HABER VE FOTOĞRAFLAR
HALİL YETKİNLİOĞLU
LONDRA
Yaşamını Londra'da sürdüren, Türkiye kökenli kadınların kısa hayat hikayeleriyle beraber portre fotoğrafları “Gurbet” temalı sergide yer aldı. Türklerin yoğun olarak yaşadığı Kuzey Londra’nın Islington Belediyesi binasında düzenlenen resepsiyon ardından sergi açılışı yapıldı.
Sosyolog, araştırmacı ve yazar Semra Eren Nijhar’ın düzenlediği ve 33 fotoğrafın yer aldığı bir günlük sergi, büyük beğeni topladı.
Segi açılışına Türkiye’nin Londra Başkonsolosu Emirhan Yorulmazlar, Büyükelçilik Müsteşarı Ferit Orçun Başaran, Islington Belediye Başkan Yardımcısı Theresa Debono ve eşi de özel davetli olarak katıldı.
Yıllar öncesi anavatandan ayrılıp, İngiltere’nin değişik şehirlerine yerleşmiş, meslek edinmiş, aile ve iş sahibi olmuş pek çok ‘kadının’ değişik hayat hikayelerini derleyip bir sergide buluşturan sergi, aslında hemen herkesin ortak noktada hissettikleri duygulara tercümanlık yaptı.
BAŞKONSOLOS İNGİLTERE İZLENİMLERİNİ ANLATTI
Açılış konuşmasında, ‘Gurbet’ kelimesinin, Arapça kökenli ‘garip’ kelimesinden geldiğini ifade eden Yorulmazlar, “Gurbet kelime anlamıyla ‘yabancı’ demektir. Aynı zamanda güçsüz, parasız ama en önemlisi evinden vatanından uzakta kişi anlamına gelir” dedi.
Başkonsolos olarak İngiltere’de göreve başladığından beri izlenimlerimlerini aktaran Yorulmazlar, “İngiltere Türkleri burada gurbette olduklarından ziyade, yeni bir varlık oluşturma çabası içindeler. Adaptasyonda çeşitli aksaklıklar olmasına rağmen bu yaklaşım toplumun her katmanına yayılmasının çeşitli faydaları olduğuna inanıyorum. Eğitim en büyük önemini hala koruyan bir sorun olarak gündemdeki yerini koruyor ve bu konuda İngiliz hükümetine hala ihtiyacımız var” şeklinde konuştu.
Toplumlar arası diyalog eksikliği olduğuna da dikkat çeken Yorulmazlar, “Tarihin de bize ispatladığı üzere yaratıcılık, ekonomik hareketlilik, profesyonellik, entelektüel ve manevi başarılar karşılıklı hoşgörü, kabul edilmek ve toplumun bir parçası olmak, göçmelerin ve göç ettikleri ülke toplulularının karşılıklı menfaatlerine olmuştur. Türkçe konuşan toplumların; “Kıbrıslı Türklerin, Kürtlerin, Süryanilerin ve Ermenilerin, İngiltere’nin ekonomik, politik ve kültürel hayatına çok değişik katkılarının olduğunu inkar edemeyiz. Bunun gelişmesi için daha fazla diyaloga ihtiyaç var. İngiliz toplumunun ileri gelenleri ve medyası, politika ve yaklaşımlarında ırkçılık, İslam düşmanlığı, ayrımcılık ve yabancı düşmanlığını körüklemeden, hoşgörü ve karşılıklı anlayışa dayalı toplumlar arasında barış ve sevgiyi geliştiren bir anlayış inşa etmelidir. Böyle bir oluşum için elimden gelen herşeyi yapacağımı huzurunuzda belirtirim” dedi.
AVRUPA’DA TÜRK GÖÇMEN NÜFUSU 5 MİLYONA ULAŞTI
1950’ler de başlayan ilk Türk göçmenlerin gurbete çıkmalarının bir başlangıç noktası olduğunu ifade eden Sosyolog Eren Nijhar’da, çalışmasıyla ilgili şöyle konuştu: “Kısa süreliğine yerini yurdunu terk edip para kazanmak için gurbete çıkan insanlar Avrupa’nın çeşitli yerlerine giderken göçe çıktıklarının farkındaydılar. Geride bıraktıkları aileleri ve sevenleri sevdiklerini göçe yolladıklarını biliyorlardı. ‘Gurbet’ kelimesi ‘göçmek’ uzak diyarlar, özlemek, zor bir hayat, zor çalışma koşulları, yabancılık, yalnızlık, anlamlarını taşır. Aynı zamanda ‘Gurbet’, yüzyıllar içinde bir çok şarkıya konu olmuştur. 60 yıl önceki ilk göçmen kafilesinin Avrupa’ya ayak basmasından bu yana Türk göçmen nüfusu yaklaşık 5 milyona ulaştı. Eğitim sisteminin içinde yer alan Türk göçmen çocukları, yaşadıkları ülkenin sosyo ekonomik, politik ve kültürel hayata da katkıda bulunuyorlar. İngiltere’de devlet sektöründe ticarette sağlık sektötünde yerel idarelerde müzik sanat ve film endüstrisinde de çalışıyorlar. Bu sergiyi ve çalışmayı yapmamın en büyük nedeni, ‘Gurbet’ olgusunu irdeleyerek 60 yıldır Avrupa’da yaşayan Türklerin bu konu hakkında neler düşündüklerini araştırmaktır. Dört serilik olacak çalışmanın ilki. Bu konu ile ilgili bir sergide Türkiye ve Almanya’da yapılacaktır.”
Ev hanımlarından, polis teşkilatına kadar bir çok alanda varlıklarını sürdüren kadınların fotoğraflarından oluşan sergiye; Türk, Kürt ve Kıbrıslı Türk Kadınlar Sosyal Yardımlaşma Grubu’da (ITKCG) katkı sağladı