İngiltere Kraliyet Ailesi hakkında yazan Tina Brown, Galler Prensesi Diana'nın Sussex Düşesi'nin "büyük bir hayranı olmayacağını" iddia etti.

Brown bu iddiasını, Diana'nın 31 Ağustos Çarşamba günkü 25. ölüm yıldönümünden sadece birkaç gün sonra dile getirdi.

The Diana Chronicles (Diana Günlükleri) ve daha yakın tarihli The Palace Papers'ın (Saray Belgeleri) yazarı, eski Tatler ve Vanity Fair editörü Brown, The Daily Beast'e şunları söyledi:

“Diana oğullarına karşı çok korumacıydı.

Harry'ye karşı çok ama çok korumacı ve bence seçtikleri yöne karşı çok kaygılı olurdu. Diana bence Meghan, Harry'yi onun için iyi olmayan bir yöne sürüklüyor gibi hissederdi.

Meghan'ın kendisinin hayal edebileceğinin aksine Diana'nın Meghan'a pek de hayran olacağını sanmıyorum.”

Yazar, Harry, Meghan'la tanıştığı ve "oğlu mutlu olduğu" için Diana'nın "çok sevineceğini" iddia etti.

“Diana çok kapsayıcı olduğu için melez birinin kraliyet ailesine katılmasından memnun, destekleyici ve çok sevinçli olurdu.”

Kraliyet ailesinin kıdemli üyeleri olarak çalışan Meghan Markle ve Prens Harry, görevlerini 2020'nin başlarında bırakmıştı. İki çocuğa sahip çift, şimdi üç yaşındaki Archie ve bir yaşındaki Lilibet ile Kaliforniya'da yaşıyor.

Aynı röportajda Brown, "bazılarının" kendisine Diana'nın "Harry'nin kraliyet ailesinden uzaklaşmasından memnun olacağını" söylediğini ancak "Diana'nın Harry'nin aileden koparılışından memnun olmayacağını" belirtti.

Brown, Diana'nın yaşasa Meghan ve Harry'nin Kaliforniya'ya taşınmasına ve hayır işlerine odaklanmalarına benzer bir şey yapabileceğini de öne sürdü.

Temmuz 1997'de kendisi, Diana ve Vogue editörü Anna Wintour'la birlikte yedikleri öğle yemeğinden bahseden Brown şunları söyledi:

“O [Diana], gerçek hayatta kesinlikle çarpıcıydı ve sandığınızdan çok daha uzundu. İki şeyden bahsetmişti. Amaçları doğrultusunda belgeseller yapmaya başlamak ve bununla insani yardım çalışmalarını finanse etmek konusunda gerçekten heyecanlıydı. Bazı açılardan bu, Harry ve Meghan'ın planının 25 yıl önceki habercisiydi. Tek büyük fark, Diana'nın kâr amacı gütmemesiydi. Bunu bir hayırseverlik girişimi olarak yapıyordu.”

Brown, Diana'nın ömrü "çok gençken" sona erdiği için hâlâ bu kadar ses getirdiğine inandığını da sözlerine ekledi.

“Onunla ilk kez yüzü kızaran bir genç olarak tanıştık. Hayatını takip ettik. Savunmasızlığını bizimle paylaştı. Onun hayatı hakkında klasik masalsı öğeler var ve onun hikayesi tekrar tekrar anlatılmaya devam edecek.”

(Independent