Akşam saatleriydi, televizyonların haber kanallarında “bayram eğlence” programları vardı...
Birden “son dakika haberi” verildi:
“Gaziantep’in en işlek caddesinde patlama...”
Bir süre sonra alev topuna dönüşmüş bir otobüsle otomobil, ekranlara yansıdı...
O anda kendi kendime “Tamam” dedim, “kör terör bu kez Gaziantep’i vurdu”.
Koşuşturan insanlar, itfaiye erleri, polisler...
Ardından yapılan açıklamalar ve dün sabah gazetelerin başlıkları.
PKK’nin Şemdinli kuşatmasından ağır kayıp vererek çıkması, ardından Foça’da gerçekleştirdiği kanlı eylem, CHP’li Hüseyin Aygün’ün kaçırılması haberleri, BDP’li milletvekillerinin teröristlerle buluşup bayramlaşması aklıma şu soruyu getirmişti:
“PKK büyük kentlerde sivillere yönelik ses getirecek alçakça bir eylem yapabilir!”
PKK, Türkiye’nin demokratikleşmesini, özgürleşmesini istemiyor.
Çünkü PKK emperyalist güçlerin taşeronluğunu yaptığı için hem içeriden hem de ABD ve AB ülkelerinden destek alıyor.
***
Bitmedi!
PKK’nin Kuzey Irak’ta kampları var...
Suriye’deki Esad rejimi, Irak ve İran’la işbirliği yapıp PKK’ye uzun menzilli roketatarlar, ağır silahlar veriyor.
Suriye sınırı yol geçen hanına dönüşmüş...
Yabancı istihbarat ajanları Hatay ve Gaziantep’te cirit atıyor.
PKK’nin amacı Güneydoğu’da “Kürt baharı” havası estirmek, Kürt yurttaşlarımızı alanlara toplamaktı.
Bunu başaramadılar, Şemdinli yenilgisinden sonra.
Başaramayınca da güvenlik güçlerine ve sivil halka karşı kanlı eylemlere giriştiler.
Terör bir insanlık suçudur...
Terörün sağcısı solcusu, dincisi dinsizi olmaz...
İster devlet terörü olsun ister örgütsel terör; bu ülkenin tüm insanları, emekçileri, aydınları, herkes ama herkes, kimseyi kimseden ayırmadan, demokratik tepkilerini göstermelidir.
Acaba bu tepki gösterilecek mi?
Hiç sanmıyorum...
***
Yine acılarımızı içimize gömeceğiz... İki üç gün sonra unutup gideceğiz...
Gaziantep’te ölen dokuz kişiden dördü çocuk...
Kimisi annesinin, babasının, amcasının yanında...
Almina Melisa Aker 1, Süleyman Alkan 3, Sevgi Gülperi İnanç 11, Sema Büyükkoruk 12 yaşında.
Ey vicdansızlar, ey içlerinde insan sevgisi olmayan alçaklar, nasıl yapabilirsiniz bu katliamı?
Yüreğiniz hiç burkulmaz mı?
Bu katliamları yaparak nereye varacaksınız?
Aklınızı başınıza devşirin, hiçbir zaman Kürt yurttaşlarımızı sokaklara dökemeyeceksiniz, onların tümünü yanınıza alamayacaksınız.
Bir gün mutlaka akan kan duracak, istemeseniz de.
Mutlaka barış gelecek, analar ağlamayacak!
Yolumuza ayrışmadan, duygusal kopuş yaşamadan, terörü lanetleyerek devam edeceğiz, “kör milliyetçiliğe ve ırkçılığa” teslim olmayacağız.
***
Suriye’den gelen mülteci sayısı 70 bin...
Kim bunlar, aralarında istihbarat elemanları var mı? Sınırdan nasıl girip çıkıyorlar? Mülteciler arasında PKK’li teröristler bulunuyor mu?
Fısıltı gazetesine göre istihbarat ajanları Türkiye-Suriye arasında mekik dokuyor...
Türkiye’den Halep’e üç Türk El Kaide militanının gittiğini ve çatışmalarda öldürüldüğünü gazeteler yazdı...
Ayrıca!
Gaziantep yöresinde üç bin Suriyeli mülteci ev tutmuş, orada yaşıyor.
Kim bunlar, neyin nesi?
Soruları çoğaltabilirim...
İçimiz yanıyor içimiz...
Terör, sivilleri yıldırmak için yapılır...
Korkmayacağız ve yılmayacağız.
Türkiye mutlaka ama mutlaka PKK terörünü yenecektir...
Tüm siyasi partilerimizle bu ülkede demokrasiyi, özgürlükleri ve barışı yaşam biçimine dönüştüreceğiz.
Aydınlık bir gelecek için umutlarımızı yitirmeyeceğiz.
***
Burada önemli olan nokta şu: Bir istihbarat eksikliği var hem Kayseri’de, Foça’da hem de önceki gün akşam Gaziantep’teki alçakça saldırıda...
Şırnak’ta bir askeri araç devrildi dün sabah, 10 şehidimiz var.
Acı... Acı... Acı...
(Cumhuriyet gazetesinden alınmıştır)