Toplumu kutuplaştıran paralel medya

Başbakan'ı ayrımcılıkla suçlayan Paralel medyanın diline baktınız mı?

Başbakan Erdoğan ve AK Parti hakkında o kadar ötekileştirici ve nefret dili kullanıyorlar ki adeta Erdoğan'ı siyasi olarak yok etmeye çalışıyorlar. Meşru zeminde siyaset yapan iktidar partisi AK Parti'yi ve Başbakan Erdoğan'ı gayrı meşru gösterme telaşesi sarmış heryerlerini.

Kılıçdaroğlu, Genel Başkan olduğundan bu yana Erdoğan hakkında bir nefret halesi oluşturma çabası içinde.
Şimdi de Kılıçdaroğlu ve paralel medya el ele vermiş, bir ülkenin Başbakan'ı için ağza alınmayacak sözler sarfederek Erdoğan'ı itibarsızlaştırma kampanyası yürütüyorlar.

Kimi "mezara koyuyor", kimi "ipe gönderiyor" kimi "katil" diyor kimi "Yüce divan" kimi de "helikopterle kaçacak" diyor.

***

Geçenlerde trafik kazasında ölen polislerimiz için bir gazetenin internet sitesi "Erdoğan'ı korumaya gidiyorlardı şehit oldular" diye haber yaparak subliminal mesajlarla Erdoğan'ı "katil" gibi gösterme derdindeydi.

Öyle bir nefret dili ki bu dilin Erdoğan'ı ve AK Parti'yi seven insanların tepkisine neden olabileceğini kasıtlı olarak hesaba katmıyorlar.

***

Hem "katil" diyorlar hem de o ağzını açtığı an, "kendini savunma, toplumu kutuplaştırma!" diyorlar.
Felaket tellallığı yapıyorlar.

Korku imparatorluğuna çevirdikleri, korkudan oy devşirdikleri eski Türkiye'yi özlüyorlar.

Gelecek her günün bir önceki günden daha kötü olacağını bas bas bağırıyorlar.
"Baharı bekleyin", "25 Mart'ı bekleyin" diyorlar.

Millet ses kayıtlarına da seks kayıtlarına da inanmadıkça panikliyorlar.
Seçimler geçsin. Bu kez de "1 Mayıs'ı bekleyin" diyecekler.

Hep hazana dönse de onların ütopik 'baharları' bitmez!

***

Başbakan'a ağız dolusu hakaret ediyorlar. Onu sevenlere de aynı şekilde.

Montajları-şantajları, tapeleri-kasetleri, küfürleri-hakaretleri ters tepiyor.

Hepsi, milletin elinde şamara dönüp onların suratlarına çarpıyor.

Korkuyorlar.

İkonların, mahlasların, müstearların arkasına saklanıp en aşağılık iftiraları, en alçak yalanları savuruyorlar.

Sonra bir rüzgâr çıkıyor, pisliklerini üstlerine boşaltıyor.

Her sövgülerinin, milletin onuruna dokunduğunu anlamıyorlar.

"Yeter artık ayıptır" diyeni bile küfrederek, tehdit ederek sindirdiklerini sanıyorlar.

Aldanıyorlar.

O iş bitti, yani, eski Türkiye yok artık, görmüyorlar…

(Aktüel'den)