Paralel Polislerin ihaneti

Tam bir ay önce medyaya görüntüleri yansıyan inanılmaz bir haber vardı. Hep dile getirilen bir iddiayı 'gerçek' kılıyordu bu görüntü. İddia şuydu; "Paralel polisler Doğu'ya tayin ediliyor. Onlar da Çözüm Süreci'ni baltalamak, Hükümet'i zor durumda bırakmak için provokasyon yapıyor!"

Emniyetteki paralel yapıya yönelik soruşturmalar kapsamında Doğu ve Güneydoğu'ya atanan
bazı emniyet görevlilerinin vatandaşa yönelik tahrik amaçlı aşırı güvenlikçi politikalar uyguladığı da iddialar arasında.

Hatta düğün, nişan, cenaze gibi törenlerde aşırı güvenlik önlemleri ve güvenlik gerekçesiyle süre kısıtlamaları yapan bu polisler hakkında yetkililere de çok sayıda şikâyetlerin gittiği biliniyor. Gerçi 17-25 Aralık darbe girişiminden bu yana öne sürülen bir şeydi ama belgelenemediği için 'iddia' deyip geçiyorduk.

***
İşte o görüntülerde, Van'daki 6-7 Ekim olaylarını fırsat bilen Paralel polislerin çatışmaları nasıl kızıştırdığı kameralara yansımıştı. Görüntülerde Van'da bir polis panzerinin, yol kenarındaki iki otomobili, yanan otomobile sürükleyerek onun üzerine ittiği açıkça görülüyordu.

Vatandaşların cep telefonu ile çektiği görüntülerde çekim yapanların; "Bu polisler ne yapıyor? O iki aracı da yansın diye mi sürüklüyor" dediği duyuluyordu. Mobese kayıtları da yaşananları doğruluyordu.

Daha sonra o panzeri kullanan polis ile emri veren komiser yardımcısı görevden alındı ve haklarında soruşturma başlatıldı. Hatta bir başka görüntüde de polis panzerinin, yanması için araçları alevlere sürüklediği sırada başka bir polisin de olayların aksi istikametteki evlerin pencerelerine doğru peş peşe gaz bombaları attığı görülüyordu.

***
Şimdi gelelim Hakkâri'ye. Önceki gün de Hakkâri Valiliği ilginç bir basın açıklaması yaptı. Hakkâri'de 15 Ocak gecesi saat 23.00'tekenar mahallelerde 'akrep' tabir edilen bir polis aracındaki biri komiser üç polisin, sokaklara torpil denilen patlayıcılardan attığı ortaya çıktı.
Diğer polislerin takip ederek yakaladığı bu üç polis hemen açığa alındı. Araçtan 19 tane daha 'torpil' çıkmış ve bunlar Emniyet envanterinde olmayan patlayıcılar.
Bu 19 'torpil'in bir farkı da özel olarak barutla doldurularak patlayıcı gücü artırılmış olmaları!

***
İşin enteresan olmayan kısmı ise bu üç polisin, Paralel Yapı soruşturması çerçevesinde Emniyet İstihbarat ve KOM şubelerinden tasfiye edildiği anlaşılmış. Sabah Gazetesi'nin haberine göre, provokatör polislerden baş komiser yardımcısı Y.Ü., Ağustos 2014'te Hakkari Emniyeti İstihbarat Şubesi'nden, polis memuru M.B.C., aynı dönemde KOM Şube'den, polis memuru M.C. ise Haziran 2014'te İstanbul İstihbarat Şube'den tasfiye edilerek Koruma Şube Müdürlüğü'ne gönderilmiş.
Paralel Yapı'nın en büyük ihaneti, Çözüm sürecine ve kan akmıyor diye sevinen bölge halkına karşı giriştiği bu provokasyonlardır.

***
Provokasyon iddialarını araştırmak üzere bölgeye gönderilen müfettişler 3 polis hakkında adli ve idari soruşturma başlatmış ve polisler açığa alınmış. Bunu da Hakkâri Valiliği kamuoyuna duyuruyor.

Eski Türkiye'de bunun bin beterini yapan polisler, "Kahraman" sayılıyordu. Ödüllendiriliyor belki terfi ettiriliyordu. Yeni Türkiye'de ise Kürtlere kötü davranan, halka terörist muamelesi yapan memurlar soruşturulup açığa alınıyor.

Bu farkı bile görmeden iktidarı 'antidemokrat' olmakla suçlayanlar, ya adalet duyguların kaybetmişler ya da hâlâ Paralel tezgâhtan medet umuyor.
Her iki halde de yazık!

(Aktüel'den)