Söz konusu çocuk olunca hassaslaşan azınlık kesimde yer aldığım için şanslı addediyorum kendimi. Geçtiğimiz günlerde medyada yer alan olaylar, insani duygularını yitirmemiş her birimizi altüst etti. Oyuncak arabaları ve bebekleri ile oynaması gereken çocukların, bambaşka hayatlar yaşadıklarına hep beraber şahitlik ettik. Hayallerinin tuzla buz olduğunu ve bir daha asla tertemiz hayaller kuramayacaklarını görmüş olduk.
Şiddetin her türlüsüne karşıyım ve tabii ki evlatlarımıza yapılan şiddete gözümü yumup sessiz kalacak değildim. Küçücük bedenlere dokunan eller, ruhlarını ve kalplerini paramparça eden insan müsveddeleri serbest bırakıldı. Nasıl oluyor da toplum olarak bu yaşanan olaylara sessiz kalabiliyoruz? Nasıl bu kadar normalleştiriliyor bu olaylar, inanın ben anlamakta çok zorlanıyorum. Hayatımız ne kadar ucuz; bir kurşuna, bir yumruğa, bir bıçak darbesine veya bir kibrite bakıyor.
O minik bedenlerde atan kalpler iyileşecek mi? Tabi ki koskocaman bir ‘HAYIR’! Bedenleri, ruhları, o masum kalpleri, tüm hücreleri hatırlayacak yaşadıkları vahşeti. Ömürleri boyunca birileri onlara dokunmaya çalışınca tekrar tekrar irkilecekler... Ben şimdi burada ne yazıyorum değil mi? Okumayı sevmeyen bir topluma iki satır yine kelam ediyorum. Vicdanı yüksek toplumdan, vicdansız bir topluma nasıl döndük? Nasıl umursamaz olduk, lütfen biri bana anlatsın!
Nasıl olur da iki masum yavrunun anlattıklarına değil de canilerin sözüne itibar edilir, hiç anlayamayacağım. Benim aynı yaşlarda evlatlarım var ve o çocukların çizdiklerini yaşamadan tarif edebileceklerini hiç ama hiç sanmıyorum. Nasır tutmuş yüreklerinize sesleniyorum! Daha kaç kişinin canı yansın diye bekleyeceğiz?
Ben bu satırları yazarken üzülerek öğrendim ki; Cinsel istismar şüphelisinin tutuklanabilmesi için ‘kuvvetli şüphe’ yerine ‘somut delil’ aranmasını şart koşan yasa önergesi, TBMM’de kabul edilmiş. O somut delil nedir? Çocukların bedenlerine verilmiş zarardan daha büyük somut bir delil var mıdır?
Öyle zamanlar geliyor ki böyle topluma ait bir üye olduğum için utanıyorum. O yüzden İngiltere’de elim kolum bağlı kalsın istemiyorum. Ben buradan bir kampanya başlatarak çocuklarımıza sahip çıkalım istiyorum. Başta evladı olan arkadaşlarım olmak üzere, içinde çocuk sevgisi ile yanıp tutuşan kişileri iş birliğine davet ediyorum. Kolları sıvayalım ve minik kuzularımıza el uzatalım. Beyin fırtınası yapalım, fikirlerimizi yarıştıralım ve ortaya kimsenin yıkamayacağı yepyeni bir kampanya çıkaralım.
Sanatçı dostlarımın da yanımızda yer alacağını ve seve seve kampanyamıza destek vereceklerini biliyorum. Çekinmeyin, olmaz diye düşünmeyin. Lütfen bana yazın, değerli görüşlerinize ihtiyacım var. Minicik yüreklere ses olalım, nefes olalım ve en önemlisi siper olalım. Koruyup, kollayalım.
Herkese sevgi dolu, sorunsuz ve çok mutlu yarınlar diliyorum.
Enerjiniz bol ve sonsuz olsun…
Elif Kabakçı- 08.07.2021