İngiltere'nin WikiLeaks'in kurucusu Julian Assange'ı ABD'ye iade kararı almasına karşı başkent Londra'da otobüsle protesto düzenlendi.
Başkentin simgeleri arasında yer alan eski bir kırmızı otobüse "Assange'a özgürlük", "Gazetecilik suç değildir" ve "Assange'ı iade etmeyin" yazılı pankartlar asıldı.
İçişleri Bakanlığı önünde bekleyen Assange'ın destekçileri, buradaki konuşmaların ardından otobüse bindi ve araç İngiliz Parlamentosu'na doğru hareket etti.
Otobüste, Assange'ın babası John Shipton, erkek kardeşi Gabriel Shipton, Avustralyalı araştırmacı gazeteci John Pilger ve şarkıcı David Rovics de yer aldı.
Protesto kapsamında, 3 Temmuz 1972 doğumlu Assange'ın doğum günü de kutlandı.
"HEPİMİZ ASSANGE'A BORÇLUYUZ"
İçişleri Bakanlığı önünde toplanan göstericilerden Jimmy, burada yaptığı konuşmada, Assange'ın gerçekleri söylediği için tutuklandığını belirterek şu ifadeleri kullandı:
"Assange sadece savaş suçlarını ortaya çıkarmadı. Casusluk, çevre felaketleri gibi birçok konuyu gündeme getirdi. Assange ortaya çıkarmasaydı, kimse bunları bilmeyecekti. Hepimiz Assange'a borçluyuz. Onun özgürlüğü için savaşmalıyız."
Protestoculardan Elsa da Assange serbest bırakılana kadar mücadele edeceklerini belirterek, Assange'ın ABD'ye iade edilmesi kararına imza atan İçişleri Bakanı Priti Patel'in utanç duyması gerektiğini söyledi.
Elsa, özgürlüğü ve demokrasiyi savunmak zorunda olduklarının altını çizerek, "Assange'ın özgürlüğü bizim özgürlüğümüz, çocuklarımızın özgürlüğü." şeklinde konuştu.
ASSANGE'IN DAVA SÜRECİ
Assange'ın kurduğu WikiLeaks, 2010'da aralarında ABD'nin Irak ve Afganistan'da işlediği suçları da delillendiren çok sayıda gizli belgeyi yayımlamıştı.
ABD'nin casuslukla suçladığı ve iadesini istediği Assange, hakkında tecavüz ve cinsel taciz suçlamalarıyla açılan davalar için İsveç'e iadesi gündemdeyken, Haziran 2012'de Ekvador'un Londra Büyükelçiliğine sığınmıştı.
Assange, Ekvador'un Londra Büyükelçiliğinden 11 Nisan 2019'da çıkarılarak gözaltına alınmış ve "kefaletle serbest bırakılma şartlarını ihlal etmekten" tutuklanarak Londra'daki Belmarsh Hapishanesi'ne konulmuştu.
Mahkeme, Assange'ı bu suçtan 50 hafta hapse mahkum etmişti. 50 haftalık cezasını dolduran Assange'ın iade talebi çerçevesinde tutuklu kalmasına karar verilmişti.
Duruşmaların ardından 4 Ocak 2021'de Assange'ın intihar riskinin yüksek olduğu ve ABD hapishanesinde özel idari önlemlere tabi tutulacağı, özellikle de istihbarat topluluğunun kendisine düşman olması nedeniyle "gerçek bir risk altında" olduğu gerekçesiyle ABD'nin iade talebi reddedilmişti. ABD ise karara itiraz etmişti.
ABD, temyizi kazanabilmek için WikiLeaks kurucusunun yüksek güvenlikli hapishanelerde tutulmayacağı ve hapis cezasını ülkesi Avustralya'da çekebileceği taahhüdünde bulunmuştu.
Savunma ekibi ise CIA'in, Assange'ı Ekvador'un Londra Büyükelçiliğinde saklandığı sırada kaçırma ve öldürme planı yaptığına ilişkin haberleri dayanak göstererek can güvenliğine vurgu yapmıştı.
10 Aralık 2021'de Yüksek Mahkeme, verilen teminatları yeterli bularak alt mahkemenin kararını bozmuş ve Assange'ın ABD'ye iade edilebileceğine hükmetmişti. Bunun üzerine Assange'ın savunma ekibi, davayı Yargıtaya taşımak için Yüksek Mahkemeye izin başvurusunda bulunmuştu.
Yargıtay da 14 Mart’ta verdiği kararla Assange'ın ABD'ye iade edilebileceği yönündeki karara itirazını reddetmişti.
20 Nisan'da da Westminster Sulh Ceza Mahkemesi'nin iadeye hükmetmesiyle konu nihai karar için İçişleri Bakanı Priti Patel'in önüne gitmişti.
Bakan Patel, 17 Haziran'da Assange'ın ABD'ye iade edilmesi kararını imzalamıştı, WikiLeaks de karara itiraz edeceğini açıklamıştı.