Vahim Sözler Kimden Geldi?

Diyarbakır Emniyet Müdürü Recep Güven bir söz söyledi Türkiye şöyle bir sallandı. Yere düşenlere bakıyoruz bol bol eyyam! Kime karşı? Oy verecek olanlara karşı… Ancak  siyasilerden dökülen incilerin halka olumlu karşılığı yok.


Emniyet Müdürünün sadece 'Dağda ölen teröriste ağlayamıyorsanız, insan değilsiniz' cümlesini alıp konuşmanın diğer kısımlarını okumayan, hala ortaokul yıllarının hatıraları ile yaşayanlar sadece bu cümleye kompozisyon yazma yarışına girdiler.


Emniyet Müdürü hakkında neler neler saydılar, döktüler. Savcılık hakkında soruşturma başlatmış!


Hadi siyasi rakiplerin birbirlerini anlamazlıktan gelip söylenen sözleri karşılıklı çarpıtmalarına alıştık ta memleketin Emniyet Müdürünün sözlerini bile murdar edip istediği gibi oraya buraya çekiştiren fikir yobazlarına ne diyeceğiz? Yahu ne diyor bu adam neden diyor deyip konuya konu ekleyeceklerine kestirip atan siyaslerimizi herkez ibretle izliyor!


Emniyet müdürünün sözleri:


"Hiç olmasaydı dediğimiz, zor bir süreçte Diyarbakır'da hizmet vermeye çalışmıştım.


Boşaltılan her koyun aslında geleceğimize tehdit olduğunu biliyorduk. Meçhule giden insanların herhangi bir sisteme tabi olamayacağını da biliyorduk. Belki bir mecburiyetti, belki acil bir karardı... Kimimiz susarak, kimimiz uygulayarak, kimimiz kaçarak, kimimiz vurarak bu sorunu el birliğiyle büyüttük. Kendi insanımızla aramızda kocaman sorunlar çıkardık. Şimdi işte toparlamaya ve normalleşmeye çalışıyoruz. Sadece polisle çözülmeyecek bir sorun olduğunu da biliyorum. 20 yıl istihbaratta görev yaptım. Biz o zamanki sistemin hem mağduru hem mahkumu hem mecburu olmuştuk.


2005'te 'Dağda ölen teröriste ağlayamıyorsanız, insan değilsiniz'
demiştim. Ama eline silah alıp çoluk çocuk demeden insan katleden canavarlaşmış bir teröristi de enterne edemiyorsanız devlet değilsiniz. Ben bu iki cümle arasında gidip geliyorum.


Benim yitik evladım dağa çıkmış keşke ulaşabilseydim
, keşke ona normal bir hayat sunabilseydim. Keşke terörize olmasına mani olabilseydim diye ağlarım. Yani her teröriste de içim ezilir. Bir çocuk dağa çıkıyorsa hepimizin payı var. Benim karakoldaki memurumun kötü davranmasıyla, kontrollerimde yaptığım bir aşırı güçten ötürü...


Biz bir adım gitsek Diyarbakır halkı bize koşarak gelir, bunu biliyoruz. Geldiğimden bu yana tüp bombayı da, asayiş şubesine yönelik saldırıyı da, vatandaşımızın sayesinde engellemiş olduk. Halktan beni şaşırtacak kadar ihbar geliyor. İnsanlar huzurlarına sahip çıkıyorlar... Önce vatan değil, önce insan. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın. En büyük sorun annelere ve çocuklara ulaşmak.


Rahmetli Gaffar Ağabey gibi çok zor zamanda gelmedik. O, konuşmanın bile zor olduğu bir zamanda geldi, herkesin gönlünde taht kurdu. İkinci Gaffar diyorlar, ikinci Gaffar olmak kolay değil. Onun seviyesine ulaşmak öyle her babayığıdın harcı da değil. O en zor zamanda, en zor kararları verebilen vizyon sahibi güzel bir insandı."


Siyasi parti liderlerinin hepsi uzun yıllar ilk defa aynı görüşte birleşerek Emniyet Müdürüne yüklendiler. Zannetmeyin ki halk liderlerin bu sözlerini onaylıyor!


PKK ile yapılan görüşmeler internete düştüğünde Türkiye halkı çok olgun tepkiler verdi. Halk artık terör sorununun çözülmesini istiyor ve son yıllarda basit provakasyonlara, hamaset yüklü konuşmalara pirim vermiyor.


Diyarbakır Emniyet Müdürünün bu sözlerini ve daha ötesini söylemesi gereken siyasiler kaybettiler. Hele muhalefet resmen ayağına sıktı. Bunu alıp geliştireceğine basit hesaplar ile hem fikirleri hemde kendini iyice harcadı!


Vahim sözler Emniyet Müdüründen degil siyasilerden gelmistir!

 

Yeni Anayasa


Yeni anayasa hala bitmedi. Dikkat ederseniz ortalığı ayağa kaldırması gereken muhalefetten de çıt çıkmıyor. Muhalefet halktan tirşmasa eski anayasa kalsın diyecek te bakmayın işte dostlar alışverişte görsün hesabı ile ‘he he istiyoruz yeni anayasa’ diyorlar.


Ellerine fırsat geçse yeni anayasaya ilk takoz koyacak CHP’dir.


Bir siyasi parti düşünün ki ebedi muhalefet olmaya aday! Varsa yoksa şaibeli Silivri sakinlerine özgürlük sloganı atsınlar, halkın özgürlük teminatı yeni anayasa için kıllarını kıpırdatmasınlar!


Bakın 1921 anayasasının birinci maddesi ne diyor:


‘Hakimiyet bila kayd-u şart mılletindir. İdare usulü halkın mukadderatini bizzat ve bilfiil idare etmesi esasına müstenittir’


‘Bizzat ve bilfiil idare etme esası’ bundan sonraki hiçbir anayasada yer almamıştır. Umarım yeni anayasada yer alır!

 

Bir medya mensubunun müthiş buluşu:


Tivittir’da geçti: Şelale Kadak: Of'ta cuma namazlarının bir saat geç kılındığını biliyor muydunuz?!!!


İşte halkı, kültürü belki diğer mesleklere göre daha iyi tanıması bilmesi gereken medya mensuplarının hali budur, gerisini siz düşünün.