“Hala daha geçmişte mi yaşıyoruz?”, “Çok mu tutucuyuz?” diye kendi kendime soruyorum çoğu zaman, yaşamımız içindeki geçen asrın ortalarından kalma standartlara baktıkça.
Bazı politikacılar Avrupa Birliği üyesi olacağız diye yırtınıyor, dualar ediyor ama Avrupa Birliği içinde kullanılan temel standartları ülkemize getirmek için kıllarını bile kıpırdatmıyorlar.
Elektrik sistemimiz, özellikle de sayıları 80 binleri aşmış ev ve işyerlerinde kullanılan elektrik standartları, aygıtların giriş ve çıkışları ile sistem halen daha İngiliz standartlarında. İngiliz Sömürge yönetimi 1960 yılında adadan ayrıldı ancak sadece kendine özgü ve dünyanın parmakla sayılabilecek kadar az ülkesinde kullanılmakta olan standartlarını bize miras bıraktı.
İngiltere ve Kıbrıs Rum tarafı hariç Avrupa Birliği’nin içinde yer alan ülkelerde kullanılan elektrik standardı Alman kökenlidir. Evde kullanılan fişler, İngilizlerin aksine dikdörtgen ve 3 uçlu değil, yuvarlak ve iki uçludur. Topraklamayı fişin yan kenarından gerçekleştirir.
Türkiye’de ve Avrupa’da üretilen elektrikli aygıtların tümü, AB standartlarına göre 2 uçlu fişlerle evlerdeki elektrik sistemine bağlanır. Ama KKTC’de bunları kullanmak isterseniz illaki satın aldığınız elektrikli aygıta ilaveten bol sayıda 2’li fişten, 3’lü fişe dönüştürücü almak zorunda kalırsınız. Yurtdışına gidecekseniz, bu sefer de, 3’lü fişten 2’li fişe dönüştürücüler koymak zorunda kalırsınız bavulunuza. Başka da çareniz yoktur.
Bu sıkıntının, pahalı İngiliz standartlarında İngiliz malı elektrikli aygıt almak zorunda kalmanın, buna ilaveten dönüştürücüler alarak milli servetimizin boşu boşuna yurt dışına akmasını önlemenin çözümü KKTC’de artık bizimde Türkiye’nin kullandığı Avrupa Birliği Elektrik standardına geçmemiz olacaktır.
Böylece hem dönüştürücülerden kurtulmuş, hem de ürettiğimiz elektriğin Hertz dalga boyu ile voltajını gerek Türkiye’de gerekse de AB’de üretilen aygıtlara uyumlu hale getirmiş olacağız. Ki, İngiltere bile yıllardır 240 V olarak ürettiği
elektriğini AB’ye uyum sağlayabilmek için 230 Volt’a düşürdü.
KKTC Hükümeti veya hükümetleri, radikal bir karar alarak sistemimizi, belli bir tarihte İngiliz standardından çıkarıp, AB standardına geçirmek kararı almalıdırlar. Zaten kıt kanaat olan milli servetimizi, boşu boşuna adaptörlere harcıyoruz.
Aynı sorunu trafikte de yaşamaktayız.
İstisnasız bütün Avrupa’da trafik sağdandır, otomobillerin direksiyonları da buna göre sol taraftadır, İngiltere ve eski birer İngiliz sömürgeleri olan Malta ve Kıbrıs Rum tarafı hariç.
Türkiye’de her tür araç, her yıl milyonlara varan miktarlarda üretilmektedir ama 2005-2009 yıllarında arasında icraat yapan hükümet sol direksiyonlu arabaların ithalini yasaklayarak, Kıbrıslı Türkleri sadece İngiltere’de üretilen ve İngiltere için üretilen araçları satın almaya mahkum etmiştir.
Sağ direksiyonlu arabaların hem maliyetleri, sol direksiyonlu araçlara kıyasla daha pahalıdır, hem de deniz taşımacılık ücreti otomobil başına ortalama 2 bin Sterline kadar çıkmaktadır.
Zaten kıt kanaat olan milli servetimiz, standartlarımızı Avrupalılaştıramadığımız için adeta havaya atılıp, boşa saçılmaktadır.
Eski bir İngiliz sömürgesi olan Çin 1945 yılında, İsveç de 1970 yılında sağ trafiğe, hem de bir tek gecede geçtiler.
Artık bizlerin de sağ trafiğe geçmesinin zamanı gelmiştir. Bu şekilde hem AB, hem de Türkiye ile uyum sağlamış olacağız, hem de insanımız Türkiye’de AB’ye kıyasla daha ucuza üretilen ve satılan araçları istediği model ve marka da satın almak olanağına kavuşacaktır...
Ata ATUN
e-mail: ata.atun@atun.com
http://www.ataatun.org
Facebook: Ata Atun
http://www.twitter.com/ataatun