EKONOMİ

TCMB Başkanı Karahan, Enflasyon Raporu Bilgilendirme Toplantısı'nda konuştu: (2)

- "Para politikası duruşumuz ve makroihtiyati çerçevemiz, mevduat faizlerinin, Türk lirasına geçişi ve tasarrufları artıracak seviyelerde kalmasını sağlayacak" - "Kararlılıkla sürdürdüğümüz sıkı parasal duruşumuz ve KKM bakiyesinin azaltılmasına yönelik uygulamaların etkisiyle Türk lirası varlıklara olan ilginin ve güvenin arttığını görüyoruz"

ANKARA (AA) - Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, "Para politikası duruşumuz ve makroihtiyati çerçevemiz, mevduat faizlerinin, Türk lirasına geçişi ve tasarrufları artıracak seviyelerde kalmasını sağlayacak." dedi.

Karahan, Merkez Bankası İdare Merkezi'nde yılın 4. "Enflasyon Raporu"nun tanıtımı amacıyla bilgilendirme toplantısı düzenledi.

Sıkı parasal duruşun korunduğunu ifade eden Karahan, martta yüzde 50'ye çıkarılan politika faizini yedi aydır sabit tuttuklarını söyledi.

Karahan, ekonomik birimlerin beklentilerindeki ayrışma ve olası oynaklıklara karşı, parasal aktarımın etkinliğini artırmak amacıyla, makroihtiyati politikaları uygulamaya devam ettiklerini ifade ederek, sıkı parasal duruşun makroihtiyati adımlarla desteklendiğini dile getirdi.

Makroihtiyati tedbirlerin üç ana grupta özetlenebileceğini belirten Karahan, şu ifadeleri kullandı:

"Bunlardan ilki mevduata yönelik düzenlemeler. Bu kapsamda lira mevduatın payını artırmak ve KKM'yi kademeli olarak azaltmak amacıyla aldığımız tedbirler bulunuyor. Ağustos ve eylül aylarında konjonktürel gelişmeleri dikkate alarak bu düzenlemelerde güncellemeler yaptık. İkinci olarak kredilere yönelik düzenlemelerimiz geliyor. Lira ve yabancı para kredilere aylık büyüme sınırı getirerek kredi talebindeki dalgalanmaların önüne geçtik. Kredi piyasasında sağlıklı fiyat oluşumunu desteklemek amacıyla da ticari kredi azami erken ödeme ücretlerini güncelledik. Üçüncü olarak da likidite yönetimine ilişkin adımlarımız var."

Karahan, dönemsel olarak ortaya çıkan likidite fazlasını, zorunlu karşılıklar ve mevcut diğer araçları kullanarak sterilize ettiklerine işaret ederek, likidite fazlasını, Türk lirası depo alım ihalelerine ek olarak, döviz ve altın karşılığı satım yönlü swap ihaleleri yoluyla da sterilize ettiklerini anlattı.

Likidite koşullarını, muhtemel gelişmeleri göz önünde bulundurarak yakından izlediklerini dile getiren Karahan, araç setini etkili bir şekilde kullanmaya devam edeceklerini söyledi.

Karahan, finansal koşullara bakıldığında, bileşik bazda ticari kredi faizlerinin yüzde 56, tüketici kredisi faizlerinin yüzde 66 ve mevduat faizlerinin yüzde 59 civarında fiyatlandığını belirterek, "Mevduat faizlerinde, politika faizi, makroihtiyati politikalar ve piyasadaki likiditenin yanı sıra enflasyon ve kur beklentileri de belirleyici oluyor. Para politikası duruşumuz ve makroihtiyati çerçevemiz, mevduat faizlerinin, Türk lirasına geçişi ve tasarrufları destekleyecek seviyelerde kalmasını sağlayacak. Beklentilerdeki iyileşmenin devam etmesi de kredi fiyatlamalarını dezenflasyon patikamız ile uyumlu hale getiriyor." diye konuştu.

- "Türk lirası varlıklara ilgi ve güven arttı"

Enflasyon beklentilerinin iyileşmesiyle özellikle uzun vadeli Türk lirası finansman maliyetlerinin de azaldığını gözlemlediklerini bildiren Karahan, beklentilerdeki iyileşmenin sürmesiyle bu eğilimin önümüzdeki dönemde de devam edeceğini öngördüklerini ifade etti.

Karahan, tüketici kredilerinin, iç talepteki dengelenmeyi tesis edecek bir hızda seyretmesinin kritik önemde olduğunu vurgulayarak, "Bu yılın ilk çeyreğinde kredi talebinin hızlanması, tüketici kredi büyümesinin kredi kartı ve ihtiyaç kredisi kaynaklı artmasına neden olmuştu. Aldığımız makroihtiyati önlemler ve sıkı para politikası duruşumuz ile tüketici kredilerinde büyüme zayıflayarak daha ılımlı bir patikada hareket ediyor." değerlendirmesinde bulundu.

Ticari tarafta Türk lirası kredi büyümesinin aylık büyüme sınırları ve kredi talebiyle uyumlu olduğunu belirten Karahan, diğer taraftan, yabancı para cinsi kredilere mayıs ayında getirdikleri aylık büyüme sınırını temmuzda düşürdüklerini hatırlattı.

Karahan, bu sınırlamaların etkisiyle yabancı para cinsinden kredilerdeki büyümenin, hedeflerle uyumlu bir patikada seyrettiğini kaydederek, şu ifadeleri kullandı:

"Kararlılıkla sürdürdüğümüz sıkı parasal duruşumuz ve KKM bakiyesinin azaltılmasına yönelik uygulamaların etkisiyle Türk lirası varlıklara olan ilginin ve güvenin arttığını görüyoruz. Türk lirası mevduatın payı yüzde 56 seviyesine ulaştı. KKM payı yüzde 8'in altına indi. KKM hesaplarının toplamı 2023 ağustos ayında 140 milyar doların üzerine yükselmişti. Mevcut bakiye 37 milyar dolara gerilemiş durumda. Vadesi dolan KKM hesaplarından liraya geçiş oranları yıl başında yüzde 10'lu seviyelerdeyken son dönemde yüzde 25'in üzerinde. KKM bakiyesinin azalması Türk lirası mevduat payını artırarak parasal aktarım mekanizmasını güçlendiriyor ve Merkez Bankası bilançosu üzerindeki riskleri azaltıyor."

Türk lirası mevduat payındaki kademeli ve istikrarlı artışın dezenflasyon patikasının önemli bir unsuru olmaya devam edeceğini öngördüklerini belirten Karahan, diğer taraftan, son dönemde, küresel piyasalarda azalan risk iştahıyla sermaye girişleri yavaşlarken Türkiye'ye yönelik sermaye hareketlerinin ılımlı seyrettiğini anlattı. Karahan, gelecek dönemde sermaye girişlerinin jeopolitik gelişmelere bağlı oynaklık gösterebileceğine dikkati çekti.

- "Sıkı para politikası duruşu Türkiye'ye yönelik risk algısını iyileştirdi"

Karahan, yurt içi ve dışı yerleşiklerin Türk lirasına olan güvenlerinin artmasının rezervlere olumlu yansımasının devam ettiğini ifade ederek, "Ağustostan itibaren, sterilizasyon amaçlı ters swap işlemlerine başladık. 22 Mart ile 1 Kasım tarihleri arasında, brüt rezervler 36 milyar dolar artış gösterirken, swap hariç net döviz pozisyonumuz 110 milyar dolar iyileşti. 1 Kasım itibarıyla brüt rezerv düzeyimiz 159 milyar doların üzerine çıktı. Swap hariç net rezervlerimiz, yurt içinde yaptığımız lira karşılığı döviz swapları da dahil ettiğimizde, 46 milyar dolara yükseldi." değerlendirmesinde bulundu.

Sıkı para politikası duruşunun Türkiye'ye yönelik risk algısının iyileşmesini ve risk priminin düşüşünü desteklediğini vurgulayan Karahan, uyguladıkları politikalara olan güven sonucunda rezerv seviyesinin ve kompozisyonun kayda değer şekilde iyileştiğinin altını çizdi.

Karahan, risk priminin, jeopolitik gelişmeler sebebiyle oynak bir görünüm izlese de ılımlı seyrini sürdürdüğünü işaret ederek, bu süreçte kredi derecelendirme kuruluşlarının not artırımlarının da dış finansman görünümünü desteklediğini belirtti.

(Sürecek)