Belirli aralıklarla, Türkiye’deki EKOTÜRK TV’nin STÜDYO AMSTERDAM programına konuk olup, Avrupa gündemine dair gelişmeleri ele alıyoruz. Bu hafta, Özlem Karakullukçu ile, Avrupa’da tartışılan iki önemli konu üzerinde durduk.
Konu başlıkları şunlardı:
- Ukrayna Savaşıyla başlayan fakirleşme, Afrika’da açlık ve kıtlık.
- Avrupa’nın mülteci politikalarında yeni gelişmeler.
Üzerinde durduğumuz bu iki konuyu, siz değerli okuyucularımla da, kısaca paylaşmak istedim.
SAVAŞ, FAKİRLEŞME, AÇLIK
Hatırlanacağı üzere, Ukrayna savaşının başlamasından sonra, Birleşmiş Milletler bünyesindeki Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), bir açıklama yapmıştı. FAO, savaşın devamı ile gıda ve yem fiyatlarının yüzde 20 oranında artış olabileceği ve bunun da küresel çapta yetersiz beslenme sorununu tetikleyebileceği uyarısında bulunmuştu.
Bu açıklamalar, bize, Ukrayna ve Rusya’nın özellikle tahıl ihracatında, dünyanın yüzde 19 arpa, yüzde 14 buğday ve yüzde 4 mısır ihtiyacını karşıladığını gösteriyor.
Dahası, az gelişmiş 50 ülkenin buğday ihtiyacının yüzde 30 ya da daha fazlası, Ukrayna ve Rusya’ya bağımlı. Hasad yapılamaması halinde de, uluslararası gıda ve yem fiyatlarında yüzde 8 ile 22 orasında artış olacak.
Bunlarla iş bitmiyor elbette…
Fiyatların, sadece gıda alanında değil, her alanda artması, vatandaşın alım gücünün düşmesini beraberinde getiriyor.
Savaşla birlikte Avrupa’da yeni bir yaşam biçimine gidilmesi teklifi dillendiriliyor. Bizim de yaşadığımız Hollanda’nın Başbakanı Mark Rutte başta olmak üzere, devletler, ‘Artık her geçen gün biraz daha fakirleşeceğiz, günlük yaşamımızda, daha kısa süreli duş alalım, az su kullanalım, kaloriferleri kısalım, 20 derece değil 18 dereceye ayarlayalım, evde daha kalın kazak giyelim, gerekirse battaniye kullanalım’ çağrısında bulunuyorlar.
Tabii ki, savaşın çok uzaklarında olan, ancak tarım ürünleri ithalatında tamamen dışa bağımlı hale getirilen Afrika ülkeleri, Ukrayna savaşının kurbanları olacak.
Bazı uzmanlara göre, Ukrayna savaşı, Ukrayna’dan çok Afrika’da açlıktan daha çok can alacak. Aylardır yağmur yağmaması, kuraklık, iki yıl devam eden Kovid 19 salgını ve şimdi de Ukrayna savaşı, Afrika kıtasında milyonlarca insanı açlık ve kıtlıkla baş başa bırakacak.
YENİ GÖÇ POLİTİKALARI
Göç ve mülteci konusu, yıllardır Avrupa gündemini meşgul etmeye devam ediyor. Zira, göç ve mülteci akımı, Avrupa’nın en önemli sınav ve sorunlarından biridir. Buna bir de son haftalarda Ukraynalı mülteciler eklendi. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği UNHCR’in açıklamalarına göre, Savaş başladığı günden bu yana, 4,8 milyon Ukraynalı ülkesini terk etmek zorunda kaldı. Bunların çoğunluğu, Ukrayna’nın komşu olduğu ülkelere sığındılar. Bazı Ukrayna’lı mülteciler, Avrupa ülkelerinin hemen hemen hepsine yayıldılar. Hükümetler, kuruluşlar, sivil toplum kuruluşları, hatta halklar ve bireyler, Ukraynalı mültecileri olağanüstü bir gayret göstererek kabul ettiler. Devletin kullanılmayan binaları, spor salonları, otellerin yanısıra, Ukraynalı mülteciler evlerde bile ağırlandılar. Halktan başka bazı karar vericiler, örneğin İngiltere'nin Eski İskan Bakanı ve Muhafazakar Parti Milletvekili Robert Jenrick, Ukraynalı sığınmacı bir aileyi evine aldı.
İngiltere, Ukraynalılar’a bu uygulamayı yaparken, geçen hafta, özellikle Afrika’dan gelecek sığınmacılar için yeni bir politika geliştirdi. Ruanda ile bir göç anlaşması yaptı. Pratikte, uygulanabilirliği tartışmalara yol açsa da, Başbakan Boris Johnson, bu politikayla, Fransa-İngiltere arasındaki kanaldan gelen sığınmacıların yolunu kapatmak istiyor. Özellikle İran, Eritre, Arnavutluk, Irak ve Suriye'den Dover'a gelen sığınmacılar, Afrika ülkesine nakledilecekler. İltica işlemleri bitinceye kadar Ruanda’da bekleyecekler. Bir deneme projesi olan Ruanda göç anlaşması için 145 milyon Avro ayrıldı.
Görüldüğü gibi, Rusya-Ukrayna savaşının etkileri, iki ülke ve komşu ülkeler, hatta Avrupa ile sınırlı kalmadı. Tüm insanlığı fakirleşme olarak etkiledi. Bu savaş, bazı ülkelerde açlık ve kıtlık olarak kendini gösterip, can alacak. Küresel, pis ve sınıflı sistemin adaletsizliğinden kaynaklanan bir savaşın kurbanları arasında, hiçbir dahilleri olmayan insanlar da var maalesef…
Veyis Güngör
22 Nisan 2022