UBP ille de kaybetmek istiyorsa, kimse engelleyemez...

Eğer UBP’de karar verme platformunda olanlar partilerini gerçekten seviyorsa hiç ama hiç gecikmeden ikinci tur oylamanın koşullarını yaratmalıdır.

Gecikme devam ederse öyle bir aşamaya varılacak ki ikinci tur oylama çare olamayacak.

Kaotik ortam UBP’de olanları değil UBP’nin kendisini yutacak.

Bizden uyarması...

Şaibesiz, olabildiğince en geniş uzlaşıyla ikinci tur seçim yapın...

Hem siz kurtulun hem de toplum...

Yeter artık...

 

 

Yüksek Mahkeme’nin UBP Genel Başkanlığı ile ilgili kararını dün sabah İstanbul’da öğrendim. Yazımı ise dün akşam gece yarısına yaklaşırken Lefkoşa’da yazdım.

***

Yüksek Mahkeme, yargıya yansıyan siyasi bir konuda karar verirken zorlandı mı?

Yargıçların kararının detayını bilmesem de zorlandıklarından hiç kuşkum yok.

Lefkoşa Kaza Mahkemesi Başkanı Emine Dizdarlı, kararını verirken daha cesurdu.

Bu cesarete gerek var mıydı?

Emine Dizdarlı’nın kararın uygulamasına yönelik riskleri de erken satın alarak karar verdiği kesin.

Yüksek Mahkeme ile Kaza Mahkemesi düzeyinde üretilen kararın temel noktada farklılığı yok.

Nedir farklılık olmayan nokta?

21 Ekim Kurultayı’nda divan başkanlığının İrsen Küçük’ü genel başkan ilan eden kararı yargının her iki aşamasında da iptal edilerek, son söz söylenmiştir.

Yani 21 Ekim Kurultayı’nda genel başkanlık oylamasında alınan oylardan sonra söylenen söz, son söz olmamıştır.

21 Ekim Kurultayı, UBP Genel Başkanı çıkarmamıştır.

Buraya kadar farklılık yok.

***

Dizdarlı ile Yüksek Mahkeme Yargıçları, bundan sonrasında ayrıldı.

Emine Dizdarlı, öz olarak “UBP Tüzüğü’nün ilgili maddesi genel başkan için ilk turda yeterli oy alınamazsa bir hafta sonra ikinci tur oylamayı emrediyor. Pazar günü kurultay toplama bir teamül olduğuna göre, kararın açıklandığı günden hemen sonraki pazar değil bir sonraki pazar, 2. tur oylama için uygundur” dedi.

On gün içinde dese de aslında işaret ettiği onuncu gündü.

O karara farklı yorumlar getirildi.

Bu satırların yazarı olarak hukukçuların alanına asla girmem.

Haddimi de asla aşmam.

Ancak Emine Dizdarlı, kapıyı aralık bırakırsa UBP Tüzüğü’nün işaret ettiği bir sonraki hafta oylama kurultayı yapılmayacağı kaygısıyla saati hariç 2. tur oylama kurultayını emretti.

***

Yüksek Mahkeme, İrsen Küçük’ün genel başkan seçildiğine yönelik divan kararını iptal edip ikinci tur oylama kurultayı kararını UBP yetkili organlarına yani Parti Meclisi’ne bıraktı.

Bir daha yineleyeyim ben hukukçu değilim.

Ancak hukuki mülahaza diyerek kimse ahkam kesmesin.

Ülkede olağanüstü bir durum yoksa UBP Parti Meclisi, en çok kırk sekiz içinde toplanıp, tüzüğün açık hükmü olan “Bir hafta sonra ikinci tur oylamayı” tıpkı Emine Dizdarlı’nın kararında olduğu gibi birkaç gün sonraki pazar değil ama uygun en yakın pazar günü kurultayın toplanıp, ikinci tur oylamanın yapılmasını sağlaması gerekir.

Herkes şunu bilecek...

Futboldan bir benzetmeyle duraksama, ya da uzatma dakikalarının olağanüstü bir durum yoksa makul bir süresi var. Futbol devre süresi kadar yani 45 dakika uzatma olmaz.

Birileri oldurmaya çalışırsa da o maçın sonucu onaylanmaz.

Onaylayan çıkarsa da vicdanlarda onayı olası değildir.

***

Yüksek Mahkeme, 21 Ekim’de başkanlık divanı ve aynı delegelerle 2. tur oylamaya gidilmesini de korunması gereken bir husus olarak görmedi.

Tıpkı kurultay tarihi için zaman kısıtlaması getirmeyerek, istismara kapı aralığı bırakıldığı gibi bu konuda da yaşanacak olanlar istismar içerikli olabilir.

UBP’de genel başkanlık yarışında bir oyun bile altın değerinden öte değerli olunduğu bir dönemin içinde olunduğunu bilmeyen mi var?

Kurultay delegeliği düşenler ya da yeni oy hakkı elde edecek olanlarla ilgili karar vericilerin ince eleyip sık dokuyacaklarını bilmeyen mi var?

Ya da bu riskin varlığını Yüksek Mahkeme Yargıçları bilmiyor mu?

***

Görüne o ki Yüksek Mahkeme, tırnak içinde “çok adil, çok dengeli” olmayı hedefleyip bunu başarmıştır.

Nasıl başarmıştır?

21 Ekim Kurultayı’nda İrsen Küçük’ün genel başkan ilan edilmesi kararını iptal ederek Ahmet Kaşif tarafını memnun ederken “Aynı delegelerle on gün içinde 2. tur oylama kurultayı yapılması” kararını geçersiz hale getirerek de İrsen Küçük tarafını memnun etmiştir.

Bu adaletse, Yüksek Mahkeme’nin adalet anlayışı yıldızlı on puanı hak ediyor.

Tabii burada Mukayyitlik tarafından basına dağıtılan “hükmü sıfır”ı da saymıyorum.

Hükümde 2. tur oylamaya tüzükte belirtilen süre zarfında gidilmesi var. Yani bir hafta içinde.

UBP’li avukatlar okunan kararla Mukayyitlik çıkanın farklı olduğunu söylüyorlar. Düzeltme isteyecekleri açıklaması var.

Ben yazımı ilk tepkilere dayalı olarak yazdım.

***

Bundan sonra UBP’de yaşanacak olanlar Yüksek Mahkeme ile Emine Dizdarlı’nın ürettiği kararların farklı yanlarının doğruluğunu ya da tam tersi yanlışlığını ortaya çıkaracaktır.

Eğer kurultay UBP Tüzüğü’nün ruhuna uygun olarak 10-15 gün içinde toplanmaz, ya da toplanırken delege yapısıyla büyük tepkilere neden olacak şekilde oynanırsa yaşananları sorumlu ortakları arasında Yüksek Mahkeme’de olacaktır.

Tam tersi olursa Emine Dizdarlı’nın kaygılarının yersiz olduğu netlik kazanacak.

***

İrsen Küçük’ün avukatlarından Ergin Ulunay’ın söylediklerinin bir bölümünü TAK’tan okudum.

Şöyle diyor Ulunay: “İkinci turun iki aday arasında yapılmasını emretmektedir ancak partinin yetkili organları bu durumda kurultayın toplanabilmesi için 5’te bir üyenin yazılı müracaatıyla ve 10 gün içinde yapılacak bir ikinci turla ve iki aday arasında seçim gündemiyle tekrar parti yetkili organlarının toplantıya çağrılması ve partinin kararlar üretmesi gerekmektedir.”

Allah aşkına yapma be Ergin Bey...

Mütevazılık sakkomu asıp sizinle çoklu ortamda konuyu tartışacağım.

Genel başkanlık seçimi tamamlanmamıştır.

Yapılacak olan 21 Ekim’de ilk tur oylaması yapılan genel başkanlık seçiminin ikinci turunun yapılmasıdır.

Hade size soru: Üyelerin beşte birinin imzalarıyla yazılı başvuru yapılmazsa, ya da beşte bir üye sayısının imzasına ulaşılamazsa, ikinci tur oylama yapılmayacak mı?

Yapılmazsa UBP meşru bir genel başkana sahip olamayacak mı?

***

Bu satırları yazarken ne İrsen Küçük ne de Ahmet Kaşif’i düşünmedim.

Tek düşündüğüm olduğu kadar demokrasimizin bir partimizin kendi alanında daha fazla yaralanmamasıdır.

Kurultay bir an önce toplanmazsa ve yargı yeniden devreye girebilecek mi?

Çok zor girecek.

Eğer UBP’de karar verme platformunda olanlar partilerini gerçekten seviyorsa hiç ama hiç gecikmeden ikinci tur oylamanın koşullarını yaratmalıdır.

Gecikme devam ederse öyle bir aşamaya varılacak ki ikinci tur oylama çare olamayacak.

Kaotik ortam UBP’de olanları değil UBP’nin kendisini yutacak.

Bizden uyarması...

Şaibesiz, olabildiğince en geniş uzlaşıyla ikinci tur seçim yapın...

Hem siz kurtulun hem de toplum...

Yeter artık...

 

Günün sözü:

 

Demokrasiyi zorlayan, hukuku da zorlar.

 
(Havadis gazetesinden alınmıştır)