ehil\" olan Sonergillere karşı başlattığım mücadelenin ilk zamanlarında da beni seven ya da sevdiğine inandığım dostlar, \"Aman\" derlerdi... \"Aman onlara bulaşma, karşılığını çok fena alırsın!\" Ne garip... Şimdi de aynı dostlar yine beni uyarıyor; \"Aman Sevilay ne olur şu Tarafçılara bulaşma!\" diye. İlk başlarda aldırış etmiyordum.
Ama son yazdığım birkaç yazıya öyle karşılıklar geldi ki, Taraf çatısı altında gazetecilik-yazarlık yapan bazı arkadaşlardan. İster istemez hak veriyorum şimdi o beni uyaranlara.
Şaka gibi ama gerçekten de birilerine karşılık vermek ya da birilerini ofsayta düşürmek istediklerinde kullandıkları dil, tarz ve argüman Sonergillerle aynı! Mesela şu aralar ABD\'de olan Emre Uslu Twitter\'da öyle rahatsız edici ve insanın kanını donduran bir üslup kullanıyor ki yargı- polis ve hükümet-
MİT kavgasına ilişkin... İnanası gelmiyor insanın. Hakan Fidan\'ı itibarsızlaştırmak adına attığı tweetleri keşke görebilseydiniz. Ben böyle bel altı, böyle zavallılık görmedim. Önce Fidan\'ın CV\'sinin kuşkulu olduğunu yazdı. Adamın sahte bir diploma aldığını filan ima etmeye çalıştı. Başkaları itiraz edip, yazdıklarının karalama amacı taşıdığı konusunda uyarınca, bu kez hiçbir şey olmamış gibi tavır aldı ve kenara çekildi. Resmen psikolojik savaş veriyor Twitter\'da.
Hem Fidan\'ı, hem de ona sahip çıkanları itibarsızlaştırmak için yoğun çaba sarf ediyor. Aynı tarz ve üslup maalesef bana karşı da uygulandı. Mesela gazetenin ağır topları arasında sayılan Yıldıray Oğur, 2 Şubat\'ta yazmış olduğum yazıya http://www.sabah.com.tr/ Yazarlar/ yukselir/2012/02/12/ derdiniz-egermiti- temizlemek-ise -iste-asil-adres) istinaden şöyle döktürmüş âlemde: \"Birisi her düğünün halaycıbaşısı teyzeye söyleyebilir mi Taraf yasadışı dinleme kayıtlarını haber yapmıyor!\" Ne tuhaf değil mi? Sonergillerde de benim bir adım yoktu. \"Bohçacı\" derlerdi muhteremler.
Kullandıkları malzeme de aynı.
Gazetenin Yayın Koordinatörü Oğur da, vakti zamanında yine Sonergillerin malzemesi olan çok bildik bir videoyu YouTube\'dan kopyalayıp takipçilerinin dikkatine sunmuş ve altına da; \"4 yıl öncesine kadar Fatih Altaylı ile Türk Silahlı Kuvvetleri saatini sunan bu hanım ne zaman demokrat oldu kaçırdım ben?\" diye not düşmüş. Bu gazetenin özel istihbarat müdürü Abdurrahman Şimşek de son dönemdeki olaylara ve gelişmelere ilişkin yaptığı haber ve yorumlar nedeniyle fazlasıyla nasibini aldı bu arkadaşlardan. Düşünün.
Emniyet\'teki haber kaynaklarından aldığı bavul dolusu belgelerle habercilik yaptığı, verdiği kulislerle ortalığı salladığı için zamanında, \"Emniyetin maşası\" diye yaftalanan Mehmet Baransu, şimdi kalkmış Şimşek\'i MİT\'çi olmakla itham ediyor. Niyeymiş efendim? Eee çünkü Şimşek, bir TV programında, Taraf yazarlarının dinlendiği bilgisinin Emniyet\'ten değil, TİB\'den, yani Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı\'ndan sızdırıldığını iddia etmiş. İşin tuhaflığına bakınız ki, Sonergiller de vakti zamanında Ergenekon ile ilgili yaptığı haberlerden dolayı bizim Abdurrahman\'ı \"Savcı Zekeriya Öz\'ün adamı, çalışanı\" falan filan diye yaftalamışlardı.
Neyse...
Aslında bu arkadaşlara, tarzlarına, Sonergillerle benzerliklerine dair söyleyecek çok şey var ama şimdi değil.
Hele iyice bir eteklerindeki taşları döksünler.
Görelim bakalım ne var ne yok ellerinin altında.
Ondan sonra söyleyeceğim asıl söyleyeceklerimi...
(SABAH)