Sözde demokrasi nidalarının atıldığı, herkesin başkalarının haklarına saygılı olduğunu iddia ettiği bir dünyada yaşıyoruz. Ancak hiç birimiz gerçekten tam anlamıyla demokrasi, hak ve özgürlük kavramlarının neyi ifade ettiğini bilemiyoruz. İlkokuldan beri bize demokrasi, devlet politikasını yönetmede herkesin eşit olduğu bir yönetim biçimi olarak öğretilir. Hak kavramı ise adaletle özdeşleşmiştir. Pek çoğuna daha doğarken sahip oluruz. Büyüdükçe de nelere sahip olduğumuzu unuturuz ya da unutmak zorunda kalırız. Özgürlük ise insanın içini gıdıklayan bir kavramdır. Sanki istediğiniz her şeyi yapabilecekmişsiniz gibi bir his yaratır üzerinizde. Oysaki hak da özgürlük de bir cam fanustur aslında.
Baktığınızda her şey çok güzel ve berrak gözükür. Sanki elinizi uzatsanız hepsine sahip olabilecekmişsiniz gibi… Oysaki aranızdaki o incecik cam tabaka size bir el mesafesi kadar yakın olanlara ulaşmanızı engeller.
Ne yazık ki tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de hak, özgürlük ve demokrasi kavramlarına sadece cam bir fanustan bakabiliyoruz. Bazen telaffuz etmek bile ürkütücü geliyor bu kavramları… Kullanmaya kullanmaya da unutuyoruz hakkımızı da özgürlüğümüzü de…
En büyük özgürlüklerimizden birinin düşünce özgürlüğü olduğu ifade edilir. Ancak özgürce düşündüğü için pek çok aydınımız hücrelerde geçirmiştir en güzel yıllarını… Pek çok köşe yazarımız, sanatçımız, şairimiz duygularını, düşüncelerini dile getirdi diye dışlanmış hatta aforoz edilmiştir.
Başkalarının haklarına, düşüncelerine saygılı olduğumuzu iddia ederiz ya hep sözde oysaki gerçekte ne yazık ki tam aksi şekilde davranırız. Bizden olmayana, bizim gibi düşünmeyene tahammülümüz yoktur. Birileri bize eksik bir yanımızı ya da yanıldığımız bir noktayı göstermeye kalkarsa hemen pençelerimizi çıkarırız. Oysaki bizim göremediklerimizi başkalarının görebileceğini unuturuz.
‘Demokratiğim, özgürüm, başkalarının fikirlerine saygılıyım’demek sözde değil özde icraatlarla gerçekleştirilebilir. Bunu başarabilmek için yapmamız gereken, tek doğrunun kendi doğrularımız olmadığı gerçeğini aklımızdan çıkarmamaktır. Bunu başarabildiğimiz zaman dünya daha yaşanabilir, daha adil daha özgür bir dünya haline gelebilir…