GENEL

THY'nin Refik Anadol'la hazırladığı "Inner Portrait" dijital sanat projesi İsviçre'de tanıtıldı

- Farklı ülkelerde yaşayan 4 kişinin ilk yurt dışı seyahat deneyimlerini konu edinen, beyindeki elektriksel hareketleri ölçen bir test olan EEG ile bu kişilerden seyahatleri öncesi ve sonrasında alınan duygusal verilerin dijital sanat eserine dönüştürüldüğü proje, 13-16 Haziran'da Art Basel'de sergilenecek - THY İletişim Başkanı Rafet Fatih Özgür: - "Bu sanat eserini seyahate bir davet olarak düşünebilirsiniz. Aslında gerçekten seyahat etmenin insanlar için iç dünyasında ne ifade ettiğini ve gerçekten hep birlikte yola çıkmamız gerektiğini anlattığımız bir eser oldu"

BASEL (AA) - Türk Hava Yollarının (THY) medya sanatçısı Refik Anadol'la işbirliği içinde hazırladığı, ilk kez yurt dışına seyahat eden insanların iç dünyasının portrelerinin yer aldığı ve seyahat etmenin insan biyolojisi üzerindeki etkisini ortaya koyan "Inner Portrait" isimli dijital sanat projesi, İsviçre'deki Art Basel'de tanıtıldı.

Farklı ülkelerde yaşayan 4 kişinin ilk yurt dışı seyahat deneyimlerini konu edinen, beyindeki elektriksel hareketleri ölçen bir test olan elektroensefalogram (EEG) ile bu kişilerden seyahatleri öncesi ve sonrasında alınan duygusal verilerin dijital sanat eserine dönüştürüldüğü projenin tanıtımı yapıldı.

THY'nin, medya sanatçısı Anadol'la hazırladığı projenin Art Basel'deki tanıtım etkinliğine THY Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Fatmanur Altun, Türkiye'nin Zürih Başkonsolosu Hasan Emre Uygun ve Türkiye'nin Cenevre Başkonsolosu İpek Zeytinoğlu Özkan ile yerli ve yabancı çok sayıda sanatsever katıldı.

Tanıtımın ardından proje ilk kez sanatseverlerin beğenisine sunulurken Refik Anadol da katılımcılara eşlik edip proje hakkında bilgi verdi.

- "Hayatında daha önce hiç seyahat etmemiş dört kişiyle beraber bir yolculuğa çıktık"

Medya sanatçısı Anadol, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaklaşık 2 yıl önce THY İletişim Başkanı Rafet Fatih Özgür'le seyahatin insan zihninde, ruhunda ve duygusunda oluşturduğu etki üzerine yaptıkları konuşmanın ardından projenin başladığını söyledi.

"Acaba seyahat etmenin, daha önce deneyimlemediğiniz bir dünyanın duygusunu görselleştirebilir miyiz?" sorusundan yola çıkarak projeyi hazırladıklarını dile getiren Anadol, "Hayatında daha önce hiç seyahat etmemiş 4 kişiyle beraber bir yolculuğa çıktık. Hayallerindeki mekanlara kendileri ilk defa yolculuğa çıktılar. Bu yolculuk sırasında da bilimsel bir çalışma olması için sinirbilim insanlarıyla beraber zihin sinyallerini hem evlerinde hem de gittikleri yerde bilimsel olarak ölçümleyebildik. Bunu yaparken özellikle bilimsel olmasına çok dikkat ettik. Ve sonunda bu 4 kişinin yaşadıkları deneyimi, hissettiklerini, duygularını görselleştirdik." diye konuştu.

- "THY ile beraber hayal kurmak çok anlamlı"

Refik Anadol, projede yer alan kişilere ilişkin şu bilgileri paylaştı:

"Bunlardan biri Amazon'da yaşayan çok değerli ve yaklaşık dört yıldır beraber çalıştığım bir grup insan, bir aile, bin kişilikler. Dünyanın en güzel yerlerinden birinde, yağmur ormanlarında yaşıyorlar. Sağ olsun Tuikuru, ailenin bilge insanlarından biri. Hayatında daha önce hiç yağmur ormanlarından dışarı çıkmamış ve seyahat etmeyi çok istiyormuş. Mesela onun hayalini kurduğu yere yolculuğuna destek olduk. Daha önce tabii Yamanava ailesini tanıdığım için bir kişi ordandı. Diğer kişiler için THY ile beraber araştırmaya başladık. İzlanda'dan bir kişiyi bulduk. Kenya'dan Esther Hanım daha önce hiç seyahat etmemiş ama çay tarlasında çalışan, çayı çok seven... Diğer biri İzlanda'dan kamyon, tır şoförü ve daha önce hiç seyahat etmemiş, Petra'ya gitmek istemiş. Böylelikle çok farklı insanlara ulaştık."

Projenin iki önemi olduğuna değinen Anadol, "THY ile beraber hayal kurmak çok anlamlı. Bir Türk olarak özellikle yolculuğumuzda böyle bir şansı elde edebilmek, yeniden hayal kurabilmek, bir proje yapmak çok değerliydi. Diğeri; Art Basel çok önemli bir yer, sanat dünyasının kalbinin attığı yer. Yine hayallerin sunulduğu, tartışıldığı, anlaşıldığı, dünyanın en önemli müze ve galerilerinin direktörlerinin ve küratörlerinin olduğu bir yer. Burada böyle yeni bir hayalle daha önce yapılmamış bir projeyi ortaya çıkarmak çok anlamlı. Böylelikle hem ülkemizi hem hayallerimizi temsil ettiğimiz çok kıymetli bir gün geçiriyoruz burada. Son 48 saattir aldığımız tepki, insanların söyledikleri bize çok heyecan ve gurur veriyor." ifadelerini kullandı.

- "Bu sanat eserini seyahate bir davet olarak düşünebilirsiniz"

THY İletişim Başkanı Özgür, projenin iki yıl önce başladığını ve kendilerine, "Dünyanın en fazla ülkesine uçan hava yolu olarak her bir ülke, her bir şehir, oradaki yolculuk ne ifade ediyor?" sorusunu sorduklarını aktardı.

Bunun arayışını sürdürürken bu sorunun kendilerine yeni kapılar açmaya başladığına dikkati çeken Özgür, şöyle devam etti:

"Bu noktada 'Acaba her yeni yolculukta iç dünyamızda neler oluşuyor, bunu acaba bir veriyle ortaya çıkarıp, sanat eserine çevirebilir miyiz?' diye düşündük. Bu noktada en doğru işbirliği yapacağımız adayın da Refik Anadol olduğunu düşündük. Onun hikaye anlatım biçimi ile bizim şu anda ortaya koyduğumuz hikayenin oluşumu, doğru bir işbirliği olmasına olanak sağladı. Devamında onunla ilk projeyi paylaştığımızda o da çok etkilendi ve projenin gönüllü olarak tanıtımıyla ilgili de kendi de büyük bir efor sarf etti. Eşsiz bir eser ortaya koyduk. Bu sanat eserini seyahate bir davet olarak düşünebilirsiniz. Aslında, gerçekten seyahat etmenin insanlar için iç dünyasında ne ifade ettiğini ve gerçekten hep birlikte yola çıkmamız gerektiğini anlattığımız bir eser oldu."

- Sanat projesinin belgeseli de yayınlanacak

"Inner Portrait" dijital sanat projesi, daha önce yurt dışına seyahat etmemiş 4 kişinin içsel dünyalarına yolculuğa çıkıyor.

Bir Amazon yerlisi olan Brezilyalı Tuikuru, Tokyo'nun hareketli sokaklarını, Kenyalı Esther de İstanbul'un zengin tarihini keşfediyor. Avustralya'da yaşayan Sahar, Göbeklitepe ve Kapadokya'nın antik harikaları arasında yolculuğa çıkarken; İzlandalı Sigurbjörn, Ürdün'ün büyüleyici güzelliklerini deneyimliyor.

Refik Anadol ve ekibi, ilk kez seyahat edenlerin deneyimlerine ait duygusal verileri yakalamak ve yapay zeka (Al) veri resimlerine dönüştürmek için son yapay zeka araçlarını ve nörobilimsel sensörleri kullanıyor. Böylelikle beyin verileri, seyahatin dönüştürücü gücünü temsil eden büyüleyici bir görsel anlatı için pigment haline geliyor.

"Inner Portrait", yolculardan biyolojik ve nörobiyolojik verilerin toplanmasıyla başlıyor. Bu veriler, kalp atış hızı, cilt iletkenliği ve EEG çıktıları gibi unsurları içeriyor. Neuroelectrics gibi ileri izleme cihazları kullanılarak kaydediliyor. Yolculuk boyunca devam eden bu kayıtlar, katılımcıların yeni ortamlara ve deneyimlere anlık tepkilerini yakalayarak eserin temelini oluşturuyor.

Proje, deneyimler ile nöronal aktivite arasındaki ilişkiyi araştırarak, Anadol'un otantik insan deneyimlerini yeni estetik ifadelerin yapı taşları olarak "toplama" konusundaki yenilikçi yaklaşımını sergiliyor. Tıpkı THY'nin kültürleri birbirine bağladığı gibi, Anadol da seyahat ve kültürel değişimin derin duygusal ve bilişsel etkilerini vurgulamayı amaçlıyor ve insan deneyimlerini teknolojik yenilikle birleştiren yeni bir sanat formu yaratıyor.

Inner Portrait, THY'nin kültürel değişimi ve yeniliği teşvik etme konusundaki kararlılığının somut bir yansıması olma niteliği taşıyor. Küresel markanın hikaye anlatıcılığına yeni bir boyut kazandıran proje, seyahatin dönüştürücü gücünü de ortaya koyuyor.

Inner Portrait, 13-16 Haziran'da Basel kentindeki Art Basel sanat fuarında sergilenecek.

Projeye ilişkin 30 dakikalık bir belgeselin ise sonbaharda yayınlanması planlanıyor.