“Güç; kaç yaşında olursak olalım, kadın ya da erkek demeden geçmişte aldığınız her türlü yaranın izini silmek için cesur olmaktır. Güç; zamanında canımızı çok acıtmış, bizi kanatmış olan yaralarımızı zamanla iyileştirebilmemizdir. Güç, çekinmeden ve kontrol etmeye çalışmadan hayata kendinizi teslim edebilmektir. Güç, boşalan yerleri doğru hamlelerle doldurabilmektir. Güç, yeniden doğabilmektir...”
Bu sözler, 22 yıllık gazeteci Özlem Bay’a ait. Bay, iki yıldır üzerinde çalıştığı romanı ‘Gözyaşların Ne Renk?’ te bu güce sahip insanların öykülerini anlatıyor.
Ceres Yayınları’ndan çıkan kitap, tüm kitapevlerinin yanı sıra www.ceresdukkan.com ve tüm online kitap satış platformlarında kitapseverler ile buluşuyor.
Küllerinden yeniden doğanların öyküleri…
Kitapta okuyucuları yaşanmış insan hikayelerinin beklediğini söyleyen yazar, “1930’larda Karadeniz’de bir şehirde dünyaya gelen Kazım’ın hayatıyla başlayan roman, birbiriyle bağlantılı insanların maceralarıyla devam ediyor. Hepsinin ortak yönü ise hayata karşı güçlü ve sağlam durmaları… Öyle ki hepsinin dibe vurduğu zamanlar var. Ancak hepsii hayattan ümidini kaybetmeden yola devam ediyorlar. Tıpkı mitolojide adı geçen Phoenix kuşu gibi… Yani küllerinden yeniden doğuyorlar” diye anlatıyor.
Kaybettiği anne ve babasına ithaf etti
Karakterler yazara çok da yabancı kişiler değil aslında. Anneannesi Metine de var, halası Halise de… Ailesinden, uzak ve yakın çevresinden dinlediği hayatları kaleme aldığını dile getiren Bay, “Pek çok olayın yaşandığı romanda; aşk da, ihanet de, ölüm de, mutluluk da, hüzün de, başarı da var” diyor.
Yazara göre hayatlarımızda sıfır noktası ile zirve aslında aynı… “Çünkü insanlar sıfır noktasına geldiklerinde zirveye çıkmış oluyorlar. Çünkü tam o noktada zirveye tırmanmak için güçle, umutla dolu oluyorlar. İşte bu romanda o güce ve umuda sahip olan insanlar var” diyen Bay, kitabı kaybettiği babası Ziya ve annesi Mine Bay’a ithaf ediyor.