Kırk yılı aşan bir süredir, büyükelçilerle bir şekilde temas halinde oldum. Yunus Emre Sevgi Haftası açılışına katılan Bilgin Unan, Avrupa Türkçe Süreli Yayınlar Sempozyumuna katılan ve destek çıkan rahmetli Baki İlkin, Kaşgarlı Mahmut programına katılan Selahattin Alpar, Türkiye –AB İlişkileri Çalıştayına katılan Tacan İldem, 400. Yıl Kutlamaları kahvaltısına katılan Uğur Doğan, AK Parti Grup Başkan Vekili Mahir Ünal’ın programına katılan Sadık Arslan, Amsterdam Tartışmaları programına katılan Şaban Dişli, hemen ilk aklıma gelenler arasında…
İsimlerini saydığım büyükelçilerin hepsi, Lahey Büyükelçisi olarak görev yaptılar. Büyükelçi Şaban Dişli’nin Hollanda’ya gelişi ve görevinde ilk 100 günü değerlendirmesi dışında, büyükelçilerle ilgili her hangi bir yazı kaleme almadım. Aşağıda, ‘Sıra dışı bir büyükelçi’ olarak anlatmaya çalışacağım büyükelçi, bizden binlerce kilometre uzaktadır. Ancak, çağımızın teknik imkânlarından takip ettiğimiz hareketliliği ve onunla yıllara dayanan dostluğumuz, beni böyle bir değerlendirme yapmaya yöneltti.
‘Sıra dışı bir büyükelçi’ olarak tanımladığımız diplomatımızla, Londra’da öğrencilik yıllarımda tanıştım. Doktora yapıyordu. Londra’daki TURKYAR’da da yöneticiydi. Göçmen gençlerin kimlik sorunu üzerine çalıştı. Türkiye’ye döndü. Bilimsel çalışmalarına devam etti. SETA’da İbrahim Kalın’la birlikte çalıştı. YÖK Başkan Danışmanlığı yaptı. Türkevi’nin İstanbul, Ankara, Konya, Amsterdam ve Brüksel’de organize ettiği uluslararası etkinliklere katıldı. Hollanda Türkevi Araştırmalar Merkezi’nin kurucuları arasında yer aldı. Alanında, en kapsamlı çalışma olan “TURKS IN EUROPE” kitabı Türkevi Yayınları arasında basıldı.
Siyasete girdi. AK Parti Adana Milletvekili olarak iki dönem TBMM’de görev yaptı. Adana’nın o yakıcı sıcağında, sokak sokak dolaşıp, esnaf ziyareti yaptığına, Toroslarda ayak basmadığı köy bırakmadığına bizzat şahit oldum. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Türk Delegasyonu Başkanı ve AK PARTİ Siyasi ve Hukuki İşler Başkan Yardımcısı, TBMM Dışişleri Komisyonu Üyesi, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Başkanlığı görevlerinde de bulundu. Ayrıca, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı Dönem Başkanı tarafından Özel Temsilci olarak atandı.
Geçen yıl, ekim ayında Cakarta Büyükelçiliği’ne atanan, akademisyen, siyasetçi ve yazar kadim dostum Prof. Talip Küçükcan, göreve başladığı günden itibaren, olağanüstü bir performansla çalışma sergiliyor. Sosyal medyada takibe zorlandığımdan ve kırk yıllık yurt dışı tecrübemden olsa gerek, Küçükcan’ı “Sıra dışı büyükelçi” olarak tanımlamakta bir sakınca görmedim. Aşağıda vereceğim iki üç örnek sonrası, sizlerin de aynı düşünceye katılacağınızdan şüphem olmadığı gibi, ikinci bir Clifford Geertz (*) ile karşı karşıya olduğunuzu bile düşüneceksiniz.
Öncelikle, büyükelçi Küçükcan’ın, Endonezya’da kendini Adana’daymış gibi hissettiği ve davrandığını belirtmem gerekiyor. Sosyal medyaya yansıyan fotoğraflarda, Küçükcan sanki, Adana’nın Seyhan sokaklarında esnaf ziyareti yapıyor gibi. Cakarta sokaklarında yanına aldığı ve yüzlerinden mutluluk akan yerel halktan insanlarla birlikte ziyaretler yapıyor. Yanında ne koruma var ne şoför. Gayet sakin, mutlu, huzurlu, kendinden emin ve güvende yani. Hollanda’nın atasözü gibi (Hij voelt zich thuis)‘kendini evinde hissediyor’ bir hava estiriyor büyükelçi...
Büyükelçinin, kısa bir dönemde, Endonezya Bilim dünyasında da hızla kabul gördüğü ortaya çıkıyor. Bir gün, Endonezya Cumhurbaşkanı adayı Sayın Anies R. Baweden’ın Endonezya dış politikası vizyonu toplantısında, bir başka gün Centre For Strategic and International Studies’in etkin diplomasi çalıştayında görüyorsunuz sayın Büyükelçiyi. Ve bir başka gün ise, Budi Luhur Üniversitesi mezuniyet töreninde konuşmacı olan Küçükcan’ın hareketliliği Talk Show: Ambassador Forum 2023 ile devam ediyor.
Yerli halkla ilişkisi ve bilim dünyasında kabulü yanı sıra, iş dünyası temsilcileri, Türkiye mezunları, Endonezya’da yaşayan Türklerle görüşmeleri ve Türkiye’den Endonezya’ya gelen heyetleri, grupları ağırlaması, bunların organizasyonuna katılması da, Küçükcan’ın rutin işleri arasında yer alıyor.
Veyis Güngör
10 Kasım 2023
(*)(Fikirleri yalnızca antropoloji alanında değil tüm sosyal bilimlerde etkili olan Clifford Geertz, Güneydoğu Asya ve Kuzey Afrika'da saha araştırmaları yapmış, din, pazar ilişkileri, iktisadi gelişme, geleneksel siyasi yapılar, köy ve aile hayatı üzerine çalışmıştır. Geertz, kültürel antropolojinin, insanların yaşamlarına anlam çerçeveleri dahilinde yaklaşmasında son derece etkili olmuş bir isimdir.)