Bir dost evinde sohbetteyiz. Tayyip Bey’in cumhurbaşkanı olacağından kimsenin şüphesi yok, merak edilen, ondan sonra nelerin olabileceği...
Kim başbakan olur? Partide liderlik kavgaları çıkar mı?..
Cevabını ilgiyle izliyoruz:
“Abdullah Bey’in süresi 7 yıldır, 2014’te doluyor. Tayyip Bey 2014’te halk tarafından cumhurbaşkanı seçilir. Abdullah Bey o sırada milletvekili olmayacağı için başbakan olamaz. Geçiş dönemi için başbakanlığı Bülent Ağabey üstlenir. Abdullah Bey derhal toplanan kongrede genel başkan olur. 2015 seçimlerine Gül’ün genel başkanlığında girilir ve Gül başbakan olur...”
Nasıl buldunuz bu senaryoyu? Gerçekçi mi?
Senaryonun ayrıntılarını anlatan dostumuz, “Bu parlamentonun başkanlık sistemini kabul edeceğini sanmıyorum” diyor.
Bana göre başkanlık sistemi zaten gereksizdir.
Peki Tayyip Bey, yetkisi sınırlı bir cumhurbaşkanlığını kabul eder mi? Cevabı şöyle:
“Tayyip Bey ilk turda halkın yüzde 50’yi aşan oylarıyla cumhurbaşkanı seçilir. Mevcut yetkilere bir de bu siyasi gücü ekleyin...”
Erdoğan ilk turda yüzde 50’nin üstünde oyla seçilir mi? Mümkün... Çünkü muhalefetin, yani CHP, MHP ve BDP’nin tek adayda birleşmesi, o tek adayın muhafazakârlardan da oy alabilecek bir isim olması o kadar kolay değil...
AKP kulislerinde çok konuşulan bir tasavvuru, hatta projeyi de burada aktarayım: 2023 yılı Cumhuriyet’in 100. yıldönümü... Aynı zamanda AKP, iki dönem daha Çankaya’da ve hükümette iktidar olursa yine 2023’e ulaşıyor.
Başbakan bu iki sebepten 2023 vurgusu yapıyor sık sık...
Dostumuz önemli bir noktaya dikkat çekiyor: Tayyip Bey dahil bakanların ve milletvekillerinin birçoğu gelecek parlamentoda olmayacaklar! AKP tüzüğü göre üst üste en fazla üç defa milletvekili seçilmek mümkün.
Demek ki, iktidarın belli başlı isimleri parlamento dışında kalacak!
“Öyle bir dönemde hem devamlılığı sağlayacak hem herkesin benimseyeceği isim Abdullah Bey’dir.”
Abdullah Bey’in dışında kim olsa partide “Ben niye olmayayım” diyenler olur, tartışmalar çıkar. İtirazsız benimsenecek tek isim gerçekten Abdullah Gül’dür.
“Putin-Medvedev ilişkişine bakın, Erdoğan, Gül ve Arınç’ın ilişkileri çok daha güvenlidir.”
Cumhurbaşkanı Gül başbakanlığı kabul eder mi? Niye etmesin?! Aktivizmine bakın, hiç “emekli cumhurbaşkanı” olacak gibi gözüküyor mu?
Dinlediğimiz senoryo, sohbette hepimize mantıklı geldi.
Fakat evdeki hesap çarşıya uyar mı? Bilim felesefecisi Karl Popper’in çok önemli bir sözü vardır: “Siyaset rasyonel bir teorem değildir!”
Komplo teorilerinin saçmalığını belirtmek için söyler bunu; her siyasi sonucun baştan planlanmış olmayabileceğini anlatmak için...
Bugünkü verilerle “Erdoğan cumhurbaşkanı, Gül başbakan” senaryosu rasyoneldir. Bunu değiştirecek başka siyasi veriler yarın ortaya çıkar mı?
“Kader” yönünü bilemeyiz. Siyasi bakımdan ise, muhalefetin şahlanıp başka bir senaryoyu hayata geçirmesi akla gelebilir.
Şimdilik böyle bir şahlanma görüyor musunuz?
Onun için eldeki verilerle ciddiye alıyorum ben bu senaryoyu.