Toparlanıyoruz neden siyasete girmiyor?
İlk toplantıya bir ‘yeme-içme’ toplantısı olacağı düşüncesiyle katılmadım… Sonra pek çok tarafta okudum toplantının detaylarını… Bir anda herkes o geceki toplantıdan bahseder oldu… Köşe yazıları ilk toplantının notlarıyla bezendi… Bazıları bu çarpık düzene alet olduğu halde boy göstermek için o toplantıya katılanların görüşlerinden oluşan yazılardı. Hele de temiz olmadığı halde ‘temizlik’ dersi vermeye kalkan bazı duayenlerin kaleme aldıkları yazıyı yüzümdeki tiksinti dolu ifadeyle okuduğumu hatırlıyorum. Ama genel olarak herkes Kudret Hoca’nın Cumhurbaşkanlığı ve akademisyenlik konusundaki bilgi, beceri ve başarısını takdir etmiş hatta Cumhurbaşkanlığı’nda özel temsilci olmasına rağmen ‘sizi bilmem ama bu vekiller beni temsil etmiyor’demesine şaşkınlıkla karışık gizli bir hayranlık beslemişti.
Gel zaman git zaman içerisinde sosyalleşmek ve dertleşmek için bir araya gelen bu insanlar ‘Toparlanıyoruz’ olarak anılmaya başladı. Oluşum içerisine nifak tohumları sokmak, bazı yerlere bilgi taşımak için ‘temiz olmayan’ kişiler de oluşumun ucunda kıyısında boy göstermeye başlayınca Toparlanıyoruzcular da harekete geldi. Bir toplum sözleşmesi hazırladı… Altına imzalar attırdı… “İçerisinde yer alan her bir maddeyi hazmetmeden sakın ola bu topa girme”diye de imalarda bulunuldu. Zaten ondan sonra Toparlanıyoruz’un toplantıları daha çok kitle toplantılarına döndü. İşin ciddiyetini fark etmeye başlayan bazı fırıldaklar; ‘vakit varken kaçayım buralardan da daha da rezil olmayayım’dedi.
Bu esnada sosyal medyayı da etkili olarak kullanan Toparlanıyoruz kısa zamanda halkın desteğini de arkasına aldı… Mevcut siyasi yapının çarpıklığı ve özellikle Meclis’te yaşanılanlar tüm bunlardan rahatsızlık duyanları tek bir çatı altında topladı. Vekil transferleri, adamcılık, partizanlık, Seçim ve Halk Oylaması Yasası, Meclis İç Tüzüğü, Siyasi Partiler Yasası’ndaki ihtiyaca cevap vermeyen maddeler bu oluşumu destekleyenlerin en büyük şikayeti oldu. Hedef ortaktı: Yapanın yanına kar kalmadığı, suçluların hesap verdiği, daha şeffaf daha adil ve insan onuruna yakışan bir ülke ve onu yaratacak parlamento oluşuma katkı sağlamak…
Bunun için oluşum ziyaretler yaptı. Halka yanlış olarak gördüklerini anlattı. Akıl vermeyi değil akıl almayı ve fikir teatisinde bulunmayı tercih etti. Kısa zamanda büyüdü ve gelişti. En sonunda bir dernek oldu ve ‘Temiz Toplum Derneği’ adını aldı… Hedefini o iki kelime de topladı; “temiz toplum”dedi.
Özersay’ın kısa sürede arkasında kuvvetli bir destek olduğunu gören siyasiler, bunu bir tehdit olarak algıladılar. Toparlanıyoruz’un gündeme getirdiği konulara ve eleştirel bakış açılarına şiddetle karşı çıktılar… Tehdit gördükleri her konu için; “Onlar önce bir siyasete atılsınlar da görelim” dediler…
İşte son dönemde bir kez daha ön plana çıkan ve sorulan bu soru için naçizane görüşümü paylaşmak istiyorum.
Toparlanıyoruz Hareketi’ne ‘neden siyasete girmiyorsunuz’ diye soranların göz ardı ettiği birkaç nokta var:
1) Toparlanıyoruz Hareketi mevcut sistemle yapılacak bir seçimin sorunlara çare olmayacağını düşünmektedir.
2) Toparlanıyoruz Hareketi, bu Meclis’teki çarpık yapının oluşmasına yol açan Seçim ve Halk Oylaması Yasası ve Meclis İç Tüzüğü değişmedikçe her gelenin gideni aratacağı bir sürecin yaşanacağına inanmaktadır.
3) Toparlanıyoruz Hareketi, seçmen iradesine en büyük hakaret olan partiler arası vekil transferinden şikayet eden siyasi partilerin bunu değiştirmek için hiçbir adım atmadığı bir dönemde bu kirliliğin bir parçası olmak istememektedir.
Bu hareket sizi ve sizlerin zihniyetinde olanları değiştirmek için mücadele ederken sizce bu seçim dönemine girmesi ne derece mantıklı olurdu ama yok eğer siz gerçekten karşınızda güçlü bir siyasi yapı görmek istiyorsanız buyrun önce bu yasalarda gerekli değişiklikleri yapın. Ondan sonra kozlarınızı zaten siyasi arenada paylaşırsınız…
Hepinize mutlu hafta sonları!