Benim de vaadlerim var.
Eğer beni seçerseniz sevgili dostlar harika vaadlerim var.
Müthiş bir ekip kuracam. Acayip süper olacaklar. Ülkeyi uçuracak kabiliyetleri olacak.
İnanın bana, enflasyon felan dert olmayacak. Dolar-Euro-Pound-Lira hep eşit olacak.
Faizler sıfır olacak.
En düşük öğretmen maaşı beş bin lira olacak.
Öğretmen lider olacak. Liderler öğretmenler olacak.
Akademisyenler paraya doyacak.
Çiftçimiz rahat edecek, esnaf mutlu mesud olacak.
Hırsızlık yolsuzluk olmayacak. Akşam dükkanlar kilitlenmeyecek.
Dertler tasalar bitecek.
İstanbul’dan bineceksiniz trene, dört saat sonra Kars’ta ineceksiniz.
Sağlık ve eğitim bedava, üniversiteler de ek burslar olacak.
Milli takım dünya şampiyonu olacak.
En iyi icatlar bizden çıkacak. Asrın buluşlarını yapacaz.
Dünya bize hayran olacak.
...
İstanbul, Ah İstanbul!
İstanbul’u hak ettiği güzelliğe kavuşturacaz ekibimle.
Nüfusu 15 değil 20 milyon olsa farketmeyecek. Bin kilometre metro hattı olacak. Herkes her yere kolay ulaşacak. En uzak mesafe 45 dk. olacak.
Arabalar suyla çalışacak. Hava kirliliği bitecek.
Hastalıklar azalacak.
Yediğiniz her şey organik olacak. Tadını alacaksınız.
Çocuklarınızla daha fazla zaman geçireceksiniz. Ailenizle daha keyifli tatiller yapacaksınız.
Tüm öğrenciler bedava yurtdışında eğitim alabilecek.
...
Tabi bazı şartlarım var sevgili dostlar.
Bu kadar güzel bir ülke yapmak için de bazı fedakarlıklar yapmak gerek.
Hiç kimse hiç kimseye kazık atmaya çalışmayacak.
Manav amca çürük domatesleri arkaya saklamayacak.
Taksici gezdirmeyecek. Turistleri de gezdirmeyeceksin kardeşim evet. Tursiti de kazıklamayacaksın.Taksileriniz leş gibi kokmayacak. Sigara içiyorsanız bakacaksın çaresine.
Üreticim, tüccar kardeşim ürünleri söz verdiğiniz zamanda teslim edeceksiniz.
Yalan söylemek hiç yok.
Kimse kimseye kaba davranmayacak.
Herkes birbirine saygılı olacak. Kimse kimsenin yolunu almayacak, hatta yol verecek.
Ambulansın arkasına takılmak yok.
Her yere bina yapmak yok. Mevcut tüm yapıları yıkıp daha küçük evlerimiz ama daha büyük parklarımız olacak.
Memur 657 nolu “şımartılmış haklar” kanununu bir kenara bırakacak. Sabah 9.30 da çayla başlayan mesayi artık sabah 8.00 da toplantıyla başlayacak. Günde 9 saat net çalışacak.
Makam arabalarını felan bırakacaksınız sevgili bürokratlar.
Pek kıymetli akademisyen dostlar, artık sadece makale yazmakla kariyer basamaklarını tırmanmayacaksınız. Biraz değil baya üretken olacaksınız. Yurtdışı bursuyla ev alma derdine düşmeyeceksiniz. Bursunuzun hakkını vereceksiniz.
Siyaset isteyen dostlar, kazançlarınızı bir kenara bırakacakınız. Siyaseti profesyonel olarak yapacaksınız. Ticaret yok.
Ha birde şu bazı modern devletlerde de uygulanan bir ceza var. Adına idam diyorlar. Onu da getirmek gerek sevgili hukukcular. Yani şimdi olmaz ki, adam öldürsün öldürsün, sonra keyifle hayatını yaşasın. Yani tüm cezaları ağırlaştıralım.
Memleketimin kendini Michale Schumacher’i zanneden hızlı şöforleri! Trafik cezaları da ağır olacak. İki defa kırmızı ışıkta geçen 5 yıl ehliyet alamayacak. Kabul mü?
Futbol severler, küfür felan istemiyoruz. Bakın söz size, maçlar daha keyifli, bol gollü olacak.
Az daha unutuyordum, gazeteciler yalan yazmayacaksınız.
Lütfen ama! Yazmayacaksınız dedik işte!
...
Yaz yaz bitmez.
Özetlersek herkes herkese dürüst olacak.
Ve birde bizim ekibe bi 20 yıl iktidar vereceksiniz. Kimse de darbe marbe düşünmeyecek.
Size dünyanın süper devletini vaad ediyoruz.
Daha ne istiyorsunuz?
...
Selamlarımla,