları da İngiltere'de kalmış. Bahçeleriyle ilgilenerek, değişik hobiler yaparak geçiriyorlar ahir ömürlerini.

Trinnaman ailesi Fethiye'de yaşayan birçok İngiliz gibi onlarca farklı kültürden insana kapılarını açmış. Alison, yanlarına gelen çocuklara anne şefkatiyle yaklaşıyor. Eşi Joe'nun, ders verdiği okulu bir gazetede gördüğünü söylüyor. Misafirlerini sorduğumuzda başlıyorlar anlatmaya: "Sayah, evimize ilk geldiğinde..." diyor Alison, "morali çok bozuktu." Ülkesinden her gün gelen bombalama ve ölüm haberleri psikolojik durumunu oldukça etkilemiş. Zaman zaman yemeğe geç geliyormuş ve ailesi için çok endişeleniyormuş. Fakat Alison ve Joe onunla yakından ilgilenmiş. Yeri gelmiş gecenin ilerleyen saatlerine kadar onu dinlemişler. Bir yandan İngilizcesine yardımcı olurken, bir yandan da endişelerini paylaşmışlar. Bu işi okul ile aralarındaki maddi bir ilişki olarak görmemişler. Sayah, kısa zamanda alışmış yeni ailesine. Her gün kahvaltısını hazırlayıp, okuluna uğurlamış onu Alison. Kimi zaman beraberce yemek yapmış ve hatta Antalya'ya geziye gitmişler. Ne büyük bir tevafuktur ki, Joe da koyu bir Tottenham taraftarı. Futbol üzerine saatlerce konuşmuşlar. Devam eden Avrupa Futbol Şampiyonası'nda tüm aile İngiltere'nin maçlarını seyrediyorlar hatta. Bu sırada Sayah'ın morali düzelirken, İngilizcesi de hızla gelişmiş. Başlarda kendini iyi ifade edememesi sıkıntı olurken, okuldaki yoğun İngilizce programı sayesinde konuşması açılmış. Joe, "Onlara gerçekten sevgimizi göstermeseydik bu kadar kaynaşamazdık." diyor. Misafirleri Sayah'ı Tottenham'ın maçına götürmeye söz vermiş şimdiden.

Onlar artık bizden

Fethiye, Babadağ eteklerine kurulu, Ölüdeniz'i ve iki katlı şirin evleriyle memleketimizin en nadide köşelerinden. Şehirde 100'ün üzerinde İngiliz aile yaşıyor. Bir gelmişler, Fethiye'nin güzelliğine kapılıp bir daha gidememişler. Artık buranın yerlisi olmuşlar, Türk yemekleri yapıyor, şenliklere katılıp türkülerimizi söylüyorlar. Bizi evinde misafir eden Martin Gray ve eşi Keeley Gray, akşam yemeği için yüzde yüz bir Türk menü hazırlamıştı. Kollarını sıvayıp biber dolması yapan Fethiyeli Martin, usta bir aşcı. Eşi Keeley bu durumda evin diğer işleriyle uğraşıyor ve mutfağa girmiyor. Tabiri caizse 'elinin hamuruyla erkek işine karışma' demiş eşine!

Kültür çatışması değil, kültür kaynaşması

Rusya, Suriye, Sudan, Litvanya, Azerbaycan, Libya... Dünyanın birçok yerinden öğrencilerin geldiği IM Academy'de bir kültür mozaiği var. Her öğrenci geldiği ülke ve kültürünü temsil ederken ortaya ilginç manzaralar çıkabiliyor. Rusya'dan gelen kız öğrenciler, hayatlarında ilk defa kendi yaşlarında başörtülü biriyle arkadaşlık ediyor. Başörtüsüne dokunarak sormadan edemiyorlar tabii: "Bu sıcak havada başörtün seni terletmiyor mu?" Bu soruya tebessüm eden Libyalı Ragda, sıcak havalara uygun ince bir eşarp bağladığını söylüyor.

Suriye'den gelen öğrenciler farklı siyasi fikirlere sahip olsalar da sorunlarını medeni bir şekilde tartışabiliyorlar. Öğretmenler, bu tip hassas konulardaki tartışmaların dozunu iyi ayarlıyor. Bournemouth Üniversitesi Öğretim Üyesi Christian Wolf, öğrencilerinden çok şeyler öğrendiğini, farklı yaş gruplarına verdiği derslerin kendisine büyük bir tecrübe kattığını belirtiyor. Wolf, kış dönemi İngiltere'de ders verirken, yaz dönemini Fethiye'de geçiriyor.

Öğrencileri ağırlayan İngiliz aileler ise bazı durumlara başta çok şaşırdıklarını fakat zamanla her problemi aştıklarını ifade ediyor. Örneğin yemekleri hazırlandığında Keeley, tencereyi masanın kenarına koyuyor ve kendi yiyeceğini tabağına alıyor. Bu durumda özellikle Ortadoğulu öğrencilerin yemek almayıp beklediklerini söylüyor. Ona Doğu kültüründe yemekler mutlaka anne tarafından servis edilir dediğimizde, kafasındaki soru işareti ortadan kalkıyor. Bunun dışında İngiliz ailelerin başka bir derdi de dakiklik. Doğu'daki saat kavramı Avrupa'daki kadar sıkı değil elbette. Söz verdiği saatten daha geç gelen gençler, ara sıra onları endişelendiriyor.

Siz gitmeyin, İngiltere ayağınıza gelsin

Fethiye'deki IM Academy, İngilizce öğrenmek isteyenler için iki yıl önce eğitime başladı. Okuldaki tüm öğretmenler İngiliz ve eğitim kadrosunda bölgede yaşayan İngiliz hocalar bulunuyor. Okulun içinde tek katlı derslikler, spor ve çeşitli aktivite alanlarının yanı sıra öğrencilerin beraber kalabilecekleri rezidanslar bulunuyor. Daha çok Arap ülkeleri, Türk cumhuriyetleri ve eski Sovyet ülkeleri vatandaşlarının tercih ettiği okulu cazip kılan en önemli neden, Türkiye ile adı geçen ülkeler arasında vize uygulamasının olmaması. Okulun Fethiye gibi turistik bir yerde bulunması da işin cabası tabii ki. Gündüzleri yoğun programın ardından öğleden sonraları çeşitli aktivitelerle eğlenen öğrencilere, İngiliz ağabey ve ablaları eşlik ediyor. Akşamları ise oda arkadaşlarıyla konuşarak pratik yapma imkanı bulabiliyorlar. Kendi dillerinde çok az konuşuyorlar. Okulun Türk vatandaşları için güzel tarafı ülkemizde böyle bir organizasyonun olması. Eğer arzu ederlerse öğrencilerin aileleri de kursa dahil olabiliyor.

(Zaman)