Hayat karşınıza ne çıkarttı bilemem, bilsem de aynısını yaşamadan sizinle empati kurmam olası değil. Birkaç sene öncesine kadar ben de sevilmenin yani karşılıklı sevmenin, saygı duymanın ve birbirine sahip çıkmanın ne demek olduğunu bilmiyordum. Bu duygunun beni alıp bambaşka bir dünyanın kapısına bırakacağına, hayatımda hiç ummadığım, bilmediğim bir kilidi açacağına inanmazdım.
Bu sevgi, anne-baba ya da evlat sevgisi, kardeş sevgisi gibi bir şey değilmiş! Yüzüne baktığında içini titreten, kalbinin yerinden çıkacak gibi atmasına, karnında milyonlarca kelebeğin uçuşmasına ve aklının başından uçup gitmesine sebep olan bir duyguymuş.
Ben, birçok kadın gibi ‘Canım Babam’a aşık bir evlattım. Dolayısıyla kadın, eğer çıtayı bu kadar yüksek tutar ise karşısına başını döndürecek yakışıklılıkta biri bile çıksa, gönlünü teslim edemiyormuş.
Yaşamım boyunca mucizelere inanarak yaşadım. Buna rağmen, birileri bana, karşına biri çıkacak hayatını değiştirecek, başka pencereden baktırıp seni bilmediğin diyarlara götürecek dese, büyük ihtimal güler geçerdim. Ta ki AŞK’ı bulana kadar…
Bir konser düzenledim, hem hayatım değişti hem de hayatımın AŞK’ı karşıma çıktı desem bilmem inanır mısınız? Topuklu ayakkabılarımla aşağı kata inmeye çalışırken bana eşlik etmek adına nazikçe uzatılan bir kol ve sadece bir bakıştan ibaretti. Rabbim’de benim mucizemi bana böyle göndermişti.
Güzel anılarımız kadar, kötü anlarımız ve büyük kavgalarımız da oldu elbette, her ilişki de olduğu gibi. Ama biz de en sevdiğim özellik, birbirimizden vazgeçemememiz. İlişkide kavga sonrası barışmayı ya da devam etmeyi bir affediş olarak görmeyin. Bunu yaparsanız yanlış yoldasınız demektir ve ilerde ilk dönemeçte yine yeniden tökezleyeceksiniz.
Birbirinizin sınırlarını zorlayın çünkü ancak böyle gerçek benliklerinizi görebileceksiniz. Duvarlarınızı yıkın! Gardlarınızı düşürün! İlk defa bile yapıyor olsanız da güvenmeyi öğrenin ve karşılıklı söylediklerinize kulak kesilin. Hiçbir ilişki ilk günden belli olmaz veya o dakika kimse gerçek kendini ortaya koymaz.
Çiftler şimdi bana kulak verin, bunlara tavsiye mi dersiniz bilemem?
- Birbirinize saçma sapan mesajlar atın, hatta saçma sapan konular üzerine saatlerce konuşun.
- Sevdiğinizi söylemekten asla vazgeçmeyin, hep ben söylüyorum demeyin ve sesinizi duyurmaya devam edin.
- Hepimiz ayrı ailelerde, başka kültürlerde büyüdük, bu farklılıklarınızı avantaja çevirin. İlişkinize değişik lezzetler katın.
- Bir şeyler izlemenin, paylaşmanın tadını çıkarın.
- Küçük sürprizler hazırlayın, birbirinizi şımartmaktan çok hoşlanacaksınız.
- Birbirinizi dinlemekten zevk alın. Kadınlar çok konuşur. Evet, bu bir gerçek! Kadın, dinlendiğine emin olduğu kişiye anlatır. Bir kadın, ‘susarsa gider’ diye koca bir gerçekle karşılaşmadan önce onu dinlemenizi tavsiye ederim.
- Yeni yerler, lezzetler, kitaplar, konular ve kendinizde yapacağınız küçük değişikliklerle ilişkinize baharatlar eklemeyi unutmayın.
Bu maddeler gibi daha yüzlerce, binlercesini burada sayabilirim. Hatta eminim birçoğunuz benden daha tecrübelisinizdir. Kendi yollarınızı bulun, keşfedin! Özellikle bu hastalık sürecinde ilişkilerin bitiş noktasına geldiğine çokça şahit oldum.
Tavsiyelerimi de verdiğime göre, özel mesajlarımla cümlelerimi sonlandırabilirim. Hepinizi çok seviyorum ve kucaklıyorum. Zor günler yaşıyoruz, kendinize iyi bakmayı ve psikolojinize iyi davranmayı unutmayın. Yürekten taşarcasına sevdiğiniz ve sevildiğiniz bir Sevgililer Günü diliyorum.
Ey Sevdiğim, bana sevmek ve sevilmenin ne demek olduğunu yaşattın, yaşatıyorsun. Her yeni güne umutla ve senin varlığınla uyanmak bir başka güzel, şükürler olsun. Nice güzel, sağlıklı, sevgi dolu, huzurlu ve AŞK’lı Sevgililer Günü diliyorum.
Okuduğunuz ve yalnız bırakmadığınız için sonsuz Sevgiler! Enerjiniz bol ve sonsuz olsun…
Elif Kabakçı – 14.02.2021