GENEL

Ürdünlü sanatçı, Osmanlı mirası "kukla tiyatrosunu" modern çağa uyarlayarak minik seyircileriyle buluşturuyor

- Ürdünlü kuklacı İsra es-Safi: - "Kuklaları devlete ait Milli Kütüphane Departmanına kaydettirdik. 4'ü büyük, 20'si orta boy, 40'ı küçük bebek ile 4 kukla bebeğin fikri mülkiyeti bize ait" - "Eşimle birlikte Osmanlı dönemindeki Karagöz tarihini inceledikten ve onu modern çağa ve ihtiyaçlara uygun olacak şekilde uyarladıktan sonra ilgi daha da arttı"

ES-SALT (AA) - LEYS EL-CUNDİ - Ürdünlü kukla sanatçısı İsra es-Safi, başkent Amman'ın batısında medeniyetlere ev sahipliği yapan Es-Salt şehrinde Osmanlı Devleti'nden kalan bir kültürel miras niteliğindeki "kukla sanatını" modern bir tarzla birleştirerek minik izleyicilerine sunuyor.

Ürdünlü sanatçı İsra es-Safi (40), çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapan, Ürdün'ün başkenti Amman'ın batısındaki Es-Salt şehrinde Osmanlıdan miras kukla tiyatrosu geleneğini yeniden canlandırıyor.

Kültürel çeşitliliğiyle öne çıkan kent, ev sahipliği yaptığı en önemli medeniyetlerden Osmanlı'nın hem tarihi hem de kültürel izlerini taşımaya devam ediyor.

Ürdünlü kadın, Osmanlı döneminden kendilerine miras kalan, eğlenirken öğrenmeyi amaçlayan seyirlik tiyatro oyunu kukla gösterisini Ürdün toplumuna ve modern çağa uyarlayarak çeşitli eğitim kurumları ve merkezlerde çocuklarla buluşturuyor.

Osmanlı Devleti'nin bugünkü Ürdün topraklarındaki merkezi olarak anılan Salt şehri sakinleri, kukla tiyatrosunda kullanılan peluş bebekleri, gölge oyunu "Karagöz" olarak adlandırıyor.

Eğitim Psikolojisi bölümü duygusal zeka alanında yüksek lisans yapan İsra es-Safi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, geçmişte Türklerin bu alandaki gösterilerinden birinin "Karagöz" olarak isimlendirildiğini anımsatarak, Osmanlı döneminde Karagöz ve kukla tiyatrosunun yaşamın farklı alanlarındaki pek çok fikri halka aktarmak için kullanıldığını belirtti.

Safi, modern yöntemlerin eklenmesiyle yeni bir forma bürünen kukla gösterisiyle, çocukları hem ekrandan uzak tutmak hem de iletişim becerilerini geliştirmeyi hedeflediğini söyledi.

Uzun bir tedavi süreci sonunda bir evladının olduğunu ifade eden Safi, bir gün oğlunu basit bir kukla gösterisine götürdüğünü ancak bu gösterinin çok daha iyi yapılabileceğini düşündüğünü ve o gün ilk kez kukla tiyatrosu yapma fikrinin zihninde oluştuğunu anlattı.

Safi, kukla yapımına bir sene önce başladığını, yakınlarına ABD'den kukla getirttiğini belirterek, "Kuklaları devlete ait Milli Kütüphane Departmanına kaydettirdik. 4'ü büyük, 20'si orta boy, 40'ı küçük bebek ile 4 kukla bebeğin fikri mülkiyeti bize ait." diye konuştu.

Safi, bu dönemde çocuklara sunulan hikâye koleksiyonlarını değerlendirme faaliyetlerinin yanı sıra çocuklarla ilgilenen uluslararası bir örgütte de çalıştığını aktardı.

- Türk ilhamıyla halka açık tiyatro

Kukla tiyatrosunun, büyük küçük herkesi etkilemesini ve her yaş için ilgi çekici olmasını hedeflediğini kaydeden Safi, bunu toplumu ilgilendiren herhangi bir konuya ilişkin spesifik mesajları ileten farklı sunumlara dayalı üretilmiş fikirler aracılığıyla yapmaya çalıştığını belirtti.

Safi, "15 farklı senaryomuz var, bir tanesi halk lehçesinde olmak üzere diğer hepsi fasih Arapça lisanıyla sergileniyor. Halk lehçesiyle hazırlanan senaryoda Ürdün'e has adet ve geleneklerden bahsediliyor." dedi.

"Gösterideki sunumun sadeliğine rağmen katılım olağanüstü." diyen Safi, şunları söyledi:

"Eşimle birlikte Osmanlı dönemindeki Karagöz tarihini inceledikten ve onu modern çağa ve ihtiyaçlara uygun olacak şekilde uyarladıktan sonra ilgi daha da arttı.

Projenin ana fikri, geleneği modern bir şekilde ve çocuklara fayda sağlayan, onları ekranlardan uzak tutan, iletişim becerilerini geliştiren bir araçla yeniden canlandırmayı amaçlıyor."

Ürdünlü kukla sanatçısı Safi, projeleriyle ayrıca toplumda gerileyen bazı değerlerin, Türk ilhamıyla ve Karagöz üslubuyla güçlendirilmesinin hedeflendiğini de sözlerine ekledi.