Hodorkovski adını duymuşsunuzdur. Hani şu Putin zulümhanelerinde çürütülen ünlü bir “oligark” var ya.. o!
Bir vakitler “Rusya’nın en zengin kişisi” diye anılan genç işadamı bundan 8 yıl önce, “Putin’e rakip olduğu” iddiasıyla tutuklanarak Sibirya’ya yollanmıştı. Çin sınırında Tanrı’nın unuttuğu bir kentte o gün bugün hapis tutulan Hodorkovski, muhalefet olmanın karşılığını sadece özgürlüğünü değil sıfırdan yarattığı dev imparatorluğunu da yitirmekle ödedi.
Siyasetin bedeli; Rusya’da.. Türkiye’de olduğu gibi tıpkı, böyle ağır olabiliyor.
Rusya’nın roman kahramanlarını andıran Hodorkovski’nin öyküsünü sonunda.. azimli bir Alman.. üzerinde 6 yıl çalışarak belgesel yaptı. Berlin Film Festivali’nde geniş ilgiyle karşılanan belgesel, gün yüzüne çıktığı günden beri olay oluyor.
Belgesel, festival arifesinde önce esrarengiz biçimde yönetmenin bilgisayarından çalındı. Filmin aynı zamanda prodüktörü olan Cyril Tuschi isimli yönetmen, yedekteki ham kopyadan son anda yeni bir montaj yapmak zorunda kaldı.
Film Moskova’da gösterilemiyor
Arkadan belgesel, Rusya’da maruz bırakıldığı “karartmayla” gündem yarattı.
Moskova’daki tek sinema salonu dahi belgeseli göstermiyordu. Uluslararası basın, “geniş çaplı otosansürden” Putin hükümetini sorumlu tutuyordu.
İşte Türk sinema günlerini izlemeye geldiğim Strasbourg’da, bu alabildiğine olaylı belgeselle karşılaşınca kendime hemen bir bilet aldım.
Gösterilere yol açan son parlamento seçimleri ardından “Rus baharı” yorumlarının yapıldığı şu sırada, “Hodorkovski” belgeselini izlemek zihin açıcı bir egzersiz oldu…
Tuschi’nin belgeseli öncelikle “korku” hakkında.
Bizzat yaşadığı baskılar ve duyduğu korku yüzünden Moskova’ya dönüp dönmemekte tereddüt eden yönetmen, filmini, “Korkuyla ilgili bir proje” diyerek açıklıyor.
“Hodorkovski”, gerçekten de baştan sona Rusya’nın “derin korkularını” işliyor...
Güçlülerin gücünü yitirmekten duyduğu “derin korku” (Putin!) ile Gulag’lar ülkesinde “korkuya meydan okuyan” işadamı şöhretiyle nam salan Hodorkovski karşısında, sindirilenlerin açmazı anlatılıyor.
“Hodorkovski’nin makûs talihi sadece boyundan büyük işlere kalkışması ve “siyasete bulaşmasından” kaynaklanmıyor. Egosu yüksek işadamının, “tek adam” Putin’le boy ölçüşmesi en büyük günahı sayılıyor.
Zamanla Rusya’nın bir numaralı mahkûmuna dönüşecek olan Hodorkovki’yi Putin, evvela baş başa yaptıkları bir toplantıda uyarıyor: “Sen işine bak ve siyasetten uzak dur! Muhalefete hele ki sakın ola.. sahip çıkma!”
Hodorkovski; dolaysız olarak verilen bu mesajı kale almadığı gibi, üstüne bir de.. yurtdışında bulunduğu sırada kendisine yapılan uyarılara kulak asmıyor: “Bundan böyle sakın Rusya’ya dönme!” diyorlar açıkça Hodorkovski’ye: “Döndüğün an, yanarsın!”
Gerçekten de uçağının tekerlekleri Moskova Havaalanı’na değdiği anda, milyarder işadamı apar topar derdest ediliyor.
Doğu’nun yazılı olmayan kanunları
O dönem ABD başkanlığında bulunan Bush; “Rusya’nın yazılı olmayan şaşmaz kuralları” uyarınca mahkûm edilen Hodorkovski olayına, önce “masumiyet karinesini” hatırlatmakla cevap veriyor:
“Suçluluğu tespit olana dek herkes masum sayılır” diyor George W. Bush: “Hodorkovski’ye halbuki önden suçlu muamelesi yapılıyor… Hakkında hiçbir mahkeme kararı olmadan hapse gönderiliyor!”
“Doğu” ile “Batı” değerleri ve siyasi gelenek farklılıklarını izlemek açısından da çarpıcı bir belgesel “Hodorkovki”.
“Batı”, “Hodorkovski”nin insan haklarının çiğnendiğini görmekle birlikte, beylik demeçler dışında hiçbir girişim yapmıyor.
Eski Alman Dışişleri Bakanı Joschka Fischer, bu ataleti “Dünya yalnız insan haklarından ibaret değil” diyerek açıklıyor: “Beri tarafta çıkarlar (Batı’nın çıkarları!) da var...”
Rusya’nın Avrupa’ya doğalgaz musluğunu kesmesinden çekinen Batılı ülkeler, çıkarlar uğruna.. göz göre göre genç bir insanın çarlık yıllarında olduğu gibi, Sibirya hapishanelerinde çürütülmesine göz yumuyor...
“Ülkenin en zengin adamının” başına gelenlerden gereken sonuçları çıkaran diğer büyük oligarklar da birer birer yurtdışına kaçıyor...
Tuschi’nin filmi, Türkiye’de de yakınen bildiğimiz.. güç oyunlarını sergilemesi açısından alabildiğine ibret verici…
Hodorkovski’nin macerası bugün hangi noktada derseniz…
Hâlâ hapiste bulunan sabık oligarka yöneltilen resmi düzlemdeki suçlamalar, “vergi kaçakçılığı” ve “kara para aklamak”…
2010’da yeniden yargı önüne çıkarılan ve 6 yıl ek hapis cezası alan Rus işadamı, 60’ına merdiven dayadığında özgürlüğüne kavuşabilecek. 2024’e dek cumhurbaşkanlığını parsellemeye hazırlanan Putin uygun görürse tabii...
Böyle bir ülkede “korku duvarları” yıkılır mı.. ve “bahar” çiçek açar mı yarına…