Şanslı olmak ister misiniz?

Şans, genellikle insanların hayatında bir rol oynayan olasılıkların tamamen rastgele olduğu ve kontrol edilemeyen faktörler tarafından belirlendiği durumlar için kullanılır, aynı zamanda olayların beklenmedik bir şekilde gelişmesi ve kontrol edilemeyen faktörlerin devreye girmesiyle ortaya çıkan sonuçlar olarak ifade edilir.

İnsanların çoğunluğu şanslı olmak ister, çünkü şansımız yaver gittiğinde başarıya ulaşma yüzdemizin artacağını, daha fazla para kazanacağımızı, daha mutlu olacağımızı, olumlu sonuçlara daha hızlı ulaşacağımızı düşünürüz. Tabi ki şans da kontrolümüz dışında gerçekleşen olayların bir sonucu olduğu için ondan güç almayı, işimizi kolaylaştırmayı tercih ederiz.

Şanslı olmak bir konu; bir de şanslı olduğunu düşünmek var. Şanslı olduğunu düşünen insanlar, hayatta karşılaştıkları zorlukları daha kolay atlatabilirler çünkü “şans” faktörünün kendi lehlerine işlediklerine inanırlar. Bu bağlamda şanslı hissetmek insanların başarıya ulaşma olasılığını artırır. Hep şanstan olumluymuş gibi bahsetmişim şu ana kadar bununla birlikte şanslı olmak beklentisi, bazılarımız için zararlı olabilir. Bu beklenti bizi reaktif davranışa sürükleyebilir ya da kendimizi şanssız hissedip umutsuz ve mutsuz hissedebiliriz, hatta şansın kendine gülmesini bekleyen insanlar kendi hayatlarını yönetmekte başarısız bile olabilirler.

Biz işin olumlu tarafından bakalım ve şanslı olduğumuzu varsayalım; fakat şansla ilgili hep hatırlamamız gereken şansın hazır olan zihinlere güldüğü gerçeği. Ralph Waldo Emerson'un “Şans, hazırlıksız olunduğunda, aptallar için bir felaket, akıllılar için bir fırsattır.” sözü sadece şanslı olmanın yetmediğinin bir de şans kapıyı çaldığında ona hazır olunması gerektiğinin altını çiziyor. Fırsatlar önümüzdeki nehirden salına salına akarak geçmektedir; bir, biz o fırsatları görüyor muyuz; iki o fırsatları yakalayacak donanımlara sahip miyiz? Önümüzdeki nehirden fırsatların akması müthiş büyük bir şans; peki biz hazır mıyız?

Bob Dylan'ın “Başarı, hazırlık ve şansın kesiştiği yerde oluşur.” sözü şansın lehimize işlemesi için hazırlığın şart olduğunu ortaya koyuyor. Başarılı insanların hikayelerine baktığımızda, genellikle hazırlıklı olduklarını ve fırsatları doğru zamanda doğru şekilde değerlendirdiklerini görürüz. Michael Jordan'ı düşünelim. Michael Jordan, kariyerinin başında saatlerce antrenman yaparak kendisini hazır hale getirmiş ve fırsatlar geldiğinde doğru zamanda harekete geçmiş bir profesyonel; belgeselini izlediğimiz zaman görüyor ve duyuyoruz ki “Beni şansa inandıran şey, her zaman hazır olduğum için fırsatları değerlendirebildiğim zamanlarda başarıya ulaşmam oldu.” Çok farklı kulvardan örneklerle devam etmek isterim. 400 küsur yıllık Shakespeare’s Globe’u gezerken tur rehberimiz başarının nasıl elde edildiğini Shakespeare’in şu sözleriyle bizimle paylaştı: “Şans, kadere yardım eder, çalışkanlık ise kaderi değiştirir”. Tur rehberimiz sevgili Justin Jones heyecanla bize şans faktörünün hayatta bir rolü olduğunu bununla birlikte çalışkanlığın ve hazırlığın da başarının anahtar faktörlerinden biri olduğunu, orijinal 1599 tiyatrosunun veba, yangın ve siyasi baskıdan nasıl kurtulma ve 1990'larda tek adamın radikal vizyonunun bir parçası olarak nasıl yeniden yükselme örnekleriyle anlattı.

Bob Dylan – Micheal Jordan – William Shakespeare ve niceleri hepsi önümdeki nehirden akıyor ve ben bazılarını alıp sizinle paylaşıyorum. Algıda seçicilik, zihnin bu konuya hazır olması, doğru zamanda doğru yerde bulunulması, açık fikirli olunması gibi faktörlerin hepsi birleştiğinde bu yazıyı yazma şansını bana veriyor. Hazır olduğumda şans da bana gülümsüyor.

Şanslı olmayı ister miyim? Hazır olmayı tercih ederim. Şans her yerde, hazırsam bana eşlik edeceğini biliyorum. Hazır olan hepimize bol şans diliyorum…

M.Efsun Yüksel Tunç

Eğitmen ve Yönetim Danışmanı

Yaşam ve Yönetici Koçu

efsun@indus.com.tr

https://www.linkedin.com/in/efsunyukseltunc/

@indusefsun

#şans #hazırlık #fırsat #başarı #farkındalık #indusglobal #indusconsulting