Kıbrıs Rum Yönetimi Cumhurbaşkanı Demetris Hristofyas’ın Avrupa Konseyi’nde Cuma günü yaptığı veda konuşması herhalde Kıbrıslı Rumların bir yüz karası olarak Avrupa Birliği tarihine geçmiştir.
Hristofyas Cuma günü kürsüde eni konu gözyaşı döktü.
Bana göre dökülen bu gözyaşının asıl nedeni bu sefer Avrupa Birliğini kandıramamış olmak.
Kandırma ve yalan söyleme üzerine kurulu yılların parlak karizmaları çizildi, bu iflas etmiş mali bütçeleri ve Kıbrıs Rum Bankalarının mali durumları ile ilgili ekonomik çöküntü döneminde…
İşin doğrusu; çöküntünün ana nedeni 2015 Mali yılı bütçesinin parasını 2010 yılında harcayıp bunu 2011 yılının Mali bütçesinde göstermeye çalışarak AB’ye yutturmaya çalışmak oldu ama AB Komisyonu bu düzenbazlığı yemedi ve her şey çorap söküğü gibi bir bir ortaya çıkmaya başladı.
Dönemin Kıbrıs Rum Cumhuriyeti Merkez Bankası Müdürü Athanasios Orphanides bu durumu üstü kapalı da olsa birazcık dile getirdiği vakit neredeyse aforoz edilmişti ancak Orphanides’in söyledikleri ve kehanetleri görevini Mayıs 2012’der devretmeden çok önce ortaya çıkarak gerçekleşti.
Orphanides daha 2010 yılının sonlarına doğru Rum Cumhurbaşkanı Demetris Hristofyas’a ve dönemin maliye bakanı Charilaso Stavrakis’e “Gidişatınız iyi değil, bütçede ayak oyunları ile 2015’in de parasını tükettik, ekonomik sıkıntı kaçınılmazdır” dediğinde kendisini görevini suiistimalle suçlayıp, görevden azletmeyle tehdit etmişlerdi ki, söyledikleri doğru çıktı.
İki bin yıldır Bizans İmparatorluğunun her tür siyasi ve diplomatik üç kağıdını aynen uygulayarak BM’yi, ABD’yi, İngiltere’yi Fransa’yı, AB’yi özellikle de 2004 Annan Planı görüşmelerinde AB’nin Genişlemeden Sorumlu Komiseri (Bakanı) Verhaugen’i yalan beyanda bulunarak kandırmayı başarmış olan Rumlar,– ki Verhaugen oylama sonrası “Rumlar tarafından kandırıldım” diyecek kadar canının yandığını belirtmiştir – bu sefer AB’den aldıkları ve har vurup harman savurdukları paralara yasal kılıf uyduramayınca, ağlamaya başladılar.
Güya Hristofyas imzalanması Mayıs ayına ertelendiği gözüken memorandum ile ilgili olarak AB’ye karşı sert bir üslup kullanıp AB’yi kınadı ama imzaya yanaşmayanın de kendileri olduğunu sumen altı etmeye çalışıp, sanki de AB imzalamamak için bahaneler yaratıyormuş havasını oluşturmaya çalıştı kürsüde. Tam tabirle “Hem suçlu, hem de güçlü” Hristofyas efendi.
Bir zamanlar, bizim dört misli nüfusumuza sahip oldukları için kendilerini Kıbrıs adasının tartışmasız efendisi ve kralı gibi gören Rumların, Bizans’ın ve Rum Ortodoks Kilisesinin çift başlı kartallı bayrağını kendilerine sancak yapmış, kartal görünümündeki Rum Milli Muhafız Ordusu (RMMO), şimdilerde parasızlıktan amberebulya’ya (pulya kuşu) dönmüş durumda.
Rum Ordusunun bütçesi o denli traş edilmiş ki, ekonomik kriz gerekçe gösterilerek bırakın 2013 yılı içinde yapılması planlanmış Dimitra ve Nikiforos tatbikatlarının ve de 1 Ekim’deki sahte Cumhuriyet Bayramlarına yaptıkları resmi geçit töreninde tüm askeri araçların ve gereçlerin tören katılmasının parasızlıktan iptal edilmiş olmasını, askeri sürat motorlarının, sahil güvenlik botlarının ve diğer deniz araçlarının seyre çıkmaları ile helikopterler ve diğer hava taşıtlarının uçuşları dahi iptal edilmiş.
Benzin olmadığından RMMO’nun tüm kara, deniz ve hava birlikleri ile zırhlı taşıyıcıları, kariyerleri, tankları, helikopterleri ve botları hareket kabiliyetlerini tamamen kaybederek felç olmuş durumda. Yakıt gündelik acil gereksinimler için, subayların ulaşımı, askerleri mevziiye ve hastaneye taşınabilmeleri amacı ile yerel tabirle “gıdım gıdım” veriliyor. Anlaşılan Kıbrıs Rum Hükümeti batarken dört dörtlük batmış, öyle ucundan kenarından değil.
İşin şakası, bu günler tam da III. Harekatı yapacak zaman. RMMO sadece bisikletle saldırabilecek durumda. Ne para var, ne akaryakıt, ne de mermi. Askere yeterli yemek var mı? Ondan dahi şüpheliyim.