Vicdanın ölümü

Silah sıkanların insani bir tarafı var mıdır?

Ya da bir insan niye silah sıkar? Ya da şöyle mi sorsak: İnsan olan ne zaman silah kullanır? Yüce bir ideal için mi, vatanını, ırzını korumak, kendini korumak için mi? Yoksa silah kullanan insan, insanlıktan, izandan, insaftan tamamen sıyrılıp hayvanlaşır mı? Hiçbir etik değer, hiçbir insani kaygı, hiçbir vicdan belirtisi olmaz mı silah kullananda? Şiddet giren ruhtan vicdan çıkar mı? Onlar, insanları herhangi bir mahluk olarak gören bir hayvana mı dönüşürler?

PKK'nın yaptığına kim saygı duyuyor? Gencecik bir bayan öğretmene kurşun sıkmanın ahlaksızlığına, vicdansızlığına kim saygı gösterir? 20 yaşındaki ana kuzularına kurşun yağdırmak, hangi ideal amaç ile açıklanabilir?

PKK her geçen gün kendini yalnızlaştırıp bir köşeye hapsediyor. Akıl ve izandan uzak, görev almış bir tetikçi gibi hareket ediyor. Bu örgüt avazı çıktığı kadar sadece bir taşeron olduğunu haykırıyor. Türkiye'nin gazabını ısrarla Güneydoğu'ya çekmeye çalışan garip bir taşeron...

Tetikçi de olsa, taşeron da olsa yine de insan birazcık vicdan taşımaz mı? Yoksa hakikaten insanlıktan kovulmuş, bütün değer yargılarını çöplüğe atmış bir güruh haline mi geldiniz? O zaman birileri size gayri insani muameleler yaptığında, kimseye söyleyeceğiniz bir söz, kimseye edeceğiniz bir şikayet hakkınız kalmaz. Sizi her zeminde desteklemesine rağmen kalbinde vicdan kırıntısı taşıyan hiç kimse yanınızda değil artık. Görebiliyor musunuz? Yoksa görüyorsunuz da umurunuzda olmuyor mu? Siz ne de olsa bir yerden iş almış terör şirketi değil misiniz?

Silah sıkanlara söylenecek çok da bir şey yok. Çünkü onlar insan olma ayrıcalığını çoktan yitirdiler. Onlar idealden, yüce hedeflerden şeytanın cennetten kovulması gibi kovuldular. Vampirler onları kendi saflarına katalı çok oldu. Sözlerim hâlâ insanlıktan kovulmayanlara... Vampirlere muhabbet duymasına rağmen hâlâ insanlıktan kovulmamışlara... 'Barış istiyoruz' deyip gencecik fidanları toprağa düşürenlere... Kadın öğretmenleri bile bile katledenlere ses etmeyen ve silahın belirlediği rotada yürüyüp siyaset yaptığını söyleyenlere... Askeri vesayetin gönüllü destekçilerine..! Bilesiniz ki, bu kan ilk önce sizi boğacak. Sizin de insan olma ayrıcalığınızı elinizden alacak.

Bu silahlı cendereye sesini çıkarmayan, ona kendi ruhunda tevil getiren, silahın herkesi hizaya sokmaya çalışmasına sessiz kalanlar... Biliniz ki Dilay öğretmeni düşürdüğü gibi toprağa sizi de, çocuklarınızı da, can parelerinizi de düşürecekler. Akmasına müsaade ettiğiniz, ses etmediğiniz, en azından yüreğinizden buğzetmediğiniz için kan denizi sizi de boğacak.

Barış diye tertiplediğiniz mitinglere bile savaşçı kılıklarla gittiğinizi, barış diye iğdiş ettiğiniz kelime üzerinden yaptığınız mitingi bile savaş alanına döndürdüğünüzü millet görmüyor mu sanıyorsunuz? Ülkenin her demokratikleşme çabasını silahla sabote eden Kürt Ergenekoncularına hiç ses etmediğinizi, vicdanı olanların görmediğini mi zannediyorsunuz? Sizin derdinizin çözüm olmadığını, Kürtlerin rahat etmesini hiç ama hiç umursamadığınızı, sizin kastınızın ülkeyi yorgunluktan bitap düşürmek olduğunu fark etmiyorlar mı sizce? Kürtlerin umurunuzda olmadığını görmüyor muyuz zannediyorsunuz?

Bugün ölmesine göz yumduğunuz vicdanı, yarın aramak zorunda kalmayasınız!