İngiltere veliaht Prensi Charles, İngiliz Milletler Topluluğu Hükümet Başkanları Toplantısı (CHOGM) kapsamında bulunduğu Ruanda'da, köleliğin verdiği acı ve bunun kalıcı etkisiyle ilgili "kişisel üzüntüsünü" dile getirdi.
İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth'i temsilen, CHOGM'ye katılmak üzere Ruanda'nın başkenti Kigali'de bulanan Prens Charles, toplantının açılışında yaptığı konuşmada kölelik konusuna değindi.
Tahtın varisi Galler Prensi Charles, İngiliz Milletler Topluluğu liderlerini, köle ticaretinin dehşetini ve sömürge geçmişinin diğer zor yönlerini resmen tanımaya davet etti.
Ortak geleceğin gücünü açığa çıkarmak için geçmişi şekillendiren yanlışları da kabul etmenin gerektiğini söyleyen Prens Charles, bu hataların çoğunun, farklı ve bazı açılardan daha düşük değerlere sahip daha erken bir çağa ait olduğunu vurguladı.
Prens Charles, "Köleliğin kalıcı etkisine dair kendi anlayışımı derinleştirmeye devam ederken bu kadar çok kişinin acı çekmesinden duyduğum kişisel üzüntünün derinliğini tarif edemem." ifadesini kullandı.
İngiliz Kraliyet ailesi üyeleri, sık sık "monarşinin köle ticaretindeki rolü nedeniyle özür dilemesi" çağrılarıyla karşı karşıya kalıyor.
Son olarak, İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth'in torunu Cambridge Dükü Prens William, 24 Mart'ta eski İngiliz sömürgesi Jamaika'ya yaptığı ziyarette, köle ticareti için üzüntüsünü dile getirmiş ancak "özür" dilememişti.
- İngiltere'nin kanlı sömürge dönemi
İngilizler, 16. yüzyılda denizaşırı sömürgeye ve köle ticaretine başladı. 1783'e gelindiğinde Britanya, Amerika ve Batı Hint adalarındaki sömürgelerle büyük bir imparatorluğa dönüştü.
Yaklaşık 500 yıl süren sömürgecilik döneminin köle ticareti, kölelerin sömürgelerde kullanılması, katliamlar, kıtlıklar ve toplama kamplarındaki zulümlerle dolu olduğu biliniyor.
İngiltere'nin 16. yüzyıldan köleliğin yasaklandığı 1807'ye kadar olan dönemde yaklaşık 12,5 milyon insanı Afrika'dan Amerika ve Karayiplere köle olarak taşıdığı tahmin ediliyor.
İngiltere'nin kölecilik tarihinde, 17. ve 18. yüzyıllarda köle ticareti ya da köleler tarafından üretilen ürünlerin satışıyla hem İngiltere hem de binlerce İngiliz ailesi zenginleşti.
"İnsan" olarak görülmeyip, "mal" olarak alınıp satılan köleler, sahipleri tarafından sık sık "cezalandırılıyor", hatta öldürülüyordu. Kölecilikle ilgili yasalar, daha çok köle sahiplerinin haklarını içeriyordu.
İngiltere, köle ticaretinin yanı sıra sömürgelerinde işledikleri katliamlarla da biliniyor. Tarih boyunca birçok katliama karışan İngilizler, son yüzyılda da Afrika ve Asya ülkelerinde bağımsızlık girişimleri sırasında yüz binlerce kişiyi doğrudan öldürdü.
Ayrıca Britanya İmparatorluğu döneminde, Hindistan'dan milyonlarca ton buğday İngiltere'ye ihraç edildiği için 12-29 milyon arasında Hint açlıktan öldü.
En son 1943'te dönemin Başbakanı Winston Churchill, İngiliz askerlerine ve Yunanistan gibi ülkelere, Hintlerin ürünlerini gönderirken 4 milyon kadar Bengalli açlıktan hayatını yitirdi.
Churchill, Bengal kıtlığıyla ilgili bir açıklamasında, "Hintlerden nefret ediyorum. Hayvan gibi bir dine sahip, hayvan gibi insanlar. Kıtlık, tavşan gibi üredikleri için kendilerinin hatasıydı." demişti.