ÇOK yazıldı, konuşuldu ama af buyurulsun, Polis Akademisi’nin taze başkanı Prof. Dr. Remzi Fındıklı‘nın “Hasılı Kelam” adlı derleme kitabı değinmeden geçeceğim türde bir “eser” değil.
El hak, Remzi Fındıklı‘nın kitabında “Askeri müzik ne kadar müzik ise, askeri hukuk da o kadar hukuktur” gibi anlamlı sözler de var. Ama alıntılayan hakkında bilgi veren ve bir çuval inciri berbat eden sözler de görmezden gelinecek gibi değil. Misal: “Fakirlik fikirsizliktir, fakirin aklı olsa, fakir olmazdı.” “Demokrasi bir sağduyu rejimidir, sol kulağını kapatırsan sağduyulu olursun.” “Demokrasi vasat insanların yönetimidir.” “Bal arıdan, kavga karıdan olur.”
Ben buna benzer lafları anneannemin annesinden işitirdim. O da 103 yaşındaydı, “Padişahım çok yaşa” diye bağırdığı günleri hatırlıyordu, “demokrasi” aklına yatmıyordu. Ama Allah var, ondan bile “15’inde kız ya erde ya yerde olmalıdır” gibi şeyler duymadık. 103 yaşındaki bu kadın için bile, ideal evlenme yaşı 22-23 filan idi, meslek sahibi olmamızı isterdi. İnsanların elinden iş gelmeyen, bir yetenek geliştiremeyen türüne pek kızardı, “Vermeyince mabut, ne yapsın Mahmud” derdi öyle durumlarda, padişah 2. Mahmud‘a ithaf edilen o ünlü kıssaya gönderme yaparak.
Prof. Dr. Remzi Fındıklı “çağımız” insanı. Öyle Uyaklı beldesi meclis üyesi filan değil. Profesörlüğü de Azerbaycan’dan filan almış değil. Öyle birden ortaya çıkmış, Polis Akademisi’nin başına tepeden inmiş değil. Yılların akademisyeni ve hatta bürokratı. Ankara Siyasal mezunu. Ege Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde yüksek lisans yapmış, İşletme doktorasını ise Dokuz Eylül Üniversitesi’nde. İngiltere’de Loughborough Technical ile Norwich East Anglia üniversitelerinde araştırmalar yapmış. DPT’de altıncı yedinci ve sekizinci beş yılık kalkınma planlarında uzman olarak görev almış. 1988 yılında Polis Akademisi’nde yardımcı doçent olmuş. İngiltere’de, Exeter Üniversitesi Criminal Justice and Police Studies departmanında imtiyazlı araştırmacı olarak çalışmış. 2001 yılında ABD-Ohio Kent State Üniversitesi, 2010 yılında ise, University of Central Florida’da misafir öğretim üyesi olarak bulunmuş. “İngiliz Polis Teşkilatı”, “İdare Hukuku”, “Devletin Yapısı ve Nitelikleri”, “Yönetsel Liderlik”, “Devletin İdari Yapısı ve İşleyişi” isimlerini taşıyan kitaplar yazmış. Zilyon tane ulusal ve uluslararası kongrede, bilimsel toplantıda bildiri sunmuş.
2011’de, yani geçen yıl, “15’inde kız ya erde ya yerde olmalıdır” gibi bir yaklaşımı hatırlamaya değer bulup kitabına alan kişi, böyle bir kişi.
“Bu sözleri eğlenmek için topladım” dese, hiç canımız yanmaz. Fakat önsözünde çalışmasını bir “eser” olarak nitelendiriyor: “Bu eser çalakalem, bir anda makaslanarak yazılmış bir çalışma değil. Denizde inci ararcasına uzun bir birikim, titiz bir çalışma ve emeğin ürünüdür.”
İki ihtimal var: Ya bize yalan söylüyorlar, eğitim hiçbir şeyi çözmüyor, insan ne ise o. En özünde asla değişmiyor, değiştirilemiyor. Ya da, Remzi Amca o üniversite senin bu üniversite benim derken hep aynı yerden yediği darbeler yüzünden refleks geliştirmiş. Her “Bizim değerlerimiz, ama Anadolu, ama milli ve manevi” dediğinde gördüğü aşırı Aydınlanma’cı ve ilerici tepkiler yüzünden dört değil altı kuşak geride karar kılıp, inceldiği yerden kopsun olayına bağlamış, elde kalan izan ve anlayış da o yolda eriyip gitmiş.
Ama kader bu; değişen şartlar, yeni Türkiye faktörü, incelen yeri, değişen merkez ile bazı boyutlardaki benzeşimler, yakınlıklar üzerinden onarmış. Kopmamış yani, bilakis kalınlaşmış: O şimdi başkan.
Remzi Fındıklı‘nın kişisel âlemi bir yana. Şimdi öğrencileri, gösterilerde rastladıkları kadınları yerlerde sürükleyip, gerekçe olarak da “15’ini geçmiş kadın erde olsa burada olmazdı, o zaman bari yerde olsunlar diye düşündüm amirim” açıklamasını yapan polisleri suçlu sayarlar mı? İşçi hakları için yürüyen ve “Yoksuluz, açız” direnci gösterenler de rahatça hırpalanabilir artık, zira referans sağlam: Hasılı Kelam ne diyordu, “Fakirin aklı olsa fakir olmazdı”!
(Haber Türk gazetesinden alınmıştır)