Talimatla akreditasyon olur fakat demokrasi olmaz...



Gerçekler acı olsa da dile getirilmelidir.

Türkiye\'de askeri vesayet bitti diyebilmek için elimizde hiçbir ciddi veri yok ne yazık ki...
Bilakis bunun üzerine bir de \'sivil vesayet\'imiz oldu bile diyebilirim!

Yaşadığımız her türlü vesayet rejimi özelliklerine rağmen, birisi çıkıp da \"Hayır askeri vesayet bitmiştir, ya da askeri vesayet geriletilmiştir\" derse onunla her türlü cedelleşmeye de varım!
Değil bitmesi, birkaç adım geriletilmesinin bile söz konusu olduğunu düşünmüyorum.
Eğer öyle olsaydı önceki gün Afganistan\'dan getirilen şehitlerimizin cenaze törenini izlemek isteyen \'muhafazakâr medya\' için 28 Şubat sürecinde yapılan hoyratlıkların bir benzeri yapılamazdı.

İktidara rağmen mi?

Sadece, konjonktürle ilgili fiili bir gerileme varmış gibi bir hava söz konusu. Pseudo demokrasi denilen gerçek oyun sahtekâr senaryosuna rağmen hâlâ vizyonda.

\"Yeni Genelkurmay Başkanı\'na biraz süre tanımak lazım, bu akreditasyon rezaletine son verecektir\"
diye düşünülebilir. Ama bana göre bu çok iyimser bir yaklaşım olur.

28 Şubat\'ı, 12 Eylül\'ü yargılamak gibi çok özel bir girişime imza atan, askeri darbe girişimlerini yargı önüne çıkaran iradenin birkaç gazete, birkaç televizyona uygulanan akreditasyonun sürmesine göz yumması veya bu konuda bir talimat vermemesi ya da verememesi on yıllık iktidar sürecinde hakikaten ilginç bir aşamaya tekabül ediyor!
Medyanın bir kısmına yönelik bu tavır karşısında statüko ile hesaplaşıldığı, özgürlüklerin önünün açıldığı, istikrarın sağlandığı söylenebilir mi?

Söylenirse \"Madem öyle o halde bu nedir bu\" diye sorulmaz mı?

Şöyle diyelim:

Evet bir kısım işler yapılıyor. Ama bunlar halkın hükümete verdiği yüzde 50 oyun gücü ile ancak \"talimatla\" yapılıyor.

Talimatla...

\"Türkiye\'de askeri vesayet bitti\" diyebilmek için ciddi verilerimiz var mı?


Mesela, YÖK\'e talimat veriliyor, başörtüsü yasağı konusunda ciddi bir kolaylık sağlanıyor.

Talimatla TRT Şeş kuruluyor. Kürtçe yayın yapılmasına izin veriliyor.

Ve benzeri talimatla yapılan birkaç icraat daha...

İyi de bu talimatlar ile atılan adımların yasal zemininin oluşturulması adına hangi yasal düzenlemeler yapıldı?

Bir örnek verin lütfen!

Yok böyle bir şey!

Her şey talimatla yapılmaya çalışılıyor ama yasal bir zemine oturtulmuyor.


Türkiye\'de sistemin direncinin talimatlarla kırılacağına dair bir kanaat varsa bunun yanlış olduğunu görmek için hükümetin biraz zayıflaması yetecektir.


Herkes talimatları dinlemeyebilir ama herkes yasalara uymak zorundadır.


Peki, talimat verecek kadar güçlü olunamadığında ne olacak?


Bir siyasi hareket kaç defa yüzde 50\'nin üzerinde oy alabilir ki?

O halde başta söylenileni tekrar edelim:

Talimatla akreditasyon olur ama talimatla demokrasi olmaz.

Askerler talimatla iş yaparlar ama sivil siyaset Meclis\'i ve yasaları konuşturarak çalışır.

İkisi arasında bir fark olmayacaksa niçin 4 yılda seçim yapıp hükümet seçiyoruz ki?

Başka bir deyişle: Özgürlüklerin yasal zeminlere oturtulmadığı ülkeler talimatla akreditasyonu aşsa bile bu defa
yeni gelecek bir başkanın tersi bir talimat vermeyeceğini nereden bileceğiz?


(BUGÜN)