Sevgililer gününden kurtuluş

Madem 14 Şubatta illaki birşeyler kutlayacağız ben “Kütüphane severler gününü” seçip çekiliyorum konudan.
Nedense kitapları sevme fikri “sevgililer gününü” sevme ve kutlama mecburiyetinden daha gerçekçi geliyor.

En sevdiğim 10 kitabı, minyatür kütüphanemden indirip tam karşılarına geçip oturmayı planlıyorum.

Belki de göz göze gelince heyecanlanır, kurşun kalemle altını çizdiğim bölümleri yeniden okurum.

Hangi yıllarda satın aldığımı, okurken neler hissettiğimi ve herşeyden önemlisi bana neler öğrettiklerini düşünürüm.

  

 

Bence bizler kandırıldık...
Hemde geçen hafta filan değil resmen doğduğumuz andan itibaren...
Bütün hazırlıklar bu mecburi dayatmalar için yapıldı.
Kalabalık ne yapıyorsa, büyükler ne diyorsa, doğru olan hep o oldu.
Kimse de merak edip bir kere bile ‘acaba’ demedi.

Önce iyi okullar seçildi sonra hiç bitmeyen yarışlar... 

Anneler hep bizi komşuların çocuklarıyla kıyasladı.

Kaşık tutmayla başladı, kalem tutmayla devam etti.
Aklımızın henüz ermediği ne kadar çok ‘aferin’ duyduysak biz ‘sevinci’ o sandık.
Okullar bitince iyi bir evlilik(!) zamanı geldi.

Evliliğinin ikinci yılında mutlaka çocuk sahibi olmalısın.

Çocuğun olmuyor ya da istemiyorsun fakat mutlusun, çok geçmeden aile ve çevre baskısıyla ‘sırayı’ bozduğun için eninde sonunda mutsuz olacaksın.

Çoğunluk dışında ki bireysel kararları kimse önemsemediğinden, sorularla seni öyle bunaltacaklar ki  doğduğun güne lanet edeceksin.


Sonra bir çocukla da bırakmayacaklar yakanı, ‘ona bir kardeş gerek’ ile beynini yıkayacaklar.
Zaman ilerledikçe tabii sorumluluklar da artmalı ve bu sefer de biz ailelerimizin görevini üstlenmeliyiz.
Çocuklar iyi okullara gitmeli, iyi arkadaşlar edinmeli ilerde de hayırlısıyla iyi evlilikler,torunlar v.s...

 

Toplum dayatması sayesinde hayat; doğumdan ölüme kadar başkalarının doğrularına göre belirlenecek.
Sıralama bile şaşsa vay haline...
Işte sıralamayı doğru yapanlar kendini mutlu zannederken, yapamayanlar da ne yazık ki mutsuz oldular.

 

Şimdi bizler de  ne deniliyorsa, şartlanmış fareler gibi yapıyoruz.

Yani kısaca 14 Şubat günü sevgililer elele tutuşmalı!

 

15 Şubatta da  belki bizlere III.Ferdinand’ın Kutsal Roma İmparatoru oluşunu falan kutlatırlar kimbilir bekleyip göreceğiz...