Türkiye değişir, CHP aynı kalırsa kanser olur!

Son yazımın son cümlesi Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'na hitaben şöyle bitiyordu:

"Yormayın kendinizi Sayın Kılıçdaroğlu. On parmağınızda on marifet de olsa, bu zihniyet değişmediği müddetçe CHP için istikbal ne göklerde ne de yerdedir!"

Fakat son Bosna gezisinde verdiği mesajlar Kılıçdaroğlu'nun CHP'yi kanser olmaktan kurtarmak için ciddi ciddi düşündüğünü, CHP'yi iktidara getirebilmek için partisinin kendisiyle pek alakası olmayan anakronik zihniyetinde bir devrim yapmayı planladığını anlıyoruz.

Şu sözler ona ait: "CHP kendini yenilemeli. Kimse kendini kandırmasın bu program değişmeli..."

Bingo!

İşte CHP'nin temel hastalığı tespit edilmiş durumda. Demek ki şimdi Kılıçdaroğlu'nun önünde meşakkatli bir tedavi süreci var.

Değişim her zaman zor ve sancılı olur. Hasta bir bünyede, fosilleşmiş bir ideolojik yapıda değişim ve yenilik daha zor ve daha sancılı olur. Onun için bu tür yapılarda değişimi sağlayanlar için tarih "devrimci" diye yazar. Biz de onlara "kahraman" deriz.

Bugünlerde, her ne kadar literatüre rahmetli Özal soktuğu için CHP'liler pek sevmese de "transformasyon" sözü CHP için gerekli bir süreci ifade ediyor.

Transformasyon moleküler biyolojinin kullandığı bir söz. Fakat toplumsal yapılar için kullanıldığında da anlamlı olabiliyor.

Bir hücrede transformasyon DNA tarafından gerçekleştirilirse hücreler sağlıklı biçimde çoğalıyor ve bünye sağlıklı hayatını sürdürüyor. Ama transformasyon bir virüs tarafından gerçekleştirilirse orada çoğalan kanser hücreleri oluyor!

Türkiye değişti, dönüştü, dönüşüyor. Ama CHP yerinde sayıyor. Değişim ve dönüşümün böylesine yoğun olduğu bir toplumda CHP fikriyatının 1930'larda sabitlenmesi, Türkiye'nin geleceğinde CHP'ye yer olmadığını da ifade eder.

Kılıçdaroğlu'nun bu durumu gördüğü, tespit ettiği anlaşılıyor.

Değişimi gerçekleştirmek zor, meşakkatli ve zaman alan bir iştir. Tıpkı kanser tedavisi gibi.

Tabulaşmış ideolojik yapıyı yeni bir yörüngeye oturtmak gerçekten zordur. Öyle ki, bazı demirbaşların vadesiyle ölmesini beklemek bile gerekebilir! Parti içinde meydana gelmiş dengelerin çözülmesi zaman alabilir. Hücrelerin yenilenmesi için DNA moleküllerinin hücrenin içine nüfuzu gerekir ki, yeni ve temiz hücreler çoğalabilsin.

Dün dündür, bugün bugündür.
Doğrudur.
Dün dünde kaldı cancağızım, bugün yeni şeyler söylemek lazım der Mevlana.

İşte CHP Genel Başkanı'na tedavi sürecinde ilk önce yapılması gerekenler için bazı öneriler:

1- İslam'la ilgili reflekslerinizi ve din ile ilgili önyargılarınızı gözden geçirin!

2-AK Partililer'le dini konularda tartışmalara girmeyin!
3-Anayasa değişikliğine takoz olmayın!
4-Partideki özellikle kadın milletvekillerinin ve kadın üyelerin dindarlara karşı militan tavırlarını engelleyin.
5-CHP'nin toplumu zorla modernleştirmek için yaptığı sindirme ve yok etme maksatlı tarihine sahip çıkmayın. Redd-i miras etmeseniz de CHP'nin toplum nezdinde savunulamayacak hataları söylendiğinde savunma yapmaya kalkmayın.
6-Yeni CHP eski CHP'ye sahip çıkmak zorunda değil.
7-Gelinen noktada artık sadece halkın oyu ile iktidara gelerek devlette söz sahibi olabileceğinizi, halkın desteğini almak için de halkın değerleri ile savaşılmaması gerektiğini hiç unutmayın.

(Bugün gazetesinden alınmıştır)