Sana 10 milyon yetmez Rıdvan... Ücreti 20 milyona katlayalım...



Beşiktaş’a tıpkı yorumlarında söylediğin gibi Carvalhal’in gönderilişi, Tayfur kardeşin gelişiyle bayağı bir heyecan, bayağı bir hava gelmiş Rıdvan kardeş!..

Bu heyecan ve bu havayla, isabetli!!! bir şekilde dile getirdiğin gibi, Beşiktaş play-off’ta esip gürler...

Rakiplerini sürklase eder, tozunu atar...

Bir de baktım, hafta arasında Lig TV’ye 10 milyon lira transferle gideceğin haberleri gazetelerde boy boy yer aldı...



Düşündüm de bu derece isabetli yorumlar yapan bir yorumcuya 10 milyon transfer ücreti az gelir...

Bu inanılmaz yorumlarla, Carvalhal’i apar topar gönderip Beşiktaş’a play-off öncesi müthiş bir hava katan Rıdvan kardeşime senelik 20 milyon transfer ücreti şarttır...

Beşiktaş bir de plaket vermeli sana...

Kulübe ‘derin’ katkılarından dolayı...

Helal olsun sana Rıdvan...



Carvalhal’i giderken seyrettin mi Rıdvan kardeş?..

Acı acı gülümseyerek, Beşiktaş’a dua ede ede gitti adam...

Apronda hala, Tayfur’un iyi şeyler yapacağını, Beşiktaş’ın iyi olmasını arzuladığını söylüyordu...

Beşiktaş’tan “biz” diye bahsediyordu...

Carvalhal yılda 600 bin euro alıyordu Rıdvan...

Gece gündüz takımla çalışmanın, kamp, deplasman demeden 25 futbolcuyu idare etmenin, yabancı olduğu memlekette gazeteleri, gazetecileri, kendisine kurulan kumpasları, futbol içindeki doğal ittifakları yerel çeteleri, kaprisleri, parasızlıkları idare etmek için 600 bin euro alıyordu...

O 600 bin euroyla takımı Dinamo Kiev’lerin, Stoke City’lerin olduğu grupta birinci yaptı...

O parayla UEFA finalisti Braga’yı eleyip, Atletico Madrid karşısına çıktı...

Bir kuruş tazminat almadan, pılını pırtısını toplayıp gitti Carvalhal, Rıdvan...



Sen de Carvalhal’i gönderen isabetli yorumlarından sonra, haklı olarak buyurmuşun ki 10 milyon liraya Lig TV’ye transferin söz konusu değildir...

Çalıştığın grupta 3 yıllık anlaşman bulunmakta ve kendileriyle mutlu mesut çalışmaktasın...

Görev yerini değiştirmeyi düşünmemektesin...

Ne güzel yapmışsın görev yerini değiştirmemekle...

Sayende 600 bin euroya gece gündüz Beşiktaş için çalışan genç adam, sezon sonunu bile beklemeden gönderildi...

Niye?..

Tayfur arkadaşın çünkü, zavallı Carvalhal değil...

Kim ne yapsın sizin dünyanızda Portekizli genç adamı...

İlk fırsatta çıtır çıtır yenecek olan odur...

Takımı Avrupa’da ilk 16’ya sokmuşmuş, boş verin...

Üçüncü turda elenir elenmez, isabetli yol gösterciliğinin ışığında gönderiliverdi İstanbul’dan...

Allah hayırlarla yemeni nasip etsin, o hak ettiğin paraları Rıdvancık...

Sana güvenli müessesende, istikrarlı ve bol kazançlı günler dilerim...

Bu arada unutmadan; “Hoş geldin Yönetim!..”



GÜNÜN ANLAMLI SÖZÜ

PARA...

“Para sadece başkalarına değer katmanın ve onlar için iyi şeyler yapmanın yan ürünüdür...

Yaptığınız işte en iyi olmaya odaklanın...

Kendinizi başkalarının yaşamlarını daha iyi bir hale getirmek için, elinizden gelen her şeyi sunmaya adayın...

Meslek ve özel yaşamınızın her bir noktasında gerçekten muhteşem olun...

Başkaları için olağanüstü değerler oluşturun...

Para kendiliğinden gelecektir...

Robin Sharma...”



İnsan nasıl daha iyi para kazanır?..

Hırsızlığa, yolsuzluğa bulaşmadan, hak edilen parayı kazanmanın sihri nerededir?..

Devletten maaş alan, üniversite öğretim üyesi bir babayla, edebiyat öğretmeni bir annenin çocuğuyum ben...

Paranın nasıl kazanılacağıyla ilgili genetik bir bilgim yoktu gençlik yıllarımda...

Devlette maaşlı çalışan annemle babam, ekonominin çarklarına ve ihtiyaçlarına göre maaş almıyorlardı...

Onların maaşları devletin memurlarıyla ilgili genel sosyal politikalarının bir parçasıydı...


Özel sektörde çalışmaya başlayınca, gerçekte verdiğiniz katkı oranında, değer ve para kazandığınızı gördüm...

Aslında Türkiye gibi ülkelerde özel sektör de arızalıydı...

Özel sektör de kazancı her zaman ürün üzerinden değil, dolambaçlı yollardan elde ettiğinden, sizden istenen katkı, yarattığınız değerden ve üründen çok, dolambaçlı yollara vereceğiniz katkıları kapsıyordu...

Hülasa, ‘para ile değer’ arasındaki oranda da ilişki tam oturmuyordu...

Gerçekte para, Sharma’nın dediği gibi, “Başkalarına değer katmanın, onlar için iyi işler yapmanın yan ürünüydü...”


Bu değerleri sağladığınızda, bunun yan ürünü olarak para size geri dönüyor...

Birçok insan, kendisinin “bir değerinin” olduğunu düşünür ve o değerin başkaları tarafından bir türlü anlaşılamadığına hayıflanır...

Oysa başkalarına değer katmaya devam eder, onların hayatlarını iyi yönde değiştirirseniz, karşılığında para size mutlaka dönecektir...

Paranın rahat biçimde size dönmesi için, para düşüncesine fikslenmemeniz lazım...

Siz yaptığınız işe ve katkıya fikslenin...

Para o yaptıklarınızın sonunda kendiliğinden gelecek...

Hayatta muhteşem olma amacınız, para kazanmak için değil kendinizi geliştirmek için var...

Biz dünyaya, kendi mükemmelliğimizi bulmak, yaşamak ve katkı sağlamak için geliyoruz...

Bunu yaparsak üstüne bir de para kazanacağız...

VATAN