GENEL

Türk Kızılay Genel Başkanı Yılmaz, TercihFest 2024'te öğrencilerle buluştu:

- "(6 Şubat depremleri) Şimdi bu sosyal medyada yaşanan infialin elbette ki bir sebebi var. Elbette ki bir kusur da var orada. Ama Türk Kızılay, depremin birinci günü ilk 30 dakikada sahaya inmiş ve hala orayı bırakmamış, hala destek vermeye devam eden Türkiye'nin en büyük sivil toplum kuruluşu" - "Bazen bir olayı bütünüyle değerlendirirken belli şeyleri ıskalayabiliyoruz. Yani bu kadar büyük bir felakette elbette ki eksiklikler olacak. Hatalar da olabilir, hepimiz insanız. Bize düşen nedir? Hata yaptıysak kabul edeceğiz. O hatanın bir daha yapılmaması için önlem alacağız"

İSTANBUL (AA) - Türk Kızılay Genel Başkanı Fatma Meriç Yılmaz, 6 Şubat depremlerine ilişkin, "Şimdi bu sosyal medyada yaşanan infialin elbette ki bir sebebi var. Elbette ki bir kusur da var orada. Ama Türk Kızılay depremin birinci günü ilk 30 dakikada sahaya inmiş ve hala orayı bırakmamış, hala destek vermeye devam eden Türkiye'nin en büyük sivil toplum kuruluşu." dedi.

İbn Haldun Üniversitesi (İHÜ) Etkinlik ve Medya Merkezi'nde düzenlenen TercihFest 2024 etkinliğinde öğrencilerle buluşan Yılmaz, öğrenim ve meslek hayatındaki tecrübelerini paylaştı.

Yılmaz, kendi dönemlerinde üniversite sınavına girmeden önce tercihlerini yapmak durumunda olduklarını, TercihFest gibi kendilerini yönlendirecek alanlar bulunmadığını söyledi.

Öğrencilere, hayatlarının en önemli karar anlarından birinde olduklarını ifade eden Yılmaz, "Hiçbir önemli tercih geriye dönülmez bir tercih değildir. Okuyacağınız bölümle ilgili tercih yapacaksınız ama tüm hayatınızı dönülmez bir yola sokacak bir tercih değil." dedi.

Yılmaz, tercih sürecinde gönlünün bilgisayar mühendisliğinde olduğunu, babasının yönlendirmesiyle tıp fakültesini tercih ettiğini anlattı.

Yaklaşık 8 yıldır yolunun Kızılay'la kesiştiğini kaydeden Yılmaz, "Kızılay, insanlara yardım etme yönümü pekiştiren, psikolojik olarak beni ayakta tutan bir yer haline geldi. Sonuçta hayatınızda ne yaşarsanız yaşayın, hangi mesleği seçerseniz seçin kendi sağlığınızı öncelemek durumundasınız. Sağlığınız derken bunun içinde tabii ki fiziksel sağlık da var ama aslında psikolojik dirençlilik var. Psikolojik dirençlilik, başımıza ne gelirse gelsin ayakta durmaya devam etmek, tökezlersek ya da düşersek ayağa kalkma motivasyonunun olması demek." diye konuştu.

Öğrencilere, tercihleri konusunda önce kendi isteklerini önemsemelerini tavsiye eden Yılmaz, ardından soruları yanıtladı.

- Kızılay'a verilen sorumluluk beslenme sorumluluğu

Bir öğrencinin, "Kızılay'ın son depremde izlediği politika hakkında ne düşünüyorsunuz? İyi yaptığı, kötü yaptığı şeyler nelerdir?" sorusu üzerine Yılmaz, Türk Kızılayın, depremin başından bu tarafa hala orada bulunmaya devam eden bir sivil toplum kuruluşu olduğunu söyledi.

Yılmaz, o günden bugüne 80 bin gönüllüyü hiçbir karşılık almadan deprem bölgesine gönderdiklerini belirterek, şöyle devam etti:

"Türkiye Afet Müdahale Planı var, AFAD tarafından belirlenen ve herkesin uymak zorunda olduğu. Bu planda Kızılay'a verilen sorumluluk beslenme sorumluluğu. Beslenme küresinin ana sorumlusu olan Kızılay. Ama bir taraftan da 156 yıllık bir kurum. 156 yıldır da çadır kurmak, barınma, sağlık hizmeti vermek, sosyal yardımlar, hijyen paketinden kıyafete kadar dağıtmak gibi işlevlerin genetiğinde ve kurumsal altyapısında bulunduğu bir sivil toplum kuruluşu. Şimdi bu sosyal medyada yaşanan infialin elbette ki bir sebebi var. Elbette ki bir kusur da var orada. Ama 'Türk Kızılay, depremin başından bu tarafa hangi politikayı izledi ve ne yapmaya devam ediyor?' diye sorarsan, Türk Kızılay depremin birinci günü ilk 30 dakikada sahaya inmiş ve hala orayı bırakmamış, hala destek vermeye devam eden Türkiye'nin en büyük sivil toplum kuruluşu."

Yaşanan depremin, dünyanın son yüz yılda yaşadığı en büyük deprem olduğunu vurgulayan Yılmaz, 2022'de Pakistan'daki sel felaketinden 33 milyon kişinin etkilendiğini ve geçen 2 yılda henüz 1000 ev yapılabildiğini kaydetti.

Kızılay'ın 50 bin çadırı AFAD'a bir gün içinde teslim ettiğini, Türkiye'nin bir aylık süreçte konteyner kentleri kurduğunu anlatan Yılmaz, Türkiye'nin şu ana kadar 100 bin evi teslim eden bir ülke olduğunu söyledi.

Kızılay olarak depremi; hazırlık, acil müdahale ve iyileştirme olarak 3 aşamaya böldüklerini belirten Yılmaz, deprem bölgesinde sağlık, giyim, yemek, eğitim gibi faaliyetlere yönelik çalışmalarını anlattı.

Depremde kendilerinin barınma sorumlusu değil beslenme sorumlusu olduklarını aktaran Yılmaz, "Bazen bir olayı bütünüyle değerlendirirken belli şeyleri ıskalayabiliyoruz. Yani bu kadar büyük bir felakette elbette ki eksiklikler olacak. Hatalar da olabilir, hepimiz insanız. Bize düşen nedir? Hata yaptıysak kabul edeceğiz. O hatanın bir daha yapılmaması için önlem alacağız." diye konuştu.

Yılmaz, deprem bölgesinden gelen öğrencilerin bu konuda toplum önderi sorumluluğuna da sahip olduklarını belirterek, "Depreme hazırlık dediğimiz süreç aslında en iyi olmamız gereken ama maalesef en kötü olduğumuz süreç. Biz hep deprem olduğunda depremi hatırlıyoruz." dedi.

İstanbul depremi konusunda bir risk olduğuna dair uyarılar yapıldığına dikkati çeken Yılmaz, şöyle konuştu:

"Dünya üzerinde doğal olaylar her zaman olacak. Burada en önemli konu, gerekli hazırlığı yapmış olmaktır. 'Depreme hazırlık' denildiğinde hep devletin, belediyelerin, kurumların yapması gerekenler konuşuluyor, aslında bireylerin yapması gerekenler de var. Eğer siz birey olarak oturduğunuz evin deprem raporu olmadığında o evi almıyorsanız, kiralamıyorsanız, o ev sahibine deprem raporu yaptırmak mecburiyetini getirmiş olursunuz. Eğer siz bir evde depremle alakalı dokümanları kontrol ederseniz, o evi yapan müteahhit o dokümana uygun yapmak zorunda kalır. Toplum olarak kendi güvenliğimizle, sağlığımızla ilgili mutlaka önlem almamız lazım."

Yılmaz, 2024'te depreme hazırlık kısmıyla ilgili birinci yıl 1 milyon, ikinci yıl 2,5-3 milyon kişiye ulaşacak bir kitle eğitimine ilişkin kampanya başlatacaklarını açıkladı.

Türk Kızılay Genel Başkanı Yılmaz, sözlerini, "Kızılay, gönüllülük temelinde oluşan bir sivil toplum kuruluşu. Kaynağı sonsuz değil, bağışlardan ve toplumdan geliyor. Gücü de sınırsız değil. Kızılay nihayetinde bir devlet değil. Ama her ne olursa olsun Kızılay, iyilik temelinde insanları bir araya getiren ve insanların gücünü en doğru şekilde yönlendirmesini sağlamaya kendisini adamış bir kurum. Kızılay sizsiniz, biziz, hepimiziz." şeklinde tamamladı.