Patlak topla futbolun sonu

"Ne oldu şimdi kurtuldu mu futbol endüstrisi? Kalktı mı futbolumuzun üzerinden şike şaibesi? Arttı mı takımlarımızın piyasa değeri?"

Demek ki ‘patlak topla futbol’ bu kadar oluyormuş. Şike soruşturmasında Futbol Federasyonu, döndü dolaştı en başa yani topun patladığı ilk günlere döndü.
Şike suçlaması için hem ‘var’ hem de ‘yok’ dedi.
Masal gibi!
Bir varmış bir yokmuş...
Benim gibi bu işten hiçbir şey anlamayanlar için muhteşem formülü Federasyon Başkanı Yıldırım Demirören açıkladı.
Bir yandan şike ve teşvik teşebbüsü şüphesiyle 18 takımı disiplin kuruluna sevk etti diğer yandan da müjdeyi verdi:
“22 maçı incelemeye aldık. Çok şükür sahalara yansıyan bir şey yok.”
Hokus pokus..
Gelsin 58. Madde değişikliği.
Küme düşme yok puan silme var.
Silelim puanları bakalım keyfimize.
Ne şiş yansın ne kebap. 

***

UEFA ne der?
Bilen yok.
Trabzon ve Galatasaray ne yapar?
Dinleyen yok.
Mehmet Ali Aydınlar niye istifa etti?
Cevap yok.
Genel kurulda “58. Madde değişemez” diyenler yönetim kurulunda nasıl değiştirdiler 58. Maddeyi?
Soran yok.
Aziz Başkan bunca zamandır niye hapiste?
Anlayan yok.
Ne CAS’ta açılan davanın namusu kaldı ne futbolun. Varsa yoksa futbol endüstrisi. 

***

Ne oldu şimdi kurtuldu mu futbol endüstrisi?
Kalktı mı futbolumuzun üzerinden şike şaibesi?
Arttı mı takımlarımızın piyasa değeri?
Puan silince açılacak mı Türkiye’de futbolun önü?
Yoksa sırf çark dönsün, futbolun işlem hacmi artsın diye mi yedik bu haltı?
Bu yasayı çıkarmak için canla başla çalışan bizzat federasyon değil miydi?
Eğer hukuk, etik ve fair play’in bir anlamı kalmadıysa, mesele sırf işlem hacminin arttırılmasıysa o zaman ne farkı var futbol endüstrisinin şu meşhur borsacı fıkrasından?
‘Var’ diyorsanız lütfen borsacılar için anlatılan şu fıkrayı Türkiye’de futbolun son bir yıllık halini düşünerek okuyun.
Var mı yok mu siz karar verin? 

***

Yaşlı borsacı ile genç borsacı parkta sohbet ederek dolaşıyorlar.
Yaşlı, gence mesleğin püf noktalarını anlatıyor: “Bak evladım. Bu meslekte başarılı olmak için sadece fırsatları değerlendirmek yetmez. Zaman zaman fırsatları senin yaratman gerekir. Bu yüzden sürekli dikkatli olmalısın. Uygun bir yorumla umulmadık olaylar çok büyük fırsatlara dönüşebilir.”
Genç borsacı pek bir şey anlamamış gibi bakakalır. Usta borsacı şöyle bir etrafa bakınır ve devam eder:
“Bak mesela şu karşıda gördüğün taze köpek pisliği. Muhtemelen sana iğrenç bir şey olarak görünüyordur ama ben eğer, ‘Şu pislikten bir lokma alıp ağzına atarsan sana 1 milyon TL veririm’ dersem, bu durum senin açından nasıl bir fırsata dönüşür?”
Genç borsacı anlamış gibi kafasını sallar.
Yaşlı olan “Peki bu fırsatı değerlendirmek istemez misin” diye sorar.
Genç borsacı “Tabii efendim” der, parmağını pisliğe daldırır, bir lokma alır yutar.
Yaşlı borsacı çek defterini çıkarır ve 1 milyon TL’lik çeki gence verir.
Parkta bir süre sessizce yürürler. Fakat genç dayanamaz sorar: “Üstadım ben size aynı teklifte bulunsaydım kabul eder miydiniz?”
Bu kez yaşlı borsacı “Neden olmasın” der gibi bakar.
Genç atılır: “Bakın ileride başka bir pislik var. Bu kez büyük fırsat sizin. 1 milyon TL karşılığı dener misiniz?”
Yaşlı borsacı “Tabii ki” der, bir lokma alıp yutar.
Genç borsacı da çıkartır, biraz önce kazandığı 1 milyon TL’lik çeki iade eder.
Bir süre yine sessiz sessiz yürürler. Genç dayanamaz ve sorar: “Üstadım ne sizin cebinizdeki para miktarı değişti ne de benim cebimdeki. Allah aşkına söyler misiniz, biz bu b.k’u niye yedik?”
Kurt borsacı cevap verir:
“Öyle deme evladım. Bak bu sayede tam 2 milyon TL’lik işlem hacmi yarattık!”
Hayırlı uğurlu olsun.

(Radikal gazetesinden alınmıştır)