Sorun çözmeyi becermiyoruz...

Finans dünyasında sorun çözmekten daha önemli olan, sistemin sorun yaratmamasıdır.
Tek yanlı bakarak finans dünyasındaki sorunları asla çözemezsiniz.
Bankacı kılığında tefeciler olduğu gibi, mağdurların arasına karışan üç kağıtçı borçlular da var.
Önemli olan çok kolay bir şekilde hem tefeci bankacıları, hem de üç kağıtçı borçluları ayırdetmektir.


Barolar bugün eyleme gidiyor.
Neden?                                                        
Mazbata ya da bankacılık sisteminde borçlanmalarla ilgili sorunların aşılması için sürdürülen yasal düzenlemede görüşleri alınmadığı için.
Bir tarafta mağdurlar...
Öte tarafta finans kuruluşları...
Bir diğer tarafta ise avukatlar...
Aslında avukatlar yerine yargı ifadesini kullanabilirdim.
***
Konu oldukça teknik ve de karmaşık.
Teknik ve karmaşık olduğu kadar kronikleşmiş bir sorun aynı zamanda.
Kıbrıs Türk toplumunun en önemli sorunlarından biri yasama organının, yani Meclis’in adam gibi yasal düzenleme yapamamasıdır.
Bu urup avuçluk ülkede kişiye özel bir sürü yasal düzenleme yapıldı.
Genelden özele gidilmedi...
Özel sorunlara çözüm bulmak için yasal düzenleme yaparak genelde kalıcı çözüm peşinde koşuldu.
Bu mantık, bu anlayış temelde yanlıştır.
***
Kuzey Kıbrıs’ta borçlandığı an boğazına ip geçirilen çok insan var mı?
Evet vardır.
Öyle bankalar vardır ki kapısından içeri girdiğiniz an ne adalet var, ne insanlık...
Allah’ın hükmü bile geçmez.
Düşene, üstünden bir de tekme vurulur.
Konu yargıya gider...
Hakim yasaları açar…
“Yasa böyle der”... Kararını verir.
Genelde de alacaklı taraf haklı çıkar.
***
Tabii “Adalet ucuz olmalı” derken bazıları yanlış anlar.
Adalet ucuz olmalıdır derken söylemek istediğimiz hakkını arama noktasında ekonomik gücü yerinde olmayanın mağdur olmamasıdır.
Konu yargıya gittiği an bir tarafta ekonomik bakımdan en güçlü olan, öte yanda ise evine bir ekmek götüremeyecek duruma düşmüş insanlar.
Avukat arkadaşlar alınganlık göstermesin.
O kadar dramatik sorunla yüz yüze geliyorlar ki karşılarına geleni müşteri görüyorlar artık.
Yasal yardım müessesesi yok denilecek noktada olduğu için parası olmayan hakkını arayamıyor. Haklılık önemli...
Ancak yargıcın önüne haklılığınızı taşıyamadığınız zaman haklılığınızın değeri kalmıyor.

***
Finans dünyasında sorun çözmekten daha önemli olan, sistemin sorun yaratmamasıdır.
Tek yanlı bakarak finans dünyasındaki sorunları asla çözemezsiniz.
Bankacı kılığında tefeciler olduğu gibi, mağdurların arasına karışan üç kağıtçı borçlular da var.
Önemli olan çok kolay bir şekilde hem tefeci bankacıları, hem de üç kağıtçı borçluları ayırdetmektir.
***
Birleşik faiz bu ülkede çok can yaktı.
Zorda olan insanlara yüzde 240’larda faizle senet imzalandığı da bir gerçektir.
Öyle senetler gördüm.
Allah aşkına çıksın birileri bana %240 faizle alınan kredinin hangi iş yapılarak geri ödenebileceğini anlatsın.
Mümkün değil ödenemez.
Tabii o koşullarda kredi almayı kabul edenin ne kadar kötü durumda olduğunu en iyi kredi verme konumunda olanlar bilir.
“Riskli müşteri” deyip kırbacı ellerine istedikleri gibi almak isteyen bankacılar var.

***
Avukatlar, finans uzmanı değildir.
Finans uzmanı değildirler ama finans dünyasında geri dönüşüm sorunu yaşanan kaynakların hikayesini de en iyi avukatlar ya da en genel tanımlamasıyla hukukçular bilir.
Kimse genelleme yapıp avukatlara yüklenmeye kalkmasın.
Eğer tüm barolar eylem noktasına geldiyse, gözlemleri ve geleceğe dönük kaygıları çok büyüktür.
Hukuk dünyasına kulak verilsin.
“Kulak verilsin ve mağdur olanlar ezilsin”, demiyorum.
***
Kaygım, Meclis’in üreteceği yasal düzenlemenin çare olmayacağı yönündedir.
Kısa süre içinde borçların yeniden yapılandırılması yönünde yasal düzenleme yapıldı. Çare olmadı.
Mazbata mağdurları için yasa yaptılar. Gene çare olmadı.
Bu kadar kısa sürede bu kadar çare dışı yasa yapan bir kuruma nasıl güveneyim ki?
***
Mağdurların her zaman yanındayım.
Ama çare olmayacak adımlarla, kaş yapayım derken göz çıkarılmasına da karşıyım.



(Havadis'ten)